Üst Header Banner Reklam
 
BU MANDACI ZİHNİYETİ BİZ ÇOK İYİ TANIYORUZ
“Kendilerine Akademisyen Diyen Bir Güruh, Terör Örgütünün Yanında Saf Tutarak Devletine Kin Kustu” “TERÖR ÖRGÜTÜ ADINA KURŞUN SIKMANIZLA, ONUN PROPAGANDASINI YAPMANIZ ARASINDA HİÇBİR FARK YOKTUR”
14.01.2016 17:48:38
Bu haber 783 kez okundu
BU MANDACI ZİHNİYETİ BİZ ÇOK İYİ TANIYORUZ

 “Kendilerine Akademisyen Diyen Bir Güruh, Terör Örgütünün Yanında Saf Tutarak Devletine Kin Kustu”

Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından düzenlenen 99 baraj ve hidroelektrik santralinin (HES) toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde, bedeni bu topraklarda yaşayan ama ruhu bu coğrafyanın, bu milletin tüm birikimine, değerlerine düşman, sayıca az fakat sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar, buldukları her fırsatta içlerindeki kini, husumeti, çirkinliği ortaya saçıyorlar, dışa yansıtıyorlar” dedi.

Ankara Arena Spor Salonu’nda gerçekleşen törende, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, çok sayıda bakan ile baraj ve santrallerin yapımını üstlenen şirketlerin yöneticileri de hazır bulundu.

Kamu ve özel sektör iş birliği ile yapımı tamamlanan baraj ve santrallerin toplu açılışı vesilesiyle düzenlenen tören, bu yatırımların bazılarının bulunduğu Artvin, Ardahan, Erzincan, Tokat, Adana, Düzce ve Sakarya illeri ile sesli ve görüntülü bağlantı yapılarak, buralardaki açılışı törenlerinde bulunanlar tarafından da canlı olarak izlendi.

ENERJİ ALANINDA YAPILAN YATIRIMLAR

Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı gerçekleştirilen 99 baraj ve hidroelektrik santralinin Türkiye’ye, millete ve bu yatırımları yapan firmalara hayırlı olmasını dileyerek, toplam yatırım tutarı 10 milyar lirayı bulan eserlerin ülkeye kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

Kalkınan, büyüyen, üreten ve refah düzeyi artan Türkiye’nin enerji talebini karşılamak için bu yatırımların kesintisiz olarak sürdürülmesi mecburiyetinde olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda ülkenin güven ve istikrar ortamına zarar vermeye yönelik saldırıların ilk hedefleri arasında enerji yatırımları olduğuna dikkat çekerek, “Gezi Olayları sırasındaki taleplerden biri neydi biliyor musunuz? HES inşaatlarının durdurulmasıydı. 17-25 Aralık darbe girişiminde hedef alınan iş adamlarımıza bakıyoruz, onların da çoğunun ülkemizin enerji yatırımlarında büyük pay sahibi şirketlerin sahipleri olduğunu görüyoruz” dedi.

2003 yılından beri gerçekleştirilen çok büyük yatırımlara rağmen, Türkiye’nin hidroelektrik potansiyelinin, ancak yarısını kullanabildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu oranın Amerika’da yüzde 86, Japonya’da yüzde 78, Norveç’te yüzde 72 olduğunu hatırlattı ve “Peki siz bu ülkelerde, HES yatırımlarından vazgeçilmesi için eylem yapıldığını duydunuz mu, gördünüz mü? Bu yatırımları yapan iş adamlarının hedef alındığını duydunuz mu? Elbette göremezsiniz, duyamazsınız. Ben ne duydum ne gördüm. Çünkü bu ülkelerde, bizdeki gibi kendi ülkesine, kendi milletine husumet besleyen kesimler, onları destekleyen siyasetçiler ve medya kuruluşları bulamazsınız” diye konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTÜ ADINA KURŞUN SIKMANIZLA, ONUN PROPAGANDASINI YAPMANIZ ARASINDA HİÇBİR FARK YOKTUR”

Sözlerine, “Maalesef ülkemizde, bedeni bu topraklarda yaşayan ama ruhu bu coğrafyanın, bu milletin tüm birikimine, değerlerine düşman, sayıca az ve fakat sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar, buldukları her fırsatta içlerindeki kini, husumeti, çirkinliği ortaya saçıyorlar, dışa yansıtıyorlar” diyerek devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun son örneğinin geçtiğimiz günlerde yaşandığını hatırlattı ve konu ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: “Kendilerine akademisyen diyen bir güruh çıkıp, alenen terör örgütü yanında saf tutarak, devletine ve milletine kin kustu. Bu barajların en büyük düşmanı hangi güruhtur biliyor musunuz? Bölücü terör örgütüdür ve onu destekleyen siyasetçiler, akademisyenlerdir. Her ne kadar bu bildiriyi ülkemizdeki 151 bin akademisyenden sadece 1200’ü imzalamış da olsa, ortaya çıkan durum çok düşündürücüdür. Burada bir hususu özellikle belirtmek istiyorum. Benim itirazım, bu akademisyenlerin farklı düşünmelerine, farklı görüş ortaya koymalarına değildir. Türkiye’nin demokraside, hak ve özgürlüklerde geldiği yer itibariyle, hoşumuza gitmese de, farklı görüşlere, düşüncelere, bunların ifade edilmesine elbette saygı duyuyoruz. Buradaki mesele, kendilerine akademisyen diyen bu kitlenin, tamamı yalandan, saptırmadan, propagandadan oluşan terör örgütünün dilini, üslubunu kamuoyuna dayatmasıdır. Terör örgütü adına elinize silah alıp kurşun sıkmanızla, onun propagandasını yapmanız arasında hiçbir fark yoktur. Bunun düşünce ve ifade özgürlüğüyle bir ilgisi kesinlikle bulunmuyor.”

“BU MANDACI ZİHNİYETİ BİZ ÇOK İYİ TANIYORUZ”

İlgili bildiride Türkiye’ye yabancıların davet edilmesine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mandacı zihniyeti biz çok iyi tanıyoruz. 100 yıl önce, bu topraklar dört bir yandan düşman işgaline uğradığında da, aynı zihniyet, benzer taleplerle arzı endam etmişti. Milletimizin istiklaline ve istikbaline sahip çıkması sayesinde, bu mandacı zihniyet hüsrana uğramıştı” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya üzerinde hiçbir devletin, kendi toprak bütünlüğüne yönelik tehditler karşısında sessiz ve hareketsiz kalamayacağını vurgulayarak “Hiçbir ülke, kendi vatandaşlarının hayatlarının, can ve mal güvenliklerinin hendek siyasetiyle, hendekle, bombalı barikatla, silahla tehdit edilmesine rıza göstermez” dedi.

“BU SÖZDE AYDINLAR, AYDIN DEĞİL KARANLIKTIR; BUNLARIN VATAN DİYE BİR MESELESİ YOKTUR”

Dün gece Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde bölücü terör örgütünün polis lojmanlarına bombalı araç roket ve silahlarla düzenlediği saldırıyı anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa dileğinde bulundu. “Çınar saldırısı dahi tek başına terörün ve terör karşısında haysiyetli bir duruş sergilemeyenlerin alçak ahlaksız ve karanlık yüzünü göstermeye yeter” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili düşüncelerini şu cümlelerle tamamladı: “Bu sözde aydınlar, aydın değil karanlıktır, karanlık. Zira bunların vatan diye bir meselesi yoktur. Bunların millet diye bir meselesi yoktur. Bunlar sadece şu güzel ülkemizi vatanımızı nasıl karıştırırız bu milleti nasıl birbirine düşürürüz bunun gayreti içindeler. Bu mesele kesinlikle demokrasi meselesi, hak ve özgürlükler meselesi, düşünce ve ifade hürriyeti meselesi değildir. Türkiye’nin bu konularda hiçbir eksiği yoktur. Bu mesele, sadece ve sadece devletin ve milletin bekası meselesidir. Milletin varlığına, birliğine, dirliğine yönelik saldırılar karşısında gereken her türlü tedbiri almak, ülkeyi yönetenler olarak bizim en başta gelen vazifemizdir. Unutulmasın ki, devletin olmadığı yerde ne özgürlük olur, ne demokrasi, ne hak, ne hürriyet… Devletin olmadığı yerde sadece kaos olur, kan olur, gözyaşı olur.”

“78 MİLYON VATANDAŞIMIZI BU 1100 TANE SÖZDE AYDINDAN İZİN, İCAZET ALARAK MI YÖNETECEĞİZ?”

Güneydoğu Anadolu bölgesinde bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarla ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, normal şartlarda 3-5 günde teröristlerden arındırılabilecek yerlerdeki operasyonların, bölge halkına zarar gelmesin diye gösterilen hassasiyet sebebiyle haftalarca sürebildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin herhangi bir zaafı olmadığını ve yürütülen operasyonların sorun çözülmeden durmayacağını açıklayarak, “Biz 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarını, 78 milyon vatandaşımızı bu 1100 tane sözde aydınlardan izin, icazet alarak mı yöneteceğiz? Biz izni ve görevi milletten aldık. Şimdi milletin bize verdiği yetkiyi kullanıyoruz, bunu sonuna kadar da kullanacağız” değerlendirmesini yaptı.

Buna karşılık terör örgütü mensuplarının, vatandaşlarımızın malına, canına, mahremiyetine ve diğer tüm haklarına fütursuzca saldırdığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tablo karşısında terör örgütün yanında yer almak için, ancak o bildiriye imza atan sözde akademisyenler gibi, ruhunuzun kirlenmesi, kararması, her türlü insani hasleti yitirmiş olmanız lazımdır. Milletimizin bu mandacı artıklarına hak ettikleri cevabı vereceğinden şüphe duymuyorum. İlgili kurumlarımızın da, Anayasamıza ve yasalarımıza göre açık suç teşkil eden bu ihanet karşısında Anayasal ve yasal gerekenleri yapacaklarına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

SULTANAHMET SALDIRISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı siyasetçilerin de benzer tavırlar içinde olduklarını hatırlatarak, terör örgütünün güdümündeki siyasi parti için, ‘terör örgütünün bir maşası’ olarak tanımladı ve “Şayet siyasetçi olsalardı, kendi görüşleri, kendi iradeleri, kendi politikaları olur, onu uygular, ona göre hareket ederlerdi. Bunların tek yaptığı ise, terör örgütünden aldıkları emirleri yerine getirmekten, Türkiye’ye husumet besleyen kim varsa gidip ona yanaşmaktan ibarettir” değerlendirmesini yaptı.

Bu konuda ana muhalefet partisinin de tutumlarına da dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde ilgili parti liderinin hendek kazan teröristler için kullandığı ‘arkadaşlar’ tabirini hatırlatarak, “Beyefendi bir kazma kürek de sen eline al, sen de git orada hendek açıver” dedi ve şu eleştirilerde bulundu: “Bu partinin kimi mensupları da, çatışmalarda yaralanan teröristleri hastanede ziyaret etmekten, güvenlik güçlerini tahkir etmeye, teröristlerle dayanışma ilanları asmaya kadar sergilemedik kepazelik bırakmadılar. İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda bir terör örgütü bomba patlatıyor, misafirimiz olan turistlerin ölümüne, yaralanmasına yol açıyor, bu genel başkanın takıldığı yer, savcılığın koyduğu yayın yasağı… Hale bakın. Ne olacaktı? Oradaki o tabloları tüm dünyaya izletecek miydik?” eleştirilerinde bulundu.

“KİMSE BİZİM KARŞIMIZA, ‘TARAFSIZLIK, TERÖR KARŞISINDA İLKELİ TUTUM’ GİBİ ARGÜMANLARLA GELMESİN”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa’da yaşanan terör eylemi sonrasında ülke ve dünya medyasının rahatsız edici en küçük bir görüntüyü dahi servis etmeme konusunda hassasiyet gösterdiğini hatırlatarak devamında şunları söyledi: “Doğrusu da budur. Fakat, benzer bir hadise ülkemizde yaşanınca, bu hassasiyetin zerresini göremiyoruz. Hatta, ülkemizdeki kimi basın-yayın kuruluşları, attıkları manşetlerde sergiledikleri çifte standartla, gerçek yüzlerini bir kez daha gösterdiler. Fransa’daki saldırıyı ülkemdeki bir gazete manşetlerinden ‘Fransa çocuklarına ağlıyor’ başlığıyla verdi. Fakat Sultanahmet’teki olayı ‘Katliam ülkesi’ diyerek sunması, bizi şaşırtmadı; ama umuyorum birilerinin aklını başına getirmiştir. Böyle bir şey olabilir mi? Sen bu ülkenin yayın organısın ve benim ülkemi ‘katliam ülkesi’ olarak veriyorsun. Tabii, Avrupa menşeli basın-yayın kuruluşlarının Paris ve İstanbul saldırıları karşısında sergiledikleri çifte standardı da gördük, kaydettik. Bundan sonra kimse bizim karşımıza, ‘objektiflik, tarafsızlık, insan hakları, terör karşısında ilkeli tutum’ gibi argümanlarla gelmesin.”

Türkiye’nin, yaşadığı tüm zorluklara, bölgesel ve küresel krizlere rağmen geçen yılın ilk 3 çeyreğinde yüzde 4’lük büyüme oranı, ve sekiz yılı aşkın kesintisiz süren büyüme istikrarıyla bu alanda OECD ülkeleri içinde 2’inci, G-20 ülkeleri içinde 4’üncü sırada yer aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan ekonomik gelişme ve büyümeye ilişkin bazı rakamları da paylaştı.

“BİZİM İÇİN ENERJİ SEKTÖRÜ ÖNEMLİ VE ÖNCELİKLİ BİR ALAN”

Türkiye’nin artık, sadece bulunduğu bölgeyle sınırlı bir ticaret vizyonunu geride bırakarak tüm dünyayı kucaklayabilecek bir duruma geldiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun son olarak Rusya ile yaşanan krizde de görüldüğünü söyledi ve “Bu ülkenin anlamsız ve bizden ziyade kendisine zarar veren tutumu karşısında, ilgili kurumlarımızın desteğiyle ihracatçılarımız hemen diğer pazarlara yöneldiler. Sağ olsunlar. Mesele bu. Aradığı, azmettiği zaman bu millet evelallah bu millet taşı sıkar, suyunu da çıkarır, bundan hiç endişem yok” şeklinde konuştu.

Enerji sektörünün önemli ve öncelikli bir alan olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hidroelektrik enerji üretiminin 2003 yılındaki 26 milyar kilovatsaatten bugün 91 milyar kilovatsaate çıkartıldığını ve 2019 yılında bu rakamı 127 milyar kilovatsaate de ulaştıracaklarını ifade etti ve devamında şunları kaydetti: “İşte gördünüz, doğalgazda dışa bağımlı olmamız, karşımıza hiç beklenmedik zamanlarda, hiç ummadık sorunlar çıkartabiliyor. Bunun için kendi kaynaklarımızı süratle devreye almalıyız. İş adamlarımızdan daha fazla gayret, daha fazla yatırım bekliyorum. Nükleer santral başta olmak üzere, enerjide dışa bağımlılığımızı asgariye indirecek diğer imkânları da kararlılıkla hayata geçirmeliyiz. 2023 Türkiye’si, diğer hedeflerimizle birlikte, enerji alanında da bizi 2053 ve 2071 vizyonumuza taşıyabilecek altyapıya sahip olmalıdır.”

“ÜLKENİN VE MİLLETİN TEKERİNE ÇOMAK SOKMAYA ÇALIŞANLARLA SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”

Konuşmasının sonunda, “Her kim ki bu ülkenin ve milletimizin geleceği için taş üstüne taş koyuyorsa, Allah ondan razı olsun, bizim desteğimiz de sonuna kadar onun yanındadır. Her kim ki bu ülkenin ve milletin tekerine çomak sokmaya çalışırsa, biz sonuna kadar onlarla da mücadele edeceğiz, bu da böyle bilinsin.” sözlerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını, açılışı yapılan 99 baraj ve hidroelektrik santralinin hayırlı olmasını dileyerek tamamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, açılışı yapılan baraj ve santrallerden bazılarının bulunduğu Artvin, Ardahan, Erzincan, Tokat, Adana, Düzce ve Sakarya illeri ile sesli ve görüntülü bağlantı yaparak, buralarda düzenlenen törenlerde bulunanlarla sohbet ederek açılışı yapılan baraj ve santrallerle ilgili bilgi aldı bu canlı bağlantılarla, oralardaki açılışlarda yaşanan coşkuyu, Arena Spor Salonu’na taşıdı. Tören, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte TBMM Başkanı Kahraman, Bakanlar ve yatırımlarda rol alan şirket yöneticilerinin kurdele kesmesi ile sona erdi. 

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR