Üst Header Banner Reklam
Bozkurt'ta Konuştu
“Bu işin ülkücüsü, milletçisi, sağcısı, solcusu, sosyal demokratı, Atatürkçüsü, dindarı yok. Bu hepimizin memleketi, hepimiz beraber cumhuriyetimizi savunacağız, demokrasimizi savunacağız. 80 milyon birlikte sahip çıkacağız memleketimize.”
16.03.2017 21:27:47
Bu haber 920 kez okundu
Bozkurt'ta Konuştu

 BOZKURT İLÇESİNDE KONUŞTU

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Denizli’nin Bozkurt ilçesinde yaptığı konuşma şöyle:

Sevgili hanımlar hoşgeldiniz, beyler hoşgeldiniz. Aslında hiç kimsenin yapmayacağı bir şeyi yapıyoruz. Önce sözü vatandaşa veriyoruz, istediğin soruyu sor diyoruz. Vatandaştan korkmuyoruz, vatandaştan çekinmiyoruz, vatandaşımız gelir bizi kahvede bulur soru sorar, caddede bulur soru sarar. Kimse o vatandaşa niye soru sordun diye biz müdahale ettirmeyiz ve ettirmiyoruz da.

ANAYASALAR BİR PARTİNİN MUTFAĞINDA HAZIRLANMAZ

Sizlerle beraberim, bakın değerli kardeşlerim, bir ülkücü kardeşim de soru sordu. Bu toplantı bir siyasi parti toplantısı değildir. Bu toplantı hepimizi ilgilendiren, hangi partiden olursa olsun, hangi görüşten olursa olsun, hangi kimlikten olursa olsun 80 milyonu ilgilendiren bir toplantıdır. Yani anayasa değişikliği toplantısıdır. Anayasa değişikliği sadece beni ilgilendirmiyor, sadece Bozkurt’u ilgilendirmiyor, Hakkari’yi de ilgilendiriyor, Tekirdağ’ı da ilgilendiriyor, Mersin’i de ilgilendiriyor, Urfa’yı da ilgilendiriyor, Afyon’u da ilgilendiriyor, hepimizi ilgilendiriyor. Yani anayasa adı üstünde yasaların anası, yani kanunların anası. Diğer kanunlar gibi buna bakmıyoruz. Peki, özelliği nedir bu anayasanın? Ne özelliği var? Anayasanın özelliği şu; anayasalar birer toplumsal uzlaşma belgeleridir. Her vatandaşın hakkını güvence altına alan belgelerdir. O nedenle diyoruz ki, anayasalar bir partinin mutfağında hazırlanmaz. Oturulur konuşulur, bir uzlaşma sağlanır ve anayasa değişikliği ondan sonra gerçekleşir.

Size bir örnek vereceğim. Bir devlet adamından örnek vereceğim, rahmetli Bülent Ecevit… Rahmetli Bülent Ecevit’in zamanında anayasanın 35 maddesi değişti. Koalisyondu, 35 maddesi değişti. Kimsenin haberi oldu mu 35 maddenin değişikliğinden? Kavga oldu mu, dövüş oldu mu, referandum oldu mu? Hayır. Bütün partiler bir araya geldiler oturdular anayasanın 35 maddesini değiştirdiler. Olması gereken budur.

MEMLEKETİ, BAYRAĞIMIZI, VATANIMIZI, ÇOCUKLARIMIZI DÜŞÜNECEĞİZ

Şimdi önümüze bir anayasa değişikliği konuyor, deniyor ki “vatandaşım sen bir tercihte bulanacaksın...” Nasıl bir tercihte bulunacağız? Evet mi diyeceğiz, hayır mı diyeceğiz?

Şimdi bakın değerli arkadaşlarım, önce yapmamız gereken şu; düşünerek sandığa gideceğiz. Bizim önümüze neyi koyuyorlar ve biz neye evet diyeceğiz, hayır diyeceksek neye hayır diyeceğiz? Diyorum ya bu bir siyasi parti toplantısı değil, hepimizi ilgilendiriyor. Bakkalı da ilgilendiriyor, simitçiyi de, sanayiciyi de, esnafı da, çiftçiyi de, köylüyü de, ev kadınını da, hepimizi ilgilendiriyor. Biz buna tercihimizi koyarken evet veya hayır derken düşünerek oy kullanmak zorundayız. Memleketi düşüneceğiz, bayrağımızı düşüneceğiz, vatanımızı düşüneceğiz, çocuklarımızı düşüneceğiz, torunlarımızı düşüneceğiz, adaleti, hakkı ve hukuku düşüneceğiz. Onun için evet veya hayır diyeceğiz, düşüneceğiz.

MİLLETİN SIRTINA 187 TRİLYON LİRALIK EK BİR YÜK GETİRECEKLER

Bana sorular sordunuz, yasama, yargı, yürütme, güçler ayrılığı var deniyor. Doğrudur şu anda var ama şimdi deniyor ki, bunların tamamı bir kişiye teslim edilsin. Tamamı bir kişiye teslim edildiğine göre o zaman bu 600 milletvekiline niye maaş veriyoruz ve 550’yi niye 600’e çıkarıyoruz? Aynı soruyu ben defalarca sordum. 550 milletvekili sizin neyinize yetmiyor da 600’e çıkarıyorsunuz? Bana bir Allah’ın kulu çıksın bunun nedenini anlatsın niye 600? 550 bile fazla. Normali 450 milletvekilidir. Hadi 550 olmuş tamam şimdi 600. Milletin sırtına 187 trilyon liralık ek bir yük getirecekler. Bu parayı siz ödeyeceksiniz. Bu memleketin çiftçisi ödeyecek, esnafı ödeyecek, manavı ödeyecek, bakkalı ödeyecek, sanayicisi ödeyecek, sizler ödeyeceksiniz. Sadece bu bile, ben 600 milletvekili istemiyorum diyen vatandaş hangi partiden olursa olsun sandığa gitsin oyunu kullansın. İstemiyorsa hayır desin bu kadar basit. Ben 600 milletvekili istemiyorum.

DEVLETİN YAPISI VE İŞLEYİŞİYLE İLGİLİ BÜTÜN YETKİLER TEK ADAMA VERİLİYOR

Şimdi değerli arkadaşlarım, “Tek adamlığı bilmiyorum bana şu tek adamlığı anlatın” diyorlar. Tek adamlık şu; her şeye muktedir, Anayasa Mahkemesine hakim mi lazım, tek adam tayin edecek. Vali, kaymakam, büyükelçimi lazım tek adam tayin edecek. Davalar mı görüşülecek? Hakim tek adama bakacak. Çünkü tayinini o yaptı, ona göre karar verecek.

Bir arkadaşım söyledi gene ülkenin parçalanması, bölünmesiyle ilgili bir kaygım var mı, bir tereddüdümüz var diye. Öyle yetkiler veriyoruz ki bu tek kişiye - anayasadan da söz etti bir arkadaşımız, muhtarımız söz etti galiba- öyle yetkiler veriyoruz ki, devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili yetki tek adama veriliyor. Bir daha söylüyorum, devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili bütün yetkiler tek adama veriliyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? Şu demektir; bütün yetkileri bir adama verdik, bir adamı ikna ederseniz, bir adamı kandırırsanız Türkiye Cumhuriyeti devletini 24 saatte en geç ele geçirirsiniz. Nasıl olacak bu anlatıyım size. 24 saat niçin? Biraz hazırlık zamanı gerekiyor da onun için 24 saat dedim. Bütün müsteşarlar, bütün valiler, bütün kaymakamlar, bütün müftüler, bütün emniyet müdürleri, bütün genel müdürler, bütün daire başkanları, bütün şube müdürlerini devletin tamamını bir kararnameyle değiştirebiliyorsunuz tamamını.

TÜRKİYE TEHLİKELİ BİR SÜRECİN İÇİNE SOKULUYOR

Ne diyorlardı? FETÖ terör örgütü devlete sızdı 30 – 35 yılda paralel devlet kurdu. Şimdi 30 – 35 yıl uğraşmanıza gerek yok bir kişiyi ikna edeceksiniz 24 saatte devleti ele geçireceksiniz. Vali, kaymakam, paşalar, emniyet müdürleri hepsini ele geçiriyorsunuz. Tehlikenin ne kadar büyük olduğunun farkında mısınız değerli kardeşlerim. Sevgili anneler, tehlikenin ne kadar büyük olduğunun farkında mısınız? Başımıza örülmek istenen çorabın ne olduğunun farkında mısınız? Ben ısrarla diyorum bu bir parti meselesi değildir. Biz sandığa gidip bir partiyi iktidara gelsin veya gelmesin bunun tercihini yapmıyoruz. Bu bir memleket meselesi, bu bir vatan meselesi, bu bir bayrak meselesi, bu bir geleceğimiz meselesidir. Bunun Cumhurbaşkanıyla, bunun bir başka partinin Genel Başkanıyla da bir ilgisi yoktur. Hepimiz faniyiz, baki olan devlettir. Devletin altındaki halı çekiliyor, devletin hiçbir freni kalmıyor.

Muhtar arkadaşıma sorayım, köylerde muhtarımız var değil mi? Tek adam mı? Hayır. Yanında kim var? İhtiyar meclisi var. Muhtar tek başına köyün merasını satabilir mi? Satamaz. Şimdi biz tek adama yetki veriyoruz Türkiye’nin tapusunu teslim ediyoruz. Kabul edilir mi bu? Bunun akılla, mantıkla, izanla, ahlakla bir ilgisi var mı? Yok. Sizden istirhamım bunu gidin her tarafa anlatın, herkese söyleyin. Bu kadar tehlikeli bir sürecin içine Türkiye sokuluyor. Yazık günahtır bu memlekete. Bizim dedelerimiz, bizim babalarımız cumhuriyeti kurarken ne mücadele verdiler? Şehitlerimiz var, gazilerimiz var.

80 MİLYON BİR KİŞİYE EMANET EDİLİR Mİ?

Erzurum Kongresine bakın tek adam var mıydı? Kongre vardı. Sivas Kongresine bakın 1919. Tek adam var mıydı? Hayır, Sivas Kongresi vardı. 23 Nisan 1920, meclis açıldığı zaman tek adam mı vardı? Hayır, TBMM vardı. 1924 anayasası görüşülürken Türkiye Büyük Millet Meclisinin fesih yetkisini Atatürk’e vermek istiyorlar. İki genç milletvekili çıkıyor kürsüye diyorlar ki, “Biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü biliyoruz, bu memleket için neler yaptığını da çok iyi biliyoruz. Büyük bir komutan onu da çok iyi biliyoruz. Ama bizi TBMM’ye Gazi Mustafa Kemal Atatürk değil millet getirdi, milletin getirdiğini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’te feshedemez” diyor ve reddediliyor bu. Bakın reddediliyor. Mustafa Kemal Atatürk itiraz eden bu iki milletvekilini daha sonra bakan yapıyor. Şimdi önümüze bir anayasa değişikliği geliyor ayın 16’sında sandıklara gideceğiz Nisan’ın 16’sında. Bir kişiye öyle bir yetki veriyoruz ki, sizin seçip Ankara’ya gönderdiğiniz milletvekilinin bulunduğu TBMM’yi sabah kalkıyor ben feshettim diyor yeniden seçime gideceğiz. Sebep? Sebep göstermeye gerek yok. Böyle bir yetki kime verilir Allah aşkına? Bizim İstanbul milletvekili İlhan Kesici’nin dediği gibi ya bu kadar yetkiyi evliyaya verseniz evliyayı azdırırsınız. Bu kadar yetkiyi, 80 milyonu kime emanet ediyorsunuz? Bir kişiye emanet edilir mi? Hata insana mahsustur. Başka bir canlının yaptığı bizim uygun görmediğimiz hareket hata kabul edilmez. Hata sadece insana mahsustur. Aslan acıktığı zaman gider bir av bulur, hiç kimse gidip de aslana sen hata yaptın demez değil mi? Akrep birisini ısırdığında biz akrebe dönüp akrep hata yaptı der miyiz? Demeyiz. Neden? Çünkü Allah’ın bize verdiği çok değerli bir şey var o da akıldır, hayatı sorgulamaktır, dünyayı sorgulamaktır. Niye diyorum sandığa giderken düşünün? Çocuklarımızı, geleceğimizi, bayrağımızı, vatanımızı düşünerek sandığa gidin. Bir kişiye yetki veriyorsunuz. Çok iyi niyetli olabilir o bir kişi her türlü yetkiyi verdiğinizde. Ya hata yaparsa faturayı 80 milyon ödeyecek. Hepimizin dikkatli olması lazım.

ÇIKIP VATANDAŞIN ÖNÜNE, NEDEN EVET DEMELERİ GEREKTİĞİNİ ANLATAMIYORLAR

Bu işin ülkücüsü, diyorlar ya bir arkadaşımız milliyetçiler buna nasıl oy verecek diye. Ülkücü kardeşime söylüyorum, eğer milliyetçilik çok değerliyse, ki değerlidir. Hiç kimse endişe etmesin bu kardeşiniz de milliyetçidir, bu kardeşiniz de vatanseverdir. Hepimiz milliyetçiyiz. Ben de milliyetçiyim, 80 milyon da milliyetçidir. Ben de vatanımı seviyorum 80 milyon da vatanını seviyor. Ama ben hiçbir zaman, hiçbir ortamda, hiçbir yerde evet diyenler şöyledir, hayır diyenler şöyledir diye bir suçlama getirmedim. 80 milyonun tercihi benim başımın üstünde yeri vardır dedim. İnsanımıza saygı göstereceğiz. Çıkıp vatandaşın önüne neden evet demeleri gerektiğini anlatamıyorlar. Vatandaşa niye evet demeleri gerektiğini oturup anlatmaları lazım değil mi? Şunun için evet diyeceksiniz. Diyemiyorlar. Ne diyorlar? Hayır diyen teröristtir. Niye teröristtir arkadaşlar? Bunu söylediğiniz zaman ne oluyor biliyor musunuz? Eli silahlı dağda gezen adamı aklamış oluyorsunuz. Biliyorum evet için çalıştığını da gayet iyi biliyorum. Devletin yapısını ve işleyişini değiştiriyorlar doğru. 5 tane vilayeti birleştirip tek vilayet yapabilirler. Yetki kimde? Başkanda. Bu neye yol açar?

Değerli arkadaşlarım, belli bir tehlikenin içine Türkiye’nin sürüklendiğini görüyor muyuz? Hepimizin görmesi lazım, bütün vatanseverlerin görmesi lazım. Farklı partilerden olabiliriz eyvallah, farklı düşünebiliriz, siyasi görüşlerimizde farklı olabilir. Ama bizim bir ortak paydamız var. Nedir? Bayrak bizim ortak paydamız değil mi, vatan bizim ortak paydamız değil mi? Sevgi, güzellik bizim ortak paydamız değil mi? Demokrasi de bizim ortak paydamız. Ortak paydamızı elimizden alıyorlar. Neredeyse acılarımızı paylaşamaz noktaya geldik. Şehitlerimizi bölmeye başladılar benim şehidim, onun şehidi diye. Bunlar doğru değil değerli arkadaşlarım. Hepimizin düşünmesi lazım.

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR