Nobel Barış Ödülü Kilislilere Verilsin
Gelecek dönemki Nobel Barış Ödülü'nün Kilislilere verilmesi önerisinde bulundu.
26.11.2015 01:35:31
Bu haber
679 kez okundu
Nobel Barış Ödülü Kilislilere Verilsin
İnsan Haklarından Sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Kilis'in nüfusundan çok fazla göçmeni yıllardır barındırdığını ve misafir ettiğini belirterek, gelecek dönemki Nobel Barış Ödülü'nün Kilislilere verilmesi önerisinde bulundu.
"Yunan sahil güvenlik ekiplerinin çok sayıda göçmenin bulunduğu botu batırma görüntüleri ve göçmenlere kötü muamelelerinin" TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun, 2 yıl önceki Ege Kıyılarında (İzmir–Aydın) Gerçekleşen Yasa Dışı Göç Hakkında İnceleme Raporu'nda yer aldığı ortaya çıktı.
Komisyon raporunda, Suriye uyruklu göçmenin, "İdlip’ten Hatay’a geldiği, otobüsle İstanbul’a ulaştığı, oradan 40 kişiyle İzmir’de bilmedikleri bir yere ulaştıkları, burada indirilip bir kilometre yürüdükleri ve denize ulaştıkları, kıyıdan tekneye bindirildikleri, 2 saatlik deniz yolculuğunun ardından Yunanistan’a vardıkları ve Yunan askerlerince yakalandıkları, alelacele bir gemiye bindirildikleri, yüzleri maskeli polislerce telefon ve paralarının alındığı, kendilerine kötü muamele yapıldığı ve dövüldükleri, ardından botlara bindirildikleri, karaya yakın bir yerde can simitleri olmaksızın herkesin denize atıldığı, bir süre yüzdükten sonra karaya ulaştıkları, karaya ulaştıklarında 2 kadın ve bir çocuğun öldüğünü fark ettikleri" şeklindeki ifadelerine yer verildi.
Afganistan uyruklu bir başka göçmenin de "4 Ocak 2014 saat 01.00 sularında bota bindirilerek denize açıldıklarını, Midilli Adasına doğru giderken Yunan botlarınca yakalandıklarını, üzerlerinin aranarak pasaportlarına ve paralarına el konulduğunu, ardından botlarının motorunu söktüklerini ve Türkiye tarafına bıraktıklarını, bir saat sonra da Türk sahil güvenlik botlarınca yakalandıklarını" belirten ifadesi de raporda yer aldı.
Yaşanan dram, komisyon raporunda yer almıştı
Raporun yazıldığı dönemde İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olan ve Ege Denizi'ndeki incelemeye katılan Üstün, konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin, Suriye'den ülkeye göç olayı başlar başlamaz, bütün kurumlarıyla göçmenlere nasıl yardım edileceği konusunda çaba sarf etmeye başladığını belirten Üstün, kendisinin başkanlığını yaptığı 24. Dönem'deki İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun, o zaman komisyon bünyesinde "göç alt komisyonu" kurduğunu anımsattı.
Üstün, komisyonun, hem çadırkentlerde inceleme yaptığını hem de göçmenlerin izlediği rotaları izleyerek oralarda karşılaştıkları sorunları da tespit etmeye çalıştığını ifade etti. Basında, Ege Denizi'nde çok sayıda göçmenin öldüğüne ilişkin haberlerin yer alması üzerine, bu olayı araştırmak için bölgeye gittiklerini belirten Üstün, incelemeleri sonucunda, Türk Sahil Güvenlik ekiplerinin gece gündüz denizde devriye gezerek göçmenleri kurtarmaya çalıştığını gözlemlediklerini bildirdi.
Türk Sahil Güvenlik botlarına binerek göçmenlerin hangi körfezlerden ve adalardan gittiklerini, güzergahlarını gözlemlediklerine işaret eden Üstün, Çeşme'de sivil toplum örgütleriyle yaptıkları toplantıda, Türklerin göçmenlere yardımcı olmak için dernekler kurduklarını gördüklerini söyledi.
"Hayvana bile böyle davranılmıyor"
Ayhan Sefer Üstün, İzmir'deki geçici kamplarda kalan göçmenlerle de görüştüklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bütün bu görüşmelerimizde göçmenlerin bazı ifadelerine de şahit olmuştuk. Göçmenler, 'Yunan tarafının kendilerine çok kötü muamele yaptıklarını, Yunan sahil güvenlik ekiplerinin denizde botlarını batırmak için dalga oluşturduklarını, botlarını deldiklerini hatta motorlarını aldıklarını, botlarını Türk sınırına doğru götürerek denize attıklarını' söyledi. Türkiye'nin göçmene bakış açısıyla Avrupa'nın bakış açısı çok farklı. Avrupa insan haklarından bahseder fakat, bu konuda sınıfta kalmıştır. Türkiye göç uygulamalarında çok ileride ama Avrupa göç uygulamalarında, Avrupa değerlerini ayaklar altına aldı.
O zaman çok kesin deliller ve görüntüler olmadığı için, bunların hepsine yer veremedik. Fakat o zaman, içimizde bir şüphe olmuştu. Şimdi kesin deliller ve görüntüler var, bu görüntüler de herkesi şok etti. Bu görüntülerden Çipras ne kadar utandıysa, Avrupa'nın da utanması lazım. Bu görüntülerin bir çoğu göç yollarında, sınırlarda ve denizlerde yaşanıyor. Macaristan'da kucağında çocuğu olan göçmen babaya kameramanın çelme takması... O çelme aslında babaya değil, bütün insanlığa atılmıştır. Bir basın mensubu bile bunu yapıyorsa, polisin, vatandaşın ne yaptığını siz düşünün. Afedersiniz maymunlara atar gibi yiyecekleri atıyorlar. Bunlar insanlık dışı muameleler. Hayvana bile böyle davranılmıyor, hayvanlara yiyecek en azından bir kaba konularak veriliyor. Göçmenleri, hayvanlara dahi gösterilmeyen muamelelere maruz bıraktılar. Bunlar çok üzücü olaylar ama bu son olay, Avrupa'nın göçmenlere bakış açısını tamamen resmetmiştir, ortaya koymuştur. Bizim raporumuzu da teyit etmiştir. İnsan Hakları Komisyonunun yaklaşık 2 yıl önce yazdığı rapordaki tespitler, bugün delilleriyle birlikte ortaya çıkıyor. Bu da şunu gösteriyor: Demek ki bu insan hakları ihlalleri 2 yıldır devam ediyor. Acaba bu süre zarfında kaç göçmen denizin o soğuk sularında öldü?"
Üstün, Türkiye'nin yıllardır 2,5 milyon Suriyeli göçmeni ağırladığını ancak Ege Denizi'nde yaşanan o görüntülerin hiç birisinin Türkiye'de yaşanmadığını vurguladı.
Gelecek dönemki Nobel Barış Ödülünün Kilislilere verilmesini öneren Üstün, "Çünkü, Kilis nüfusundan çok fazla göçmeni yıllardır barındırıyor, onlarla birlikte yaşıyor ve bir olay bile olmuyor. Empati yapalım, diyelim Ankara'nın nüfusu 5 milyon, 6 milyon mülteciyi burada barındırabilir miydik? Çok zor. Ama Kilisliler nüfusundan çok daha fazla insanı yıllardır misafir ediyor. Bu nedenle Nobel Barış Ödülü Kilislilere verilsin. Bundan daha barışçıl bir davranış olabilir mi?" diye konuştu.
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2