Üst Header Banner Reklam
ATATÜRK, 100 YILDA BİR ÇIKAN DAHİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, olağan CHP kurultayının Ocak 2016 tarihinde toplanacağını açıkladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç, “Yeni Anayasa” tartışmalarına ilişkin...
10.11.2015 12:18:49
Bu haber 621 kez okundu
ATATÜRK, 100 YILDA BİR ÇIKAN DAHİ

 -BİRİLERİNİN “ANAYASAYI BANA UYDURUN” ANLAYIŞIYLA ANAYASA YAPILAMAZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç:

-CHP KURULTAYI OCAK’TA TOPLANACAK

-ÇÖZÜM SÜRECİNDE EN BAŞTA DEDİĞİMİZ NOKTAYA GELİNDİĞİNİ GÖRÜYORUZ

-KİŞİSEL AJANDA İLE GİZLİ PAZARLIK İLE ÇÖZÜM GELMEDİ, TÜRKİYE BEDEL ÖDEDİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, olağan CHP kurultayının Ocak 2016 tarihinde toplanacağını açıkladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç, “Yeni Anayasa” tartışmalarına ilişkin de “Birilerinin ‘Yeni bir anayasa olsun, bu anayasayı benim taleplerim üzerine inşa edin, anayasayı bana uydurun,’ bu talimatla, bu kılıfla yeni bir anayasa yapılmasının mümkün olmadığını bir kere daha ifade etmek istiyorum” dedi. Genel Başkan Yardımcısı Koç’un, CHP MYK toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısındaki açıklamaları şöyle:

ATATÜRK, 100 YILDA BİR ÇIKAN DAHİ

“Değerli arkadaşlarım hoş geldiniz. CHP bugün MYK toplantısını şuanda tamamladı, gündemindeki konuları görüştü. Bugün 10 Kasım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 77. Yıl dönümü. Dünyadaki, bölgemizdeki ve Türkiye’deki gelişmelere baktığımız zaman gerçekten Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kere daha minnetle, şükranla ve rahmetle anmayı her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi bir görev saymak durumundayız. Yaşadığımız gerçekler Churchill’in o tarihte, 2. Dünya Savaşı sonrasında dile getirdiği sözlerle ilgili belki. Hatırlayacaksınız, her asır dünyada bir tane dahi çıkartır, bu asırdaki de Türkiye’ye nasip oldu sözü. Gerçekten üzerinde durmaya değer bir söz ve bütün yaşadıklarımız çerçevesinde de Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğu mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha yaşadığımız gerçekler çerçevesinde bize hatırlatıyor. Tekrar Allah’tan rahmet diliyorum, minnetle, şükranla anmayı da bir görev olarak kabul ediyorum.

TBMM GELECEK HAFTA İŞBAŞI YAPACAK

Değerli arkadaşlarım, siyasette değişik tartışmaları yaşamaya devam ediyoruz. Biliyorsunuz 1 Kasım seçimlerinden sonra, zorlanarak yapılan 1 Kasım seçimlerinden sonra ortaya çıkan milli irade tablosu bir tek kesimin daha önce reddettiği, 7 Haziran’da reddettiği milli irade kavramını tekrar kabul etmesine yol açtı. Biz bütün koşullarda sandıktan çıkan milli iradeye saygılı olacağımızı ifade etmiştik. Yine 1 Kasım sonuçlarında da tabi tartışmalarını yaparız, değerlendirmelerini yaparız, hem kendi cephemizden yaparız hem Türkiye cephesinden yaparız ama sonuçta çıkan milli iradeye saygımızı da bir kere daha belirtmek istiyorum. Bu çerçevede daha parlamento milletvekillerinin çoğu mazbatalarını daha almadılar. Gelecek hafta sanıyorum 17 Kasım günü planlandığı şekilde giderse süreç, yeni dönem milletvekilleri yemin edecekler ve göreve başlayacaklar. Daha sonrada içtüzük gereği başkanlık seçimi yapılacak, başkanlık divanı oluşacak ve parlamento çalışmaya başlayacak. 7 Haziran seçimlerinden sonra çalıştırılmayan parlamento, 1 Kasım seçimlerinden sonra tekrar görevine başlayacak.

ÖZGÜRLÜKÇÜ, SİVİL, DEMOKRATİK ANAYASA

Bu çerçevede yaşanan tartışmalar, bilhassa iktidar kanadından değişik kademedeki görevliler tarafından, siyasiler tarafından Türkiye ortamına taşınan tartışma boyutlarına baktığımızda, yeni anayasa tartışmalarının öncelikli olarak yer tuttuğunu görüyoruz. Başında da bu koalisyon görüşmeleri sırasında da CHP olarak ifade ettiğimiz gibi gerçekten Türkiye’nin 12 Eylül kalıntısı olabilecek, o faşist kara dönemin tüm izlerini silecek yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu çok net ve açıktır. Bu anayasanın demokratik, özgürlükçü, sivil ve her türlü vesayetten arındırılmış, hem değişik zümre vesayetlerinden hem olası kişi vesayetlerinden arındırılmış bir anayasa olması hepimizin arzusudur.

Bu çerçevede iktidar kanadından yapılan açıklamalara baktığımız zaman, yeni anayasa çerçevesi iddiası ortaya konuluyor ama bu arada da yarım, çeyrek ve ya bazen tam porsiyon olarak ifade edersek, Başkanlık süreciyle ilgili görüşlerde, demin tarif ettiğim gibi bir kişi vesayetinin anayasaya yansıtılacağı bir takım çerçevelerden sıklıkça bahsedildiğine tanık oluyoruz.

PARLAMENTER SİSTEMİ GÜÇLENDİRME İHTİYACI VAR

Değerli arkadaşlarım, gerçekten sivil, demokratik, her türlü vesayetten arınmış, özgürlükçü bir anayasaya yapma gereği var mı Türkiye için? Var. Burada herkesin, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak, eşit haklardan ve eşit hukuktan faydalandığı, bir ortak paydada buluşturma ihtiyacı var mı? Var. Yargının bağımsızlaştığı, hukuk devletinin üstünlüğünün vurgulandığı ve buna göre yargı kurumlarının yapılandırıldığı bir anayasa ihtiyacı var mı? Var. Bu yeni anayasada medya özgürlüğünün ki bugün kenarı köşesi kırpılan, kelepçelenen, prangalanan medya, basın özgürlüğünün bir anayasal çerçeve içerisine, güvenceye kavuşturulması ihtiyacı var mı? Var. YÖK dediğimiz bir merkezi kilidin, akademik dünyaya, üniversitelere bir biçim verme, yön verme, onların idari, mali, bilimsel özerkliğini üstünü örtme girişiminin ortadan kaldırılmasına ihtiyaç var mı? Var. Bütün bunlar yeni anayasa içerisinde ifade etmemiz gereken söylemler. Parlamenter demokratik sistemi güçlendirme ihtiyacı var mı? Bugün aşındırılan, kuvvetler ayrılığı ilkesinin güçlendirilerek orada yer alması ihtiyacı var mı? Var. Burada, bu tartışmaya iktidar kanadından katılanların, parlamenter demokratik sitemi güçlendirmekten öte, tek kişi vesayetinin, diğer kuvvetler ayrılığı ilkesi olarak tarif ettiğimiz yasama, yürütme, yargı üzerine sineceği bir, tipini de tam tarif edemiyorlar, bir başkanlık sistemi üzerinden yürütüldüğüne de ayrıca tanık oluyoruz.

BAŞKANLIK TARTIŞMASI YER ALMAMALI

CHP’nin tutumunu bu açıklamalarım sonrasında bir kere daha net ve açık bir şekilde koyuyoruz. Türkiye Cumhuriyet’ini siyaseten tarif eden ilk 4 madde, anayasanın ilk 4 maddesi değiştirilemez maddelerdir. Türkiye Cumhuriyet’ini tarif eden, siyasi olarak tarif eden maddelerdir. Diğer kısmında ise, demin söylediğim gibi, demokratik, özgürlükçü, sivil, her türlü zümre ve kişi vesayetini reddeden bir anayasa çerçevesini ve parlamenter demokratik sistemi güçlendiren bir anayasal çerçeveyi hep beraber tartışabileceğimi, koalisyon görüşmelerinde de ifade etmiştik, burada söylüyoruz. Ama üstü kapalı, yarı açık, dolaylı, dolaysız, imalı, imasız Başkanlık ya da yarı Başkanlık gibi bir sürecin bu anayasa tartışmaları içerisinde yer almaması düşüncesindeyiz. Parlamento aritmetiği çerçevesinde, önümüzdeki süreçte bu tartışmalar reel boyutta, gerçek boyutta ne tarafa savrulur, onu hep beraber göreceğiz. Ama CHP’nin tutumunun çok net ve açık olduğunu bu çerçevede ifade etmek istiyorum. Yani birilerinin yeni bir anayasa olsun, bu anayasayı benim taleplerim üzerine inşa edin, anayasayı bana uydurun, bu talimatla, bu kılıfla yeni bir anayasa yapılmasının mümkün olmadığını da bir kere daha huzurlarınızda CHP adına ifade etmek istiyorum.

OLAĞAN KURULTAYIMIZ OCAK’IN İLK 15 GÜNÜ İÇİNDE

Değerli arkadaşlarım, CHP 7 Haziran seçimlerinden sonra, olağan kurultay sürecini başlatmıştı. Tarih olarak da 16 Haziran’da bu açıklamayı yapmıştık ve birçok ilimizde, ilçemizde mahallemizde, mahalleden başlayarak delege seçimleri yürütülmeye başlanmıştı ve o seçimler sonrasında da Eylül ayı içerisinde 12 ilimizde ve 149 ilçemizde olağan kongre süreci tamamlanmıştı. Bu süreçlerde parti içi demokrasinin tüm kurallarına uyulduğunu biliyoruz. Çünkü bu konuda hiçbir itiraz olmamıştır ve hiçbir Genel Merkez yetkilisi de doğrudan bu seçimlere müdahil olmamışlardır. Yine bu ay içerisinde de 5 ilimizde daha önceden planlanan ve 1 Kasım seçimlerinden sonra tekrar işletilmeye başlanan, daha önce kalan kısımlarının yapılan, gerçekleştirilen kısımlarında geçerli sayıldığı, mahalle delegeleri bakımından söylüyorum, süreç devam ettirilmektedir. Kasım ayında da 5 ilimizde daha kongremiz yapılacaktır. Aralık ayında da hemen hemen hepsini tamamlayacağız. Ocak ayının ilk 15 günü içerisinde de CHP, olağan kurultayını yapmış olacaktır, 2016 yılına bu şekilde girecektir. Burada değişik tartışmalar oluyor, bu tartışmalar çerçevesinde bunu açıklama ihtiyacı duydum. Takvimimiz işliyor, bu takvim içerisinde de gereken adımlar, planlandığı şekilde atılıyor. Şuanda da her hafta sonu, bu hafta sonu da ilçelerimizde, delege seçimlerini tamamlayan ilçelerimizde ilçe kongreleri var. Her hafta bunlar devam edecek ve tüzüğün gereği olan takvim içerisinde de olağan CHP kongresi yapılacaktır.

KİŞİSEL AJANDA İLE GİZLİ PAZARLIKLA ÇÖZÜME GİDİLEMEDİ

Başka gündem konusu çözümle ilgili yine bir takım açıklamalar var. Başından itibaren söylediğimiz noktaya gelindiğini görüyoruz. O noktada şu idi, bunlar hukuk devleti kuralları zorlanarak, hukuk devleti dolaşılarak, meşru zemin dışında kişisel ajandalarla, gündemlerle, pazarlık noktalarıyla bu sürecin taşınmasının mümkün olmadığını söylemiştik hatırlıyorsunuz. Nitekim o pazarlık noktasında olan tarafların masada talep ettiklerinin, karşılıklı olarak söylüyorum, yerine getirilmemesinden doğan bir süreç, belki 7 Haziran- 1 Kasım arasında bilinçli tırmandırılan terör eylemleriyle de 1 Kasım seçim sonuçlarına etki edecek bir süreci de hep beraber Türkiye’ye yaşattı. Bunu da yakından biliyoruz. Şimdi dediğimiz noktaya gelindiğini görüyoruz, nedir o? Ciddi bir sorun var, bu sorun eşit haklara sahip, eşit hukuku paylaşan, eşit birer Türkiye Cumhuriyeti olma yolunda bir çerçeveyi, hep beraber meşru zeminde yani TBMM’de açık, şeffaf, milletin huzurunda ve en geniş toplumsal mutabakatı sağlayacak şekilde ele alınması görüşümüzü ifade etmiştik. Hayır, biz böyle yapmayacağız, biz gizli kapaklı işler yapacağız, pazarlık yapacağız, pazarlıkla ne koparırsak kendi yakın siyasi gündemimiz, ajandamız için o kardır hesabıyla yaklaşanlar, Türkiye’ye ortak bir sıkıntı yaşattılar. Bu sıkıntının bedelini Türkiye ödedi, ödemeye de devam ediyor. Bugünde tekrar bir şehidimiz var, ona da tekrardan Allah’tan rahmet diliyorum. Bunun meşru zeminde, açık, net, şeffaf, toplumsal en geniş mutabakat zemini sağlanarak yapılması gereğini ifade etmiştik. Bu noktaya taşınan bazı açıklamalar görüyoruz. Buzdolabı, girdi, çıktı, bir takım ifadeler var. Bunun milletin huzurunda açık, net, şeffaf, tartışılmasından yana olduğumuzu ifade etmiştim. Bu konuyu da sizlerle bir kere daha paylaşmak istedim. Sizlerin soruları varsa alabilirim, belki o şekilde genişletebiliriz.”

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR