Üst Header Banner Reklam
BİZ KANI VATANIMIZIN KURTULUŞUNDA VERİRİZ
Ana muhalefetin başındaki, Türkiye’de başkanlık sistemiyle ilgili ‘kan dökülür’ diyor. Kardeşlerim, bunlar siyasi sapkınlık içinde, bunlar siyaseti bilmiyor. Bunlar siyaset cahili, siyasi literatür cahili.
13.05.2016 23:37:25
Bu haber 552 kez okundu
BİZ KANI VATANIMIZIN KURTULUŞUNDA VERİRİZ

“Milletim ‘Biz Başkanlık Sistemine Geçiyoruz’ Derse, Sen de Kuzu Kuzu Takip Edersin”

Kocaeli’de yapımı tamamlanan eser, hizmet ve projelerin toplu açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Perşembe Pazarı’nda gerçekleştirilen; bazı bakan ve milletvekillerinin de hazır bulunduğu törende bir konuşma yaptı.

“YATIRIM BEDELİ 1,5 MİLYAR LİRA OLAN ESERLER, KOCAELİ’YE HAYIRLI OLSUN”

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve çeşitli devlet kurumları tarafından yaptırılan; yatırım bedeli 1,5 milyar lira olan eser, proje ve hizmetlerin şehre hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan hizmetlerin büyük bölümünün belediyenin yatırımları olduğunu belirterek, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.

Devlet ve belediye tarafından yaptırılan ve toplu törenle açılışı yapılan hizmetler arasında; Sosyal Bilimler Lisesi, İmam Hatip Okulu, Kız Meslek Lisesi, Anadolu Lisesi, Özel Eğitim Uygulama Merkezi, Gebze Teknik Üniversitesi rektörlük hizmet binası, Mimarlık Bölümü Binası, Araştırma Laboratuvarının, Kocaeli Üniversitesi altyapı projeleri, İlahiyat Fakültesi Binası, spor tesisleri, TOKİ tarafından inşaatı tamamlanan 385 konut, Gölcük Gençlik Merkezi, Sevgi Evleri Sitesi, Aile Sağlığı Merkezleri, Kocaeli Valiliği Hizmet Binası, MOBESE sistemi alt ve üstyapı yatırımları,  Yarımca Limanı, doğalgazla çalışan 278 adet otobüs, köprülü kavşaklar, tüneller, yollar, bulvarlar, otoparklar, asfaltlama ve yol yenileme çalışmaları, su temini, kanalizasyon ve yağmur suyu şebekeleri, atık su ve içme suyu arıtma tesisleri, katlı otopark, hal binası, kültür merkezleri, restorasyon çalışmaları, yüzme havuzları, spor salonları ve futbol sahalarının olduğunu, köylerde yol yapımı, su temini, üstyapı düzenlemeleri, fırınlar, minareler, çeşmeler, sulama kanalları, pazar yerleri gibi hizmetler gerçekleştirildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Kocaelili gençlere, 3 ay sonra 33 bin kişilik stadyumun açılacağının müjdesini verdi.

“ÜLKEMİZİ YEŞİLLE DONATIYORUZ”

Şehir genelinde 2 milyon ağacın da toprakla buluşturulduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ey geziciler, 12 tane ağaçtan bahsetmiyoruz, dikkat edin. Dikili ağacınız yok bu memlekette. Ama bizim belediyelerimiz, Çevre ve Şehircilik ile Orman ve Su İşleri Bakanlıklarımız, elhamdülillah biz bu işte yarıştayız. Attığımız adımlarla ülkemizi yeşille donatıyoruz” dedi.

1999 depremiyle büyük acılara ve yıkıma maruz kalan Kocaeli’ni ayağa kaldırmak için, 2003 yılı başından beri, her alanda kapsamlı çalışmalara imza attıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 13 yılda şehre yapılan hizmetlerden ve inşası devam eden projelerden örnekler verdi. Bu süre zarfında 8 bin 700 yeni derslik yapıldığını, Kocaeli Üniversitesi’nin yeniden inşa edildiğini, 4 bin 544 kişilik 4 öğrenci yurdunun, 15 ayrı spor tesisinin gençlerin hizmetine sunulduğunu, 1.400 yatak kapasiteli 7 hastanenin ve 39 aile sağlığı merkezinin hizmete açıldığını, TOKİ tarafından 14 bin konutun hak sahiplerine teslim edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki aylarda açılacak olan Osmangazi Körfez geçişi köprüsü ile İzmit Körfezi’nin çevresindeki trafik yoğunluğu büyük ölçüde azalacağını, 1.180 yataklı bir şehir hastanesi ile 600 yataklı 2 ayrı devlet hastanesinin inşaatının sürdüğünü, önümüzdeki yıl, Köseköy Lojistik Merkezi’nin açılışı yapılacağını açıkladı.

Başbakanlığı döneminde, sahildeki SEKA arazisinin Kocaeli halkına hizmet vermesi şartıyla Büyükşehir Belediyesi’ne verildiğini, dönemin ana muhalefet partisi CHP’nin de buna itiraz ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Ben ne dedim? Dedim ‘Vereceğiz. Burası sürekli zarar eden, sürekli milletin kasasından, kesesinden ödediği bir yer olmaktan çıkacak ve bunu biz Kocaeli halkına vereceğiz.’ Sağ olsun Büyükşehir Belediyemiz de orada çalışanları da istihdam etmek suretiyle orayı muhteşem bir yeşil alana dönüştürdü. Şimdi de inşallah kalanı artık bir müze olarak sizlere hizmet verecek. Buralara kolay kolay gelmedik” diye konuştu.

“BİZ KANI VATANIMIZIN KURTULUŞUNDA VERİRİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi liderinin yeni anayasa ve sistem tartışması ile ilgili geçtiğimiz günlerde sarf ettiği sözlere işaret ederek şunları söyledi: “Şimdi çıktı ana muhalefetin başındaki, Türkiye’de başkanlık sistemiyle ilgili ‘kan dökülür’ diyor. Kardeşlerim, bunlar siyasi sapkınlık içinde, bunlar siyaseti bilmiyor, bunlar siyaset cahili, siyasi literatür cahili. Amerika başkanlık sistemine geçerken kan mı döktü? Güney Amerika’da başkanlık sistemine geçenler kan mı döktü? Bunların hiç biri yok. Bu kararı kim verir? Millet. Senin öyle bir yetkin yok, öyle bir gücün de yok. Eğer benim milletim bu ülkede kalkıp da, ‘evet, biz başkanlık sistemine geçiyoruz’ derse, sen de kuzu kuzu takip edersin. Ne oldu, 10 Ağustos’ta millete gittik mi? Gittik. 14 parti bir araya geldiler mi? Geldiler. Bu kardeşiniz tek başına onların karşısına çıktı mı? Siz ne yaptınız? Yüzde 52’yle bu kardeşinizi desteklediniz. Onların hali ne oldu? Hiç, yarın olacak olan da budur. Kardeşlerim, biz kanı sadece Kızılay’a veririz Kızılay’a; olay bu kadar basit. Ben bu zatın ismini ağzıma almam. Ve biz kan veririz, kanı biz nerede veririz? Vatanımızın kurtuluşunda veririz. Kanı biz nerede veririz? Teröre karşı veririz. Şu anda tek millet diyenler, tek bayrak diyenler, tek vatan diyenler, tek devlet diyenler bu işin mücadelesini veriyor.”

Mayıs ayı içinde 14 Mayıs ve 27 Mayıs tarihlerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de ilk defa çok partili seçimin yapıldığı gün olan 14 Mayıs’ın Türkiye demokrasisi için ak bir gün, darbe ve vesayet sisteminin sembolü olan 27 Mayıs 1960’ın kara bir gün olduğunu söyledi.

“CHP DARBECİLERE UMUT BAĞLAMIŞ”

14 Mayıs 1950 seçimlerinde milletin, son 10-15 yılı gerçekten bir zulüm halini alan tek parti devrine karşı hakiki temsilcileri eliyle iktidara el koyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rahmetli Menderes ve arkadaşları milletimiz tarafından kendi sesleri ve temsilcileri olarak güçlü bir şekilde Meclis’e gönderilmiştir. Ne demiştir o zaman Menderes? ‘Yeter, söz milletindir.’ demiştir. Biz de ne dedik? ‘Yeter, söz de karar da milletindir.’ dedik. Ogün iktidarı kaybedenler bir daha milletin desteğiyle, yani meşru ve demokratik yollarla iktidara gelemeyeceklerini gördükleri için darbecilerle ve vesayet odaklarıyla iş birliği içine girmişlerdir. Millet yerine bu CHP hep darbecilerin kapısını çalmıştır, darbecilere umut bağlamıştır. Aradan geçen 66 yıla rağmen tarzlarını ve üsluplarını hiç değiştirmeden yollarına devam ettiklerini görüyoruz.”

“MİLLETİN DEĞERLERİNE DÜŞMANLIĞI SİYASET SANDILAR”

Konuşmasında “İşte tek parti dönemindeki siyasi kurumun adını ve mirasını yaşatma iddiasındaki ana muhalefetin başına musallat edilen zatın hezeyanlarını hep birlikte takip ediyoruz. İnanın bana, bunların ağababalarının 14 Mayıs 1950’deki hissiyatları, 27 Mayıs 1960’daki sevinçleri neyse şimdikilerin de duyguları aynı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete ve milletin değerlerine düşmanlığı siyaset sananların bunca yıldır yaşadıklarından ders almadıklarını belirterek, “Tam tersine kinlerini ve hırslarını sürekli biledikleri anlaşılıyor. Yoksa hangi aklı başında insan milli iradenin, Meclisin, siyasetin konusu olan bir meseleyi getirip de içinde kan geçen cümlelere sıkıştırır? Hani siz Atatürkçüydünüz? Ne diyor Atatürk? ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ diyor. Sen milletin olan böyle bir egemenlik hakkını ne zamandan beri eşkıyalara, çetelere veriyorsun ya? Kanı kim döker? Mafya döker. Kanı kim döker? Çete döker, eşkıya döker, terörist döker” ifadelerine yer verdi.

Ana muhalefet partisinin, terör örgütünün ağzıyla konuşmaya başladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü bunların idealindeki Türkiye, bunların idealindeki ülke yönetimi, Mayıs ayının diğer önemli hadisesi olan 27 Mayıs rejimidir. Bugün Türkiye’de yaşanan anayasa tartışmalarının, Cumhurbaşkanlığı tartışmalarının, yönetim sistemi tartışmalarının gerisinde hep 27 Mayıs darbesiyle tesis edilen çarpık düzen vardır. Vesayet kurumlarını ve mekanizmalarını güçlü bir şekilde sistemin içine yerleştiren 27 Mayıs zihniyeti, 12 Eylül darbesiyle kendini güçlendirmiştir; mantık aynıdır, hedef aynıdır sadece araçlar farklıdır” şeklinde konuştu.

“BU ZAT AKŞAM BAŞKA KONUŞUR, SABAH BAŞKA KONUŞUR”

Bugün 2023’ün, 2053’ün ve 2071’in konuşulduğuna dikkat çeken ve meydandaki gençlere hitaben, “Gençler, 2053 inşallah sizlerin olacak, ama farklı olacak. İnşallah Yavuz Sultan Selim Köprüsü’yle, Boğaz’ın altından geçen Marmaray’la inşallah bu yılsonu bitecek olan Avrasya Tüneli’yle, Osman Gazi Köprüsü’yle, inşallah Çanakkale Köprüsüyle, yüksek hızlı trenlerle farklı olacak. Bizim derdimiz bu, onların derdi farklı” ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer Türkiye’nin nereden geldiğini unutursak, nereye gittiğimizi de bilemeyiz, bunun için bir dakikamızı dahi boşa geçirmeyeceğiz.” diye ekledi.

‘Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşırmış.’ özdeyişini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim doğruyu anlatmadığımız her yerde, yalanın defalarca tedavüle sokulduğunu unutmamalıyız. Ve bu zat akşam başka konuşur, sabah başka konuşur, bunda doğru bir ifade bulamazsınız, şizofrenik bir vakadır bu. Kardeşlerim, dolayısıyla bunlara şunu telkin etmemiz lazım: Eğer kendinize güveniyorsanız, merak etmeyin 2019’da zaten Cumhurbaşkanlığı seçimi de var. Ama ondan önce millet başkanlığa karar verirse, ‘hadi bakalım o zaman hodri meydan’ deriz, buyurur meydana çıkarsın” dedi.

TERÖR ÖRGÜTLERİ VE DAEŞ’LE MÜCADELE

Türkiye’nin, sınırları içinde ve dışında dünyanın en eli kanlı terör örgütlerine karşı tarihî bir mücadele verdiğini; ancak birilerinin çıkıp Türkiye’nin bundan vazgeçmesini istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi’nin teröre karşı biz iktidar partisine destek verirken, ana muhalefet partisinin aynı tavrı gösteremediğine dikkat çekti ve “Niye? Dert başka dert, çünkü bunlarla gizli ortaklıkları var, sıkıntı burada” sözlerine yer verdi.

Bölücü terör örgütünün saldırıları neticesinde bugün 8 askerin ve 16 sivilin hayatını kaybettiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitler ve hayatını kaybeden siviller için Allah’tan rahmet, millete başsağlığı dileğinde bulundu.

DAEŞ terör örgütünün her gün Türkiye sınırlarından içeriye attığı roketlere ses çıkarmayanların, Türkiye’nin vatandaşlarının can güvenliğini ve egemenlik haklarını koruma çabalarına engel olmaya çalıştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü kimsenin gerçek anlamda DAEŞ’le mücadele etmek gibi bir derdi yok da ondan, Avrupa’nın böyle bir derdi yok, Batının böyle bir derdi yok. DAEŞ tüm ülkelere, bölgedeki hesaplarını hayata geçirme fırsatı tanıyan bir maymuncuk işlevi görüyor. Her kapıyı açan, ama kimsenin sahiplenmediği, herkesin karşısında gibi gözüktüğü bu örgütle gerçek mücadeleyi Türkiye veriyor, biz veriyoruz” diye konuştu.

“HALEP’İ DÜŞÜRMEYE ÇALIŞANLARA KARŞI AYNI KARARLILIKLA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ”

“Şu anda Halep’i düşürmeye çalışanlara karşı aynı kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz, sürdürmeye devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,  şunları ekledi: “Ama kimsenin dönüp de Halep’teki gelişmelere baktığı, rejimin ve onu destekleyen Rusya’nın, İran’ın, DAEŞ’in, PYD’nin insanlık dışı baskılarına, katliamlarına karşı harekete geçtiği yok, YPG’nin yaptıklarına da yok. Niye? Çünkü kimsenin Suriye diye, oradaki mazlumlar, mağdurlar diye bir derdi yok. Bunlarda ikiyüzlülük, Batılı devletlerin de, Suriye’ye müdahil olan diğer ülkelerin de alınlarına kara bir leke olarak silinmemek üzere kazınmaktadır. Unutmayın, mazlumun ahı yerde kalmaz. ‘Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.’ Bir gün mutlaka zalimler de, onların doğrudan ve dolaylı destekçilerinin de hak ettikleri yafta boyunlarına asılacaktır.”

“BANGLADEŞ’TEKİ VAHİM OLAY GÖRMEZDEN GELİNDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Bangladeş’te Motiur Rahman Nizami’nin, 45 yıl önce oradaki bağımsızlık mücadelesi sebebiyle yargılandığı davadan idam edilmesine de değinerek şu açıklamalarda bulundu: “Şu anda orada da Türkiye’deki CHP’nin benzeri bir siyasi parti var ve onun başındaki Hanım da -ne yazık ki Motiur Rahman Nizami’yi- verdikleri bir kararla idam ettiler. Yaş 73, 45 yıl önce ona bir gerekçe uydurdular ve idam ettiler. Bu bir ilim adamı, ilim insanı, aynı zamanda Bangladeş’in eski bakanlarından, idam ettiler. Ne diyorum biliyor musunuz? Fazla söze gerek yok, ‘zalimler için yaşasın cehennem’ diyorum. Kimsenin sesi çıktı mı? Çıkmadı. Demokrasiye inandıklarını söyleyenlerin sesi çıktı mı? Çıkmadı. Ama Batıda böyle bir şey olsa kıyamet kopar. Fakat orada ölen bir Müslüman olduğu için, bir Müslüman lider olduğu için hepsi güldüler ve adeta Suriye’de olduğu gibi alkışladılar. Türkiye’de idam cezası olmadığı hâlde yargının verdiği kararlardan terör operasyonlarına kadar her gün ensemizde boza pişirenler, Bangladeş’teki bu vahim olayı görmezden, duymazdan geliyor. Bunun adı vicdansızlıktır, insafsızlıktır, riyakârlıktır.”

“BALİNALARA GÖSTERDİKLERİ DUYARLILIĞI, 23 MİLYON SURİYELİDEN ESİRGEYENLERE YAZIKLAR OLSUN”

Suriye’de katledilen 600 bine yakın masumunu görmeyenlerden Bangladeş’teki idamlar için harekete geçmelerini beklemenin gerçekçi olmadığını bildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatım boyunca ne düşünüyorsam onu söyleyen, ne söylüyorsam onu yaşayan bir insan oldum. Şimdi de samimi düşüncelerimi ifade edeceğim” dedi ve şöyle devam etti: “Kardeşlerim, Batıda eşcinsel evliliği konusundaki tartışmalarda gösterilen sözüm ona özgürlük, hak, hukuk hassasiyetini, kendilerine yardım eli uzatan çocuklardan, kadınlardan, masumlardan esirgeyenlere yazıklar olsun. Denizlerdeki balinaların, fokların, kaplumbağaların yaşam alanları konusundaki gösterdikleri duyarlılığı 23 milyon Suriyelinin hayat hakkından esirgeyenlere yazıklar olsun. Kendi güvenliklerini, refahlarını, konforlarını diğer insanların hayatta kalma mücadelelerinin önünde tutanlara yazıklar olsun. Ülkelerine gelen mültecilerin önce cüzdanlardaki paralarına, kollarındaki, boyunlarındaki ziynetlere göz diken kölelik ve sömürge döneminin kalıntısı zihniyetlere yazıklar olsun.”

Her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı, yer yokuşun bir sonu olduğu gibi, bu sıkıntıların da biteceği günlerin geleceğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önemli olan, milletçe bu imtihanı anlımızın akıyla, vicdanımızın müsterih bir şekilde verebilmemizdir. Türkiye, 3 milyon mağdura misafirlik ederek tüm tehlikelere ve tehditlere rağmen sınırlarını ve gönlünü mazlumlara açık tutmaya devam ederek şu ana kadar bu sınavı başarıyla sürdürdü. İnşallah günün aydınlanacağı, baharın geleceği o güne kadar da böyle devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“YAPILAN HİÇBİR FEDAKÂRLIK BOŞA GİTMEYECEK”

Anadolu’nun100 yıl önce de, daha evvelinde de bu tür sınamalarda kendini hep ibra ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Türkiye’nin bu zor günlerinde sabırlarıyla, metanetleriyle,  fedakârlıklarıyla devletlerine, milletlerine destek olan tüm vatandaşlarımızdan Allah razı olsun. Şundan emin olun: Yapılan hiçbir fedakârlık boşa gitmemiştir, gitmeyecektir. Bu fedakârlıklar evlatlarımıza, bizden sonraki nesillere daha büyük, daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye bırakma yolunda atılmış önemli adımlardır. Bugünlerin anlamı çeyrek yüzyıl, yarım yüzyıl sonra daha iyi değerlendirilecek bir tanımı olacaktır. Nasıl biz bugün 14 Mayıs 1950 tarihini, o tarihi yazanları rahmetle yâd ediyorsak, inşallah bu sıkıntılı günlerde ülkesine ve milletine hizmet eden herkes de ileride aynı şekilde tazimle anılacaktır.”

Konuşmasında, törende bulunanlardan, şehitler için birer Fatiha okumalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, bakan, milletvekilli ve yerel yöneticilerle birlikte, açılışı yapılan hizmet ve eserlerin kurdelesini kesti.

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR