Açtığınız O Hendeklerde Yok Olacaksınız, Oraya Gömüleceksiniz
“Türk diye bir ırk yoktur” diyen sefil zihniyet, sana söylüyorum, bu hendeklerde senin rızan, senin sözün, senin kapkara ümidin vardır
22.12.2015 22:43:02
Bu haber
717 kez okundu
BAHÇELİ TBMM GRUBUNDA KONUŞTU
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup Toplantısında çok sert konuştu.
Bahçeli ‘’Açtığınız O Hendeklerde Yok Olacaksınız, Oraya Gömüleceksiniz’’ dedi
Çözüm diyenler şimdi söyleyiniz, cevap veriniz, bu hendekler kazılırken neredeydiniz?
Sözde akiller peki siz ne yapıyor, hangi delikten, hangi yalıdan, hangi melun hevesle terörü seyrediyordunuz?
Bir ara, durmadan konuşuyor, özgürlük nutku atıyor, demokrasi türküsü söylüyor, terörü bitiriyor, sorunları çözüyor, barışı getiriyordunuz.
Şimdi nerede gizleniyor, nerelerde keyif çatıyorsunuz?
Bu hendekler yeni kazılmadı.
Hendeklere ilk kazma yıkım projesiyle vuruldu.
Hendeklerin yayılması süreç ihanetiyle gerçekleşti.
Sur’dan Suriye, Cizre’den Cezire, Silopi’den savaş çıkartmak için yıllarca PKK el bebek gül bebek bakıma alındı, müzakerelerle güçlendirildi.
Şimdi Erdoğan çıkmış, “O evlerde, o binalarda, açtığınız o hendeklerde yok olacaksınız, oraya gömüleceksiniz” demektedir.
Davutoğlu da, “Hendekleri başlarında parçalayacağız” iddiasındadır.
Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz yaratıklar tarafından Cizre yakılmakta, Silopi kırılmakta, Sur Ayn el Arab’a dönüştürülmektedir.
Hastanelere roketler isabet etmekte, okullar bombalanmakta, camiler harabeye çevrilmekte, vatandaşlarımız göç etmektedir.
Terörden olumsuz etkilenen 21 ilimizde bu yılın ilk 10 ayında 11 bin 354 esnafımızın kapısına kilit vurduğu, kapanan şirket sayısının bin 549’a ulaştığı medyaya kadar yansımıştır.
Örgüt sözde mahkemeler kurmuş, hükümetin haberi olmamıştır.
Örgüt sözde şehitlikler açmış, hükümetin ruhu duymamıştır.
Alan almış, satan satmış, çözümün içinden hendek çıkmış, barikatlar dikilmiş, ne çelişkidir ki hükümet bile bile kulağının üstüne yatmıştır.
Bunlara rağmen, Erdoğan ve Davutoğlu hendeklere öfke saçacağına, nerede hata yaptık diye dönüp geçmişe bir türlü bakmıyor, bakamıyor.
Öcalan’ı takdirle karşılıyorum diyen Şırnak eski Valisi, bu hendeklerde senin payın vardır.
TBMM’de “Bu coğrafyada üç hedef vardı son dönemde: Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bir; İmralı, iki; Barzani, üç.” diyen AKP Milletvekili, bu hendeklerde senin izin vardır.
“Türk üst kimliği bölücüdür, Türk bayrağı değil, Türkiye ve devlet bayrağı diyelim” diyen zehirli dil, bu hendeklerde senin dahlin vardır.
“Türk diye bir ırk yoktur” diyen sefil zihniyet, sana söylüyorum, bu hendeklerde senin rızan, senin sözün, senin kapkara ümidin vardır.
Türk bayrağını tahrik unsuru gören, Ne Mutlu Türküm Diyene seslenişinden rahatsızlık uyan hainler, duyun bu milli çığlığı, hendekler önce vicdanınızda açılmıştır.
“Milliyetçilikle hesaplaşma zamanı” geldi diyen hele sen Davutoğlu, bilesin ki günahın büyüktür ve hendekler seninle anılacaktır.
İmralı canisini sütten çıkmış ak kaşık gösteren, gençliğinde namaz kılmasından oruç tutmasına kadar ballandıra ballandıra anlatan siyasi mevtalar hendeklere ilk kazmayı vuran asıl sizlersiniz.
Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini kaldırıp, milleti 36 parçaya ayırıp milliyetçiliği ayaklarının altına aldığını söyleyen 17-25 Erdoğan, gerçek hendek kaçak sarayın içinde, 7 Aralık’ta taşındığın 250 odalı saray yavrusunun tam ortasındadır.
“Sayın Öcalan demek, PKK’nın kendine ait bayrağını ve Öcalan posterini elinde taşımak suç olmaktan çıktı” sözlerini kurşun gibi savuran namertler, şimdi beni dinleyiniz, ilk hendek sizlerin ruhunda kazılmıştır.
İmralı canisine methiyeler düzüp barış güvercini gösteren, Türk milliyetçilerine hakaretler yağdırıp morg bekçisi suçlamasını yöneltenler, sizin ön isminiz hendek ise soy isminiz haysiyetsizdir.
Oslo’dan İmralı’ya kadar Türkiye’nin önüne sıra sıra hendek kazdılar, sırtına kaldırmayacağı yük yüklediler. Şimdi de bundan gocunuyorlar.
Teröristlere müdahale etmek isteyen güvenlik güçlerimizin elini tutan,
Süreç zarar görmesin, Erdoğan kızmasın gerekçeleriyle teröristlerin alan hakimiyetine göz yuman siyasetçisinden, aktif veya merkezdeki valisinden, kaymakamından, emniyet müdüründen ve diğer görevlilerden bu dünya gözüyle hesap sormazsam, içtikleri sütü, yedikleri lokmayı burunlarından getirmezsem hayat bana zehir olsun.
Düşmanlık saçan, hendekleri kutsayan, PKK’lı militanları öve öve bitiremeyen HDP’li siyasetçilerle ilgili hukuki işlem başlatmak için Cumhuriyet Savcıları neyi beklemektedir?
Yok mudur hukuku müdafaa edip koç gibi duracak yiğit ve korkusuz bir savcı?
Köküne kıran mı girdi bu adaletin?
HDP’nin bir eşbaşkanı yarın Rusya’ya gideceğini ve Moskova’da temsilcilik açacaklarını söylemektedir.
26-27 Aralık’ta Demokratik Toplum Kongresi’nin Diyarbakır’da yapacağı sözde kongrede özyönetimin tartışılacağı duyurulmaktadır.
KCK Yürütme Konseyi’nin, HDP’li milletvekillerinin Meclis’ten çekilmeyi tartışmaya açmaları yönünde çağrı yaptığı medyada yer almaktadır.
Erdoğan’ın kardeşi Barzani, bağımsız Kürdistan için referandum kartını ileri sürmektedir.
HDP, Türkiye düşmanlarıyla iş tutmakta, özerklik ve Kürdistan desteği alabilmek için yüzyıllardır amacı malum olan ülkelere sırtını yaslamakta bir sakınca görmemektedir.
Milletin kesesinden para alan HDP’li belediyeler PKK’ya çalışmaktadır.
Bu ne düşmanca bir tavırdır?
Kürdistan nedir, neresidir ve Türk milleti son ferdine kadar fedakârlık yapmadan bu nasıl kurulacaktır?
Diyarbakır’ı ihanetin ağırlık merkezi yapmak hangi aklın ürünüdür?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 26 Eylül 1932 tarihinde, Diyarbakır isimli bir gazeteye verdiği beyanatta aynen şunları söylemiştir: “Ben Türk elinin kahraman bir bucağındayım. Bizim diyarımız Oğuz Türk’ünün has kaynağıdır. Biz bu yüce kaynağın çocuklarıyız.”
Çözüm ve açılımcılar, terörist ve hıyanet odakları hatırdan çıkarmayınız ki, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak ve daha niceleri Türk’ün öz yurdudur ve asla kaybedilmeyecektir.
Emperyalizme piyonluk yapanlar, Kürdistan’ın oluşumuna seyirci kalanlar, Sevr’de Hain Ferit Paşa’nın durumuna düşmeyecekler midir?
Gaflet, dalalet ve hatta ihanet herhalde bu olsa gerektir.
Kardeş kardeşe kırdırılsın mı? İstenen bu mudur?
Türkiye’nin en ücra köşesine kadar dağılmış, birçoğu ve özellikle İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin’de yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimize, Güneydoğu’da birkaç ili Kürt devleti olarak verdik, buyurun yeni vatanınıza desek acaba tek bir kişi yerini yurdunu bırakıp da gidecek midir?
Diyarbakırlının İzmir’de yaşayan oğlunu ne yapacağız?
Ankaralının Şırnak’tan aldığı gelini nereye koyacağız?
Kürt kökenli kardeşlerim, sizler yalnız değilsiniz.
Ve sizler sahipsiz bırakılmayacaksınız.
Terörden çok çekmiş, milletine mensubiyeti bir şeref madalyası gibi taşıyan kardeşlerim, PKK elbette sizin temsilciniz değildir, hiç de olmamıştır.
Batı’nın uydurduğu Kürt sorunu ve Türkiye mozaiği bölücülüğe kılıftır. Hiçbir Kürt kökenli kardeşim bu oyuna gelmeyecektir.
Kronikleşen terörizm ve Kürdistan melaneti emperyalizmin silahıdır. Kürt kökenli kardeşlerim ona buna aldanmayacak, tehditlere aldırmayacaktır.
Etnik kimlikler asırlar içinde kültür ve tarih potasında eriyerek, ortak üst değerlere ulaşıp vatandaşlık şuuruna, millet ruhuna kavuşmaktadır.
Herhangi bir ayrım gözetmeksizin kaderde, kıvançta ve tasada bir ve beraber olan herkesle bir millet hali tezahür etmektedir.
Ve biz anıda, acıda, atinin umut sancağında buluşarak bir millet olduk, biz bin yıllık kaynaşmayla kardeş olduk, biz bölünmez, bükülmez, parçalanmaz sağlam bir millet varlığıyla hep birlikte doğrulduk.
Öyle ki adımız Türk milleti, devletimiz de Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Bundan geriye dönüş yoktur.
Şu anda Cizre’de, Silopi’de, Sur’da can pahasına mücadele veren Mehmetçiklerimizi, kahraman polislerimizi sonsuz güven ve dualarımızla destekliyoruz.
Teröristler ev ev, sokak sokak aranıp bulunmalı, hendeklerle beraber tamamıyla imha edilmelidir. Bunu bekliyoruz.
Vatan hainlerden temizlenmelidir.
Türk milleti hükümete tarihi bir görev vermiştir.
Sayın Davutoğlu terörle ve nifakla mücadelede samimi olduğunuz müddetçe, endişeniz olmasın, Milliyetçi Hareket Partisi siyasi iradeyi yalnız bırakmayacak, şunun bunun ağzına baktırmayacaktır.
Durmayın, yılmayın, dağdan, taştan, ovadan ve şehirden bu hainleri kazıyın, sökün, silin ve Türkiye’yi bu darboğazdan sağ salim çıkarın.
Konuşmama son verirken, yeni yılınızı şimdiden tebrik ediyor, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2