4 YIL İÇİNDE TERÖRÜ BİTİREMEZSEM SİYASETİ BIRAKIRIM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Söz veriyorum. 4 yıl içinde bu Türkiye’yi terör belasından kurtarmazsam siyaseti bırakırım" dedi.
1.12.2016 19:44:24
Bu haber
671 kez okundu
4 YIL İÇİNDE TERÖRÜ BİTİREMEZSEM SİYASETİ BIRAKIRIM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası’nda STK temsilcileri ile kentte tarım ve hayvancılığın sorunları ile ilgili toplantı düzenledi. sonra, konferans salonunda partililerle buluştu.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun partililerle buluşmasında yaptığı konuşma şöyle:
Kısa bir konuşma yapacağım. Önce sözlerime şöyle başlayayım. Adana’da bir yurtta kız çocuklarımızın hayatını kaybetmesi bizim son günlerde yaşadığımız en acı olaylardan birisi. Anneler ve babalar çocukları daha iyi okusun diye okula gönderirler. Daha iyi bir dünyada yaşasın diye okula gönderirler. Bilgisi olsun, birikimi olsun diye okula gönderirler. Daha rahat iş bulsun, yüzde yüz kocasına mahkum olmasın diye okula gönderirler, eli ekmek tutsun o da çalışsın, o da mücadele etsin, hayatın bir parçası olsun diye okula gönderirler. Eğer yurt yoksa yurda gönderirler. Anneler ve babalar dün yüreklerine ateş düşen birer konuma geldiler. Çocuklar kaybedildi bir yangın sonucunda. Yurt, kim izin verdi, hangi koşullarda izin verildi? Yangın merdivenine açılan kapılar niye açılmadı? O çocukların günahını kimler çekecek, acısını kimler çekecek? Bunların hiçbirisini bilmiyoruz şu anda. Hepsi masum bu çocukların. Anneler ve babalar çocuklarını getirdiler yurda teslim ettiler.
BİR YILDA TÜRKİYE’DE YURT SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ
Sormamız gereken ilk soru şu; bu çocuklar için neden Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bir yurt kurmadı. Orada bir yurt vardı yıkıldı, neden yeni bir yurt yapmadılar? O anneler, babalar güven içinde çocuklarını neden bu yurda, devletin kuracağı bir yurda getirip teslim edebilirlerdi. Böyle bir imkan onlara sağlanmadı. Eğer bir ülkede hükümet varsa, eğer bir ülkede hükümet kendi halkının, kendi çocuklarının sorunlarını önemsiyorsa, 14 yıldır yurt sorunu neden çözülmez bu ülkede? Ben söz veriyorum, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı olarak söz veriyorum; bir yılda fazla değil bir yılda Türkiye’de yurt sorununu çözeceğiz. Her anne ve babanın güven içinde oğlunu, kızını teslim edeceği bir yurt yapacağız. Bütün imkanları olacak, sıcak suyu olacak, soğuk suyu olacak, yangın merdiveni olacak, kapıları açılacak, her türlü imkanı sağlanacak. Anne ve baba çocuğunu yurda teslim ederken gözleri arkada kalmayacak. Bunu yaptığımız zaman bu ülkenin insanlarına hizmet etmiş oluruz.
Bugün Sivas’tayım, Sivas tarihin başkentidir aynı zamanda. Bir dönem sanayinin de başkentiydi. Son 20 – 25 yıldır sürekli kan kaybediyor. Bunu en iyi anlatan bir konu var. Milletvekili sayısı sürekli düşüyor. Neden? Nüfus azalıyor. Şu soruyu sormamız gerekiyor. Hiç kimse annesinin, babasının, atalarının mezarlarının olduğu yerden ayrı bir başka yere gitmek istemez. Herkes doğduğu yerde, büyüdüğü yerde kazanmak ister, çoluk çocuk sahibi olmak ister. Neden göç ediyor, neden gidiyor? İş bulamadığı için. Peki sosyal devlette iş alanı yaratacak olan kim? Hükümetlerin izleyeceği ekonomi ve sosyal politikalar. Eğer bu politikalar insana dokunuyorsa, bu politikalar işsizliğe yol açıyorsa, bu politikalar kırsal göç akınına yol açıyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım.
SİYASETÇİ CEBİNİ DEĞİL, SİYASETÇİ HALKI DÜŞÜNECEK
Şimdi Sivaslı kardeşlerime şunu söylemek isterim, sormak da isterim. Nüfusumuz azalıyor, fabrikalar azalıyor, gençler büyük kentlere gidiyor Sivaslı bu politikaları izleyenlere oy vermeye devam ediyor. Sonra da Sivaslı gelip bana ağlıyor; bizim işte fabrikamız yok, bizim turistlik alanlarımız var turistimiz yok, bizim coğrafyamız çok büyük ama tarımımız batmak üzere, biz geçinemiyoruz. Her birisi Türkiye’nin bir yerine dağılıyor ekmek peşinde koşuyorlar. Fabrika çalışabilir mi? Elbette çalışır. Üretim yapabilir mi? Elbette üretim yapar. İşçi bulunur mu? Elbette işçi bulunur. Ustası bulunur mu? Elbette ustası da bulunur. Mühendisi olur mu? Elbette mühendisi olur. Eksik ne? Eksik CHP iktidarı. CHP iktidar olursa bunların hepsi olur. Neden? İnsana değer verir. İnsana değer vereceğiz, alın terine değer vereceğiz, üretime değer vereceğiz.
Yukarıda sivil toplum kuruluşlarını ve üretici birliklerini, ziraat odalarının başkanlarını dinledim. Tarımı ve hayvancılığı anlattılar. Bir litre süt bir çaydan ucuz. Bir litre sütü elde etmek için hayvanı bulacaksınız, besleyeceksiniz, bakacaksınız, sütü alacaksınız, onu içilebilecek hale getireceksiniz, kaynatacaksınız bir maliyeti var. Su Allah’ın verdiği su kaynaktan alacaksınız şişeleyip müşteriye vereceksiniz. Nasıl oluyor da su daha pahalı, süt daha ucuz? Nasıl olur da bir bardak çay bir litre sudan daha pahalı olur? Hep beraber düşünmemiz lazım. Teşvik yeteri kadar verilmiyor. Hiç kimsenin aklına bundan 20 yıl önce Türkiye et ithal edecek diye gelmezdi, saman ithal edecek diye gelmezdi. Mercimek, nohut, kuru fasulye ithal edecek diye gelmezdi. Köylerimiz boşaldı. Nereye gitti bu köylü kardeşlerimiz? Büyük kentlerin varoşlarına gittiler. Hepsi iş, ekmek peşinde koşturuyor. Köylerde çoban bulamıyoruz diyorlar. Koyun var, sürü var çoban bulamıyoruz diyorlar. 1300 lira asgari ücret sigortalıysa onu tercih ediyor hiç değilse benim bir sigortam var diyor. Bu sorunlar çözülür mü? Hepsi çözülür. Çözülmez sorun yoktur.
Bütün mesele şu; siyasetçi cebini değil, siyasetçi halkı düşünecek. Siyasetçi kendisini ve çocuklarını değil, halkın kendisini ve bütün gençleri düşünecek. Herkesin iş, aş sahibi olduğu bir Türkiye’yi nasıl ayağa kaldırabiliriz? Bir Türkiye’de huzuru nasıl sağlarız? Yine yukarıda bir arkadaşımız dedi ki, Türkiye adeta bir savaşın içinde. Türkiye zaten savaşın içinde. Suriye’ye girmişiz biz, askerlerimiz Suriye’de. Her gün şehit haberleri geliyor. İş kazalarından ötürü kimsenin haberinin olmadığı her hafta onlarca kişi hayatını kaybediyor. Ne oluyor bu Türkiye’de? Evimizde de mi huzur içinde oturamayacak mıyız? Herkesin sorması lazım, özellikle de Sivaslı kardeşlerimizden birine sorması lazım. Ekonomide geriye gidiyorsunuz, Sivas’ta yaşayanların üç katı, dört katı, on katı dışarıda Sivaslı var. Yaz aylarında geliyorlar kışın tekrar oraya gidiyorlar. Fabrikalar büyük ölçüde kapalı, üretim büyük ölçüde düşmüş vaziyette. Türkiye’nin ayağa kalkması lazım. Türkiye’nin yeniden üretmesi lazım. Üreten Türkiye saygın Türkiye’dir. Üreten Türkiye güçlü Türkiye’dir. Üretmeden eğer başkalarının ürettiğini tüketirseniz bir gün gelir onların egemenliği altına girersiniz. Hepimizin bu konuda dikkatli olması lazım.
Bizim bir konuda daha dikkatli olmamız gerekiyor. Algılarımızdan kurtulmamız gerekiyor. Aklımıza ve vicdanımıza sormamız gerekiyor. Bunun için şunu söylüyorum. Kendinize sorun, komşunuza da sorun, ev ziyareti yaptığınız hanıma da sorun, lokantada yemek yediğiniz arkadaşınıza da sorun, kahvede oturup oyun oynadığınız arkadaşlarınıza sorun. Deyin ki, Türkiye’nin Suriye’yle, Irak’la, Mısır’la, Libya’yla, Filistin’le, AB ile İran’la, Rusya’yla ilişkilerini kim düzeltir? Sorun. Hayatında Cumhuriyet Halk Partisine oy vermemiş vatandaş bile der ki, bunları ancak Cumhuriyet Halk Partisi düzeltir. Evet biz düzeltiriz. Çünkü biz kendi ülkemizde de barışı, huzuru savunuyoruz, dünyada da barışı ve huzuru savunuyoruz.
NAMUSLU SİYASETÇİ EKSİKLİĞİMİZ VAR
Bakın seçimler sırasında biz bir proje açıkladık, “Merkez Türkiye Projesi.” Ne demek Merkez Türkiye? Türkiye “Dünyanın merkezi olacak” dedik. Karadeniz’le Akdeniz’i niye buluşturmuyoruz? Ne eksiğimiz var? Anadolu’ya niye sanayi gelmiyor? Anadolu’nun kültürü zengin, sanatı ve kültürü neden daha yüceltmiyoruz? İş alanlarını neden büyütmüyoruz? Katma değeri yüksek ürünü neden Anadolu’da üretmiyoruz? Ne eksiğimiz var? İnsan eksiğimiz mi var? Hayır. Toprak eksiğimiz mi var? Hayır. Deniz, su eksiğimiz mi var? Hayır. Temiz hava eksiğimiz mi var? Hayır. Ne eksiğimiz var? Namuslu siyasetçi eksikliğimiz var. Her mesleğin bir ahlakı vardır. Ahlaki kuralları Türkiye’de olmayan tek alan var, o da siyaset. O yüzden söyledik, CHP iktidara gelirse ilk 4 ay içinde çıkaracağı bir numaralı kanun, “Siyasi Ahlak Kanunu” olacak. Artık üç kağıtçıların siyasette yerinin olmaması lazım. Temiz insanların siyasette yerinin olması lazım.
Sivaslı kardeşlerimden istirhamım; kim size gelip din üzerinden siyaset yapıyorsa bilin ki, dine en büyük kötülüğü o yapıyor. Kim gelip size ırk üzerinden siyaset yapıyorsa bilin ki, en büyük kötülüğü o yapıyor. Kim gelip size yaşam tarzınız üzerinden siyaset yapıyorsa bilin ki, bu ülkeye en büyük kötülüğü o yapıyor. Biz insanı Allah’ın yarattığı en değerli varlık kabul ediyoruz. Bizim başımızın üstündedir diyoruz. Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun. Siyasetçi olarak, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, insana böyle bakıyoruz. İnanın çocuğu işsizse, onun kimliğine mi bakacaksın, onun yaşam tarzına mı bakacaksın, onun inancına mı bakacaksın? Hayır. Çocuğu işsizse çocuğuna iş bulacaksın kardeşim. Siyasetçinin konusu budur.
ÖN YARGILARIMIZDAN ARINACAĞIZ
Fabrika açacaksın, yeni istihdam alanları yaratacaksın, üreticiyi destekleyeceksin. Et ithal etmeyeceksin, ihraç edeceksin. Yoğurt ithal etmeyeceksin, ihraç edeceksin. Mercimek ithal etmeyeceksin, ihraç edeceksin. İki Trakya büyüklüğünde alan Türkiye’de son 10 yıldır ekilmiyor. Niye ekilmiyor? Her şey dışardan getiriliyor. Niye ekmiyorlar? Mısır ekecek toprağımız mı yok? Fasulye ekecek toprağımız mı yok? Mercimek ekecek toprağımız mı yok? Ayçiçeği ekecek toprağımız mı yok? Hayvancılık yapacak meramız mı yok? Hepsi var. Planla, akılla, bilgiyle bunların hepsini yapabiliriz. Çok çarpıcı bir örneği pek sık veririm. Yine vereyim. Hollanda diye bir devlet var. Konya’dan küçük. Bizim Konya’dan küçük bir devlet, Türkiye’nin ihraç ettiği üründen daha fazla ürün ihraç ediyor. Konya’dan küçük bir devlet Türkiye’den daha fazla tarım ürünü ihraç ediyor. Neden? Biz niye ihraç edemiyoruz? Biz niye yapamıyoruz? Neden köylerimizde gençlik kalmadı? Neden gençlerimiz işsiz? Eğer bir evde bir işsiz varsa, o evde huzur yoktur. Anne baba bekler bu çocuk ne zaman iş güç sahibi olacak, eli ne zaman ekmek tutacak diye. İşsizlik bu kadar kötü bir şeydir. 8 milyona yaklaşıyor işsiz sayımız. Her 4 üniversite öğrencisinden birisi işsiz. Sorun Allah aşkına bu Ankara’daki beylere onların çocukları işsiz mi? Sorun bu Ankara’daki beylere onların çocukları askere gidiyor mu? Sorun şu Ankara’daki beylere onların çocukları şehit oluyor mu? Sorun bu Ankara’daki beyler onların çocukları fakir fukara, garip gurabanın çocuğu hadi oğlum askere, hadi oğlum Suriye’ye, hadi oğlum işsiz kal. Sırtını sıvazla eline ekmek bile verme, iş verme. Artık bu hikâyeye son diyeceksiniz, noktayı koyacaksınız. O nedenle, “Ön yargılarımızdan arınacağız” dedim. Kim Türkiye’yi düşünüyorsa, kim verdiği sözün arkasında duruyorsa ona destek vereceksiniz. Bu işin kuralı budur.
Bakın biz seçimlerde söz verdik. “Asgari ücret net 1500 TL olacak” dedik. “Yapamazsınız” dediler. Bugün bizim bütün belediyelerimizde asgari ücret net 1500 liradır. Hiçbir belediyemiz de iflas etmedi. Demek ki oluyor. Üstelik 1500 liradan fazla, ben “An az 1500 lira” dedim. Aile sigortası büyük kentlerden başlayarak belediyelerimiz şu anda aile sigortasını da uyguluyor. Nerede bir yoksul ev varsa, geliri olmayan ev varsa bankasına her ay para yatırılıyor. Onun yoksulluğu teşhir edilmiyor, sağ elin verdiğini sol el görmüyor. Kadın gidiyor aylığını çekiyor, gidip harcamasını yapıyor. Demek ki, bunlar uygulanabiliyor mu? Uygulanabiliyor. Kim yapıyor? Biz yapıyoruz. Sizden isteğim sizi düşünen, halkı düşünen, yaşlısı, genci ayrımı yapmadan bu ülkeye huzuru getiren, huzuru vadeden bir partiye gelin destek verin.
ÜLKE GÜVENLE YÖNETİLİR
O nedenle bütün annelere bütün kadınlara sesleniyorum; bir ülkenin huzurunu görmek istiyorsanız kadının yüzüne bakacaksınız. Kadının yüzü gülüyorsa bir ülkede huzur vardır, bereket vardır. Kadının yüzü gülmüyorsa; o memlekette huzursuzluk vardır, o memlekette sorun var demektir. Hangi anne çocuğunu, askere gönderdiği çocuğunu güler yüzle karşılamak istemez. Gönderiyor ama huzursuz. Gönderiyor ama korkuyor, evime ya bayrak asarlarsa, ya çocuğu şehit olursa ne olur. Ben size söz veriyorum anneler söz veriyorum. 4 yıl içinde Türkiye’yi bu terör belasından kurtarmazsam siyaseti bırakacağım. Onların yaptığı gibi yapmayacağız. Bir memleket kin ve öfkeyle yönetilmez. Kavgayla yönetilmez. Bir memleket bilgiyle yönetilir. Ahlakla yönetilir. Tecrübeyle, deneyimle yönetilir. Eğer siz bilgiyle yönetmiyorsanız, ahlakla yönetmiyorsanız o memlekette huzuru sağlayamazsınız. Güvenle yönetilir bir ülke. Güvenliği sağlamıyorsanız olmaz. Kinle yönetiyorsunuz, öfkeyle, intikam duygusuyla devleti yönetmeye kalkarsanız, o ülkede huzuru sağlayamazsınız. Biz çok şey istemiyoruz. Biz kendi ülkemizde insanca yaşamak istiyoruz. Görüşü ne olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, hangi inançtan olursa olsun, hangi kimlikten olursa olsun, madem ki biz aynı havayı teneffüs ediyoruz ,biz kendi ülkemizde huzur içerisinde insan gibi yaşamak istiyoruz. Caddede, sokağında, parkında, lokantasında karşılaştığımız her vatandaşa güler yüzle selam vermek istiyoruz. Kucaklaşmak istiyoruz. Ayrılık ve gayrılığı bir tarafa bırakmak istiyoruz. Evet, kendi ülkemizde huzur içinde insanca yaşamak istiyoruz.
İnsanca yaşayacağımız bir Türkiye umuduyla hepinize en içten selamlar saygılar.
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2