Bu Topraklar, Bu Ülke Kardeşliğin Değerini Bilir
'Buraya gelirken ne konuşacağımı bir Allah biliyordu bir ben. Şimdi artık sadece Allah biliyor.
16.02.2017 20:37:42
Bu haber
832 kez okundu
Dünya Turizm Forumu Açılış Töreni’nde Konuştu
Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Dünya Turizm Forumu'nun açılış töreninde konuştu.
Başbakan Yıldırım konuşma notlarının sıralamasının karıştığını fark edince, "Temel, konuşma yapmaya niyetlenmiş, salona gelmiş, kürsüye davet etmişler. Bakmış ki notları burada olduğu gibi birbirine karışmış, bir türlü başlayamıyor konuşmaya. Diyor ki 'Buraya gelirken ne konuşacağımı bir Allah biliyordu bir ben. Şimdi artık sadece Allah biliyor." fıkrasını anlattı.
Turizmin bütün ülkelerin ekonomik ve kültürel gelişmeleri bakımından çok önemli bir sektör olduğuna değinen Yıldırım, Dünya Turizm Forumu'nun turizm konusunda yeni ufuklar açacağına inandığını ifade ederek, yeni turizm sezonunun için bereketli olması temennisinde bulundu.
Başbakan Yıldırım, bu yıl üçüncüsü düzenlenen Dünya Turizm Forumu'nun geniş bir katılımla gerçekleştirildiğini dile getirerek, şu bilgileri verdi:
"Bu yılki toplantıda 3 bini aşan dünyanın değişik yerlerinden katılımcı olmak üzere toplamda 11 bin civarında misafiri ağırlıyoruz. Nerede ağırlıyoruz? Dünya şehri İstanbul'da ağırlıyoruz. Buraya Asya'dan, Afrika'dan, Arap Yarımadası'ndan, Kafkaslar'dan, Ortadoğu'dan, Amerika'dan, Balkanlar'dan, dünyanın dört bir köşesinden gelen misafirlerimiz var. Bugün aramızda Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanı, Makadonya Yabancı Yatırımlar Bakanı, Benin Kültür ve Turizm Bakanı, Zimbabve Turizm ve Ağırlama Bakanı, Bosna Hersek Çevre ve Turizm Bakanı, Gana Turizm Bakanı, Somali Bilişim, Kültür ve Turizmden Sorumlu Devlet Bakanı, Türk Konseyi Genel Sekreteri Ramil Hasanov, Mozambik Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı, Tayvan Turizm Genel Direktörü, Kırgızistan Kültür Turizm Direktör Yardımcısı, Türkmenistan Turizm Komitesi Başkanı, Kosova Ticaret ve Sanayi Bakan Yardımcısı, Kamboçya Turizm Genel Müdür Yardımcısı, Filipinler Turizm Bakanlığı yetkilisi, Özbekistan Turizm Gelişim Komite Başkanı ve KKTC Turizm ve Çevre Bakanı bulunuyor. Dünyanın bütün renkleri, değişik kültürleri İstanbul'da bir araya geldik ve bugün küresel turizmi, geleceği konuşacağız, bilgilerimizi, tecrübelerimizi paylaşacağız."
Son yıllarda dünya üzerinde en çok kendinden söz ettiren şehirlerin başında İstanbul'un geldiğini belirten Yıldırım, "Ekonomisiyle, ticaretiyle, sanatıyla, gündelik hayatın zenginliğiyle İstanbul, gerçekten bir açıkhava müzesi. 5 kıtanın esintilerini, ezgilerini, seslerini, tatlarını ve renklerini yansıtan bu mübarek şehir, insanlığın barış içinde bir arada yaşadığı asırların zengin izlerini taşıyor. Burada, bütün zenginliğiyle, canlılığıyla yaşatılmaya devam eden bir medeniyet birikimi var." dedi.
TURİZM, DÜNYANIN BELLİ BAŞLI ENDÜSTRİLERİNDEN BİRİSİ OLMA YOLUNDA
Başbakan Binali Yıldırım, turizmin dünyanın belli başlı endüstrilerinden birisi olma yolunda hızla ilerlediğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"90'lı yılların sonundan bu yana gelişmelere baktığımızda çarpıcı farkları görüyoruz ve bu anlamda turizm sektörü, dünyada hizmet sektörü arasında birinci sıraya yükseltmiş vaziyette. Uluslararası turizm hareketlerindeki çarpıcı gelişme, uluslararası kuruluşların orta ve uzun vadeli planlarına da tabiatıyla yansıyor. 1980'de yabancı ülkelere turistik amaçla seyahat eden toplam ziyaretçi sayısı, 260 milyon civarında. Bugün bu sayı 1 milyar 200 milyona ulaşmış. Bu ne demektir? Neredeyse dünya nüfusunun beşte biri, bir başka ülkeye seyahat ediyor. 2030 yılı için BM Dünya Turizm Örgütü'nün öngördüğü turist sayısı 2 milyara yaklaşıyor, 1,8 milyar. Dünya ülkeleri olarak bu değişim ve gelişime ayak uydurmak, gerekli tedbirleri almak, bunu da el birliğiyle gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Ülkeler olarak turizm alanında iş birliğini daha daha güçlendireceğiz, gelen misafirlerimizin beklentilerine ortak çözümler üreteceğiz. Bu noktada Dünya Turizm Forumu ve benzer organizasyonların çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade etmek isterim."
Forumda 25 ülkeden gelen katılımcılar ile hızlı gelişen hizmet sektöründe atılabilecek yeni adımlar ve tedbirlerin değerlendirileceğini aktaran Yıldırım, 5 ayrı salonda eş zamanlı paneller yapılacağını, 100'e yakın konuşmacının tecrübelerini, önerilerine paylaşacağını kaydetti.
Yıldırım, yeni iş birliği imkanları doğuracak, yeni ortaklıkları beraberinde getirecek forum kapsamında, birçok alanda başarılı şirket, kişi ve kuruluşların ödüllendirileceğini bildirdi.
Başbakan Yıldırım Turizmin farklı coğrafyalar, farklı kültürler arasındaki iletişimi artırdığını, bu anlamda küresel barışa ve kardeşliğe de çok büyük katkı sağladığını söyledi.
"Kişi bilmediğine düşmandır." diyen Yıldırım, insanlar bir araya gelirse, konuşursa, kardeş olursa, arkadaş olursa, güzel anılar bırakırsa, kavga, karışıklık ve anlaşmazlık olmayacağını kaydetti.
Başbakan Yıldırım, kişinin daha önce gittiği bir ülke hakkında karar alma durumunda kaldığında, önce o ülkeyi zihninde canlandırdığını, hatıraları tekrarladığını, alacağı kararı da bunlara göre oluşturduğunu vurgulayarak, "O bakımdan turizm, barış için, kardeşlik için çok önemli bir sektördür, önemli bir faaliyettir. Bu yolda çaba gösteren herkesi, aynı zamanda gönüllü bir barış elçisi olarak kabul ediyorum ve tebrik ediyorum." diye konuştu.
Eşsiz tabii, tarihi ve kültürel potansiyele sahip olan Türkiye'de turizm sektörünün yıllar boyunca gelişmeye, büyümeye devam ettiğini belirten Yıldırım, nereden nereye gelindiği ancak bu rakamlarla anlaşılacağı için birkaç göstergeyi paylaşmak istediğini söyledi.
Yıldırım, 2002'de Türkiye'ye gelen toplam turist sayısının 13 milyon civarında olduğunu dile getirerek, önceki yılda bu sayının 40 milyona yaklaştığını anlattı.
Turizm gelirlerinin 12 milyar dolardan 30 milyar doların üzerine çıktığını vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Biz bu 2002'yi niye referans alıyoruz? Biz 2002'den beri Türkiye'de iş başındayız, AK Parti hükümetleri olarak. Dolayısıyla 15 yıllık bir süre içerisinde, kendi performansımızı kıyaslama imkanına sahibiz. Hükümet olarak, turizmi sadece ekonomik kalkınmaya katkı sağlayan bir sektör olarak görmüyoruz. Yalnızca ekonomik bir bakışla turizmi değerlendirmek eksik kalır, yetersiz kalır. Turizm, bunların ötesinde öncelikle kültürlerin buluşmasıdır, medeniyetlerin buluşmasıdır. Kültürlerin buluşmasını tesis ettiğimiz ölçüde, kültürlerin kaynaşmasını ve karşılıklı ön yargıların da kırılmasını sağlamış oluyoruz. Turizmi, kültürel etkileşime, milletlerin birbiriyle kaynaşmasına güç katan bir değer olarak görüyoruz. Uluslararası ilişkilerin pekişmesine, farklı toplumlar arasındaki güçlü dostlukların kurulmasına önemli bir araçtır, turizm. Kültürel yakınlaşmalar, ekonomik ve siyasi ilişkilerin de ivme kazanması turizm faaliyetleriyle yakından ilişkilidir."
5 BİN ESER İHYA EDİLDİ
Başbakan Yıldırım, her ülke gibi Türkiye'nin de turizmin ekonomik imkanlarından yararlanmayı isteyeceğini ifade ederek, bu doğrultuda eserleri yenilemeye, korumaya, gelecek kuşaklara aktarmaya çok büyük önem verdiklerini vurguladı.
Özellikle birçok medeniyete ev sahipliği yapan ülkede tarihin korunması ile restorasyonun büyük önem arz ettiğini ve tarihle bugünü buluşturmak için çok büyük çaba sarf ettiklerini dile getiren Yıldırım, 15 yıl içerisinde ecdat yadigarı 5 bin eseri ihya ettiklerini, onardıklarını ve bugünlere getirdiklerini kaydetti.
Yıldırım, 2002'de 198 olan müze sayısının bugün 220'ye ulaştığını, her yıl dev organizasyonlara ev sahipliği yapıldığını ve kültürel buluşmaların sağlandığının altını çizdi.
UNESCO tarafından 2007'nin Mevlana yılı olarak kabul edildiğini, Mevlana Celalettin Rumi'yi bilmeyen olmadığını aktaran Yıldırım, Mevlana'nın "Gel, gel kim olursan ol yine gel/Bizim dergahımız, umutsuzluk dergahı değildir." sözlerini anımsattı.
Binali Yıldırım, İstanbul'un 2010'da Avrupa Kültür Başkenti ilan edildiğini, 2011'de Erzurum'da Dünya Üniversiteler Kış Oyunları'nın düzenlendiği, 2013'te Akdeniz Oyunlarının Mersin'de gerçekleştirildiğini, aynı yıl Eskişehir'in Türk Dünyası Kültür Başkenti yapıldığını hatırlattı.
Botanik Expo 2016'nın Antalya'da başarıyla gerçekleştirildiğini, nihayet G20 Zirvesi'yle dünyanın 20 büyük ekonomisinin liderlerinin Antalya'da misafir edildiğini kaydeden Yıldırım, BM Dünya İnsani Zirvesi'nin de İstanbul'da gerçekleştiğini, İstanbul'un 2015'te ev sahipliği yaptığı 148 kongre ile turizmde dünyanın önde gelen şehri haline geldiğini belirtti.
Başbakan Yıldırım, ülke olarak turizmin her alanında merkezi konumu güçlendirmeye devam ettirmeye kararlı olduklarını, her ilin kendi kültürel ve doğal zenginlikleriyle bir cazibe merkezine dönüştürüldüğünü söyledi.
BU TOPRAKLAR, BU ÜLKE KARDEŞLİĞİN ÖNEMİNİ BİLİR
Başbakan Yıldırım, Türkiye'de ulaşımı kolaylaştırmak için birçok dev proje gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Son 15 yılda ülkenin her yerinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yolu 23 bin 500 kilometreye çıkardıklarını aktaran Yıldırım, "Havalimanı sayımızı, 26'dan 55'e yükselttik, bununla da yetinmedik şu anda yıllık yolcu kapasitesi 150 milyon olan dünyanın en büyük havalimanını da yapıyoruz. İlk etabını da 2018 Şubat'ında, seneye bu vakitte açmış olacağız." dedi.
Havacılıkta sloganlarının "Hava yolu, halkın yolu" olduğunu belirten Yıldırım, "Bu ülkede 2002'de uçakla seyahat eden yurt içinde yolcu sayısı, sadece 8 milyondu. Geçtiğimiz yıl bu sayı 86 milyona çıktı. Toplamda 160 milyonu geçtik, iç hatlar, dış hatlar... Eğer 3. havalimanının kapasitesi, dünyanın en büyük havalimanının kapasitesi 150 milyonun anlamı nedir diye düşünürseniz, bugün dünyadaki en büyük havalimanın kapasitesi 90 milyon. Ondan demek ki 60 milyon daha fazla kapasitesi var. (Dünyanın en büyük havalimanı) ABD'de Atlanta'dır, 90 milyon." ifadelerini kullandı.
İstanbul'a üçüncü havalimanını yaparken, "Ne gerek var bu kadar büyük havalimanına? Bu kadar yolcuyu nereden bulacaksınız?" şeklinde sorularla karşılaştıklarını aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bakın ben size söyleyeyim neden gerek olduğunu; 2002 yılında İstanbul Atatürk Havalimanı'nda sadece transit yolcu 1 milyonun altındaydı, geçen sene 40 milyon oldu. Transit yolcudan bahsediyorum. Geliyor, İstanbul'a, Afrika'dan geliyor, Avrupa'ya geliyor, Afrika'dan geliyor Uzakdoğu'ya gidiyor, Rusya'ya gidiyor veya tersi. 70'li yıllarda havacılığın merkezi Amerika'daydı. 80'li yıllarda Avrupa'nın batısına doğru geldi. 90'lı yıllarda Avrupa oldu. 2000'li yıllarda artık doğuya doğru devam ediyor, Türkiye. Şu anda havacılığın merkezi Türkiye'ye kayıyor. Bu tarihin tekerrürüdür. Bir zamanlar İpek Yolu ile Baharat Yolu ile doğudan batıya zenginlik için göç vardı. Şimdi artık zenginlik doğuya tekrar döndü, dolayısıyla da hicret batıdan doğuya doğru olmaya başladı. İster doğuya gidin, ister batıya gidin Anadolu'dan geçeceksiniz. Başka yolu yok. Bu topraklar, tarih boyunca bir buluşma noktası olmuştur. Kuzey ile güneyin, doğu ile batının buluştuğu medeniyetlerin kucaklaştığı topraklardı. Onun için bu topraklar, bu ülke kardeşliğin önemini bilir, krizlerin de ne olduğunu acı tecrübelerle bilir."
Başbakan Yıldırım Türkiye'nin bölgede ve dünyada kardeşliğin, barışın ve huzurun sağlanması için çok büyük gayret sarf ettiğini, büyük fedakarlık yaptığını belirtti.
"3 milyondan fazla, canını kurtarmak için evini, barkını, memleketini bırakan insanlara kucak açan, onları bağrına basan, ekmeğini paylaşan ülkenin adı Türkiye'dir" diyen Yıldırım, bunun dünyada başka bir örneğinin de bulunmadığını ifade etti. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün turizm sektöründe bir adım öne çıkmak için üzülerek söylüyorum, başkaları hakkında dedikodu üreterek, oraları güvensiz ilan ederek iş yapmaya çalışanlar var. Bunlar doğru şeyler değil. Dünyanın hiçbir yerinde güvenli bir ülke yoktur, eğer güvenlikten bahsediyorsak. Terör, her yerde, adres tanımıyor. Avrupa'nın göbeğinde terör oluyor. Türkiye'de de oluyor, Ortadoğu'da da oluyor, kuzeyde de oluyor, her yerde oluyor. Terörün olmadığı yer yok. Terörden korkmak, terörle korkutmak ancak ve ancak terörün işine yarar, teröristlerin işine yarar. Onun için ben gururla ve güvenle söylüyorum, ABD ne kadar güvenliyse Türkiye'de o kadar güvenli. Avrupa, Paris ne kadar güvenliyse İstanbul da o kadar güvenli. Saraybosna ne kadar güvenliyse Ankara da o kadar güvenli. Bakü ne kadar güvenliyse İzmir de o kadar güvenli. Onun için bu terörü, turizmi baltalamak veya turizmde avantaj sağlamak için lütfen kullanmayalım. İnsanların buluşmasına, kardeş olmasına, bölgesel ve küresel barışın tesis edilmesine destek olalım, köstek olmayalım. Bu vesileyle bu çağrımı da buradan ifade etmek istiyorum."
Türkiye'nin termal kaynak zenginliği açısından da dünyanın beşinci sırasında, Avrupa'nın da ilk sırasında yer alan bir ülke olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Bütün bu zenginliklerimizi insanlığın hizmetine sunmak için gayret ediyoruz, yeni yeni yatırımlar yapıyoruz. Sahillerimiz; 8 bin 484 kilometre sahil şeridimiz var. Her biri birbirinden güzel. Bu alanda sahillerin temizliği bakımından dünyada ikinci sıradayız, 140 olan mavi bayrak sayısını 444 seviyesine çıkardık. Yat inşaatında, mega yat inşaatında dünya sipariş sıralamasında üçüncü konumdayız. Yat limanı kapasitemizi bugün 20 binlere çıkardık, yat limanı sayımızı 50'lerin üzerine çıkardık, 2023'te 50 bini hedefliyoruz." diye konuştu.
DÜNYA DERECELERİ ALAN DEV PROJELERE İMZA ATTIK
Başbakan Yıldırım, başta İstanbul olmak üzere, Türkiye'nin bütün şehirlerinin büyük bir gelişme içinde olduğunu, dünya dereceleri alan dev projelere imza attıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Yavuz Sultan Selim Köprüsü, üzerinde demiryolu olan dünyanın en geniş köprüsüdür. 3 yıl içinde açtık, Boğaz'ı deniz üzerinden üçüncü kez birleştirdik. 2 kıtayı tekrar bir araya getirdik. Bir şaheser. Vakit bulursanız Boğaz'dan bir tekneyle gidin ve mutlaka bu eseri görün. Bir mühendislik harikası. Üç yıl içinde bitirdik. Osmangazi Köprüsü keza İstanbul'u Yalova'ya, Bursa'ya, İzmir Otoyolu'na bağlayan dev bir eser, dünyanın dördüncü büyük asma köprüsü. Avrasya Tüneli, dünyada bir numara. İki kıtayı denizin altından 106 metre derinlikte birleştiren Topkapı Sarayı ile Haydarpaşa Garı'nı 3 dakikada birbiriyle buluşturan dev bir projeden, bir mühendislik harikasından bahsediyoruz. Bunu da 3 yıl gibi kısa bir sürede inşa ettik. İstanbul-Ankara, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir arasında hızlı tren yaptık ve hizmete aldık. Bunlarla da yetinmedik yine Boğaz'ı denizin altından, trenlerin geçeceği Marmaray projesiyle birleştirdik. Şimdi sırada dünyanın en uzun köprüsünü yapmak var. İhalesini yaptık, ilk kazmayı da 18 Mart'ta vuruyoruz. Çanakkale geçilmez köprüsü... Çanakkale artık düşmana geçilmez değil, herkes için geçilir hale getiriyoruz."
Başbakan Binali Yıldırım, 150 milyon kapasiteli havalimanının da hizmete alınacağını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün bunları anlatmaktaki amacım şudur; enerjimizi, kaynaklarımızı, imkanlarımızı savaşa değil, tanka, topa, tüfeğe değil, insanlığın refahına, mutluluğuna ve çocukların aydınlık geleceğine ayırmamız lazım. Tarih, gelecek, ecdat bizden bunun hesabını sorar. Bugün Bağdat, Halep, Sana, Mostar Köprüsü...Bu büyük eserlerin başına neler geldiğini siz biliyorsunuz. Bizim, bize miras kalan bu dünyayı yıkıp yok etmek değil, yaşatmak, gelecek nesillere aktarmak gibi bir sorumluluğumuz var. Gönüller sultanı Mevlana 'her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel' diyerek aslında bütün insanlığa en güzel, en veciz mesajı vermiştir. Bu sözler hepimizin hayalidir. Barış içinde mutlu ve müreffeh bir dünyayı karış karış dolaşmak, güzellikleri keşfetmek, hepimizin hayali olmalıdır. Ancak üzülerek ifade ediyorum ki gönlümüzden geçen bu güzel dileklere, bugün dünyanın yaşadığı olaylar pek de imkan vermiyor. Dünyanın vicdanı acılarla, göz yaşlarıyla, sıkıntılarla gölgeleniyor. Halep'ten, Bağdat'tan Şam'a kadar İslam medeniyetinin en güzel şehirleri yıkılıyor, tahrip ediliyor, yerle bir ediliyor. Dün Mostar'ı bombalayan zihniyet, bugün Halep'i yağmalıyor. Maalesef bu yıkıcı cinayetler karşısında, insanlık gerektiği gibi sesini de yükseltemiyor. Oysa ki bize düşen, dünyayı karanlıklardan aydınlıklara çıkaracak çareler üretmek ve hayata geçirmektir."
Turizm sektörünün temsilcilerine ve ülke yöneticilerine de ortak bir sorumluluk düştüğünün altını çizen Yıldırım, "Yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımıza barış içinde, kardeşlik içinde daha güzel bir dünya bırakmak için daha çok gayret edeceğiz. Bir araya geleceğiz, birlikte çalışacağız. Şiddet kültürüne karşı insanlığın evrensel değerlerini savunmak, hepimizin birinci derece görevidir, sorumluluğudur." ifadelerini kullandı.
ZOR BİR COĞRAFYANIN ORTASINDA, TÜRKİYE BİR REFAH VE İSTİKRAR ADASIDIR
Başbakan Yıldırım, insanlığın esenliğine giden yolun kültürlerin kaynaşmasından, birbirini doğru tanımaktan ve tanıtmaktan, korkmadan korkutmadan, önyargısız şekilde birbirini anlamaktan geçtiğini belirterek, "Değerli misafirler, Türkiye zengin coğrafyası, binlerce yıllık tarihi, farklı medeniyet ve uygarlıklara ev sahipliği yapan bir coğrafyadır. Zengin kültürümüz, tabii zenginliklerimiz, misafir sever insanlarımız, dünya turizminde rekabet üstünlüğü sağlayacak özellikleri de beraberinde getiriyor." dedi.
Bugünkü Türkiye'nin dünyayla bütünleşen, bölgesinde öncü rol oynayan bir ülke olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Bakın 2002 yılında Afrika'ya sadece 6 noktaya uçuş yaparken, bugün 44 noktaya uçuş yapıyoruz. Afrika'da sadece 11 ülkede büyükelçiliğimiz varken, bugün 40'ın üzerindeki Afrika ülkesinde büyükelçiliğimiz var. Dünyanın merkezinin olduğu toprakların birleştiği yer, Türkiye'dir. Üç kıta ile komşu olan Türkiye, tarihten gelen kültür zenginliğini, medeniyet zenginliğini komşularıyla paylaşmak ve geleceğe, gelecek kuşaklara iyi bir miras bırakmak azmindedir." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, Türkiye'den 3 saatlik uçuşla 52 ülkeye ulaşılabileceğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Merkezi İstanbul olan ve 3 saatlik uçuş içerisinde, 1,5 milyar insan yaşıyor ve bir yılda 30 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklükten bahsediyoruz. Uzağa gitmeyin, 3 saatte... Ama Avustralya'da olsanız bir şehirden bir şehre, 3 saatte gidemezsiniz. Herkes dünyanın merkezinde olduğunu iddia edebilir ama önemli olan, doğrudur merkezde olmak, çünkü dünya bir küredir, parmağınızı nereye koyarsanız orası merkezdir ama unutmayalım dünyanın 4'te 3'ü sularla kaplıdır. Kara olan bölümde de Şeysel Adaları yahut Komoros Adaları, ora da merkez ama medeniyet nerede, nüfus nerede, zenginlik nerede? Bu önemlidir. Medeniyetlerin doğduğu, dinlerin doğduğu, her türlü karışıklığın da olduğu, güzelliğin de olduğu merkezler, bu topraklardır. Ortadoğu'dur, Anadolu'dur, Balkanlar'dır, Kafkaslar'dır ve Afrika'dır. Zor bir coğrafyanın ortasında, Türkiye bir refah ve istikrar adasıdır."
Potansiyellerini bildiklerini ve ülkelerinin güzelliklerini ortaya çıkarmak için daha çok misafirle paylaşmak istediklerini söyleyen Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu yoldaki Kültür ve Turizm Bakanımızın gayretlerini takdir ediyoruz, tebrik ediyoruz, başarılarının devamını diliyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle bu yıl üçüncüsü düzenlenen Dünya Turizm Forumu'nun ülkemize, bölgeye ve bütün insanlığa hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Son olarak diyorum ki; değerli misafirler, burada lütfen kendinizi evinizde gibi hissedin, İstanbul'da kendinizi kendi şehrinizde gibi hissedin, İstanbul'un sesinde kendi sesinizi, İstanbul'un nefesinde kendi nefesinizi hissedeceksiniz. Bir kez daha Türkiye'ye bu güzel ülkeye geldiğiniz için teşekkür ediyorum."
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2