BÜYÜK BULUŞMA PAZARTESİ 18:00'DE
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Biz hiçbir seçeneğe, partiye kapı kapatmadan, son derece açık ve şeffaf bir süreç yürütmeye gayret ediyoruz. Ülkemiz için en iyisi, en hayırlısı neyse ona ulaşmaya çalışıyoruz" dedi.
6.08.2015 18:42:10
Bu haber
788 kez okundu
En iyisine Ulaşmaya Çalışıyoruz
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Biz hiçbir seçeneğe, partiye kapı kapatmadan, son derece açık ve şeffaf bir süreç yürütmeye gayret ediyoruz. Ülkemiz için en iyisi, en hayırlısı neyse ona ulaşmaya çalışıyoruz" dedi.
Bakan Çelik, "Pazartesi günü Bakanlar Kurulundan sonra, Sayın Kılıçdaroğlu'nu ve Haluk Koç'u saat 18.00'de, Başbakanlık Resmi Konutu'nda bekliyoruz. Kendileri de olumlu yanıt verdiler" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümet kurma süreci kapsamında CHP ile istikşafi görüşmelerde bulunan AK Parti heyetini kabul ettikten sonra, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile bir süre baş başa görüştü.
Bakan Çelik, görüşmenin ardından Başbakanlık Resmi Konutu önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, istikşafi görüşmelerin bitiminden sonra, çok kapsamlı ve birkaç klasörü bulan sonuç raporunun, heyetleri tarafından çıkarıldığını belirtti.
Yüksek Askeri Şura Toplantıları sebebiyle Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ciddi bir meşguliyetinin olduğuna işaret eden Çelik, "Dün akşam kendisine sonuç raporlarına bakabilme fırsatı bulursa diye, o YAŞ yoğunluğu içerisinde iletmiştik. Bugün sabahta sunumumuz planlanmıştı" dedi.
Başbakan Davutoğlu'na çok detay ve kapsamlı sunum yaptıklarını vurgulayan Çelik, Davutoğlu'nun sorularına cevap verdiklerini ve tüm noktalara hemen hemen değindiklerini bildirdi.
Çelik, sunumun üç çerçevede yapıldığını belirterek, "İki parti arasında mutabakat gözüken politikalar, iki parti arasında temel çatışma ve anlaşmazlık edilen noktalar ikinci çerçevemiz oldu. Üçüncü çerçevede genel başkanlarını bir araya gelerek mesafe alınacağına veya alınmayacağı karar vereceği konular. Tabii ki tüm sunduğumuz politikalar iki bölüme ayrılıyor. Bir kısmı, bu tartışma konuları. AK Parti'nin parti politikalarını ilgilendiriyor, bir kısmı da hükümet politikalarını ilgilendiriyor" dedi.
Parti politikalarını ilgilendiren kısmın yarın Genel Başkan Davutoğlu tarafından AK Parti'nin MYK'sına götüreceğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
"AK Parti MYK'sında CHP ile yaptığımız istikşafi görüşmelerin parti politikalarını ilgilendiren kısımları en yüksek yetkili kurullarımızdan bir tanesine sunulacak. Genel Başkanımız başkanlığından toplanacak kurul ve bu sunum yapılacak. Ardından pazartesi günü hükümet politikalarını ilgilendiren kısmı Bakanlık Kuruluna sunulacak. Bakanlar Kurulumuz ile birlikte gelinen nokta aynı şekilde hükümet politikalarını ilgilendiren kısımla ilgili ve parti politikaların ilgilendiren kısımla ilgili uzlaşma alanları, çatışma ve anlaşmazlık alanları ve mesafe alınabilecek alanlar. Genel başkanların mesafe alınabileceğine karar verebileceği veya vermeyeceği alanlar şeklinde bir sunum böylece gerçekleştirilmiş olacak pazartesiye kadar. Sayın Genel Başkanımız da daha önceden de kendisi ifade etmişti. Sayın Kılıçdaroğlu ile bir araya gelme arzusu. Bu istikşafi görüşmeler bittikten sonra her iki genel başkan da 'bir araya gelip değerlendiririz' demişti."
Çelik, her iki genel başkanın bir araya gelmesi konusunu CHP'ye ilettiklerini ve olumlu yanıt aldıklarını belirterek, "Pazartesi günü Bakanlar Kurulundan sonra, Sayın Kılıçdaroğlu'nu ve Haluk Koç'u saat 18.00'de, Başbakanlık Resmi Konutu'nda bekliyoruz. Kendileri de olumlu yanıt verdiler. Bu görüşmeye Sayın Başbakanımızla birlikte ben de katılacağım" diye konuştu.
"Siyasetin kendine has bir kimyası var"
Bir gazetecinin "Sayın Başbakanın, Kılıçdaroğlu ile pazartesi görüşecek olması koalisyonda nasıl bir gidişatı gösteriyor" sorusuna Çelik, şu yanıtı verdi:
"Her görüşmeden sonra mutabakat sayısı mı daha fazla, çatışma alanı mı daha fazla şeklinde bizim aritmetik bir sonuç vermemizi bekliyorlar. Bütün istikşafi görüşmeler boyunca bunu söyledim. Siyaset bir aritmetik işi değil, siyaset bir geometri de değil. Siyasetin kendine has bir kimyası var. Bunu tabii ki nesnel değerlendirmeleri de var ama biz mesela istikşafi görüşmelerin her aşamasında yaptığımız da arkadaşlarımız bunu sordular. Mutabakat mı daha çok öne çıkıyor, çatışma alanı mı diye. Bu aritmetiksel olarak karar verilecek bir alan değildir. Öyle konular vardır ki bir konuda anlaşmazlık tüm anlaşmaları örtebilir. Bazen bir konuda anlaşma tüm diğerlerini geriye atabilir. Burada bu tip görüşmelerin doğasıyla ilgili temel bir kural vardır. Uluslararası görüşmelere katılanlar da bunu bilirler. Bu evrensel de bir kuraldır."
Bu tip işlerde son noktada mutabakata varılıncaya kadar hiç bir konuda anlaşılmamış sayılacağını vurgulayan Bakan Çelik, şunları kaydetti:
"Bu kendi dinamiği olan, kendi kimyası olan bir süreçtir. Dolayısıyla uzlaşma mı öne çıkıyor, çatışma mı öne çıkıyor bu nihayetinde bizim heyetimizin karar vereceği bir konu değil. Bu Genel Başkanımızın genel başkanlığında yetkili kurulların karar vereceği konu. Yetkili kurullarımız buralardan tüm bu değerlendirmelerin aldıktan sonra yeterli uzlaşma çıkmış derlerse süreç başka şekilde işler.
Yeterli şekilde bir uzlaşma ortaya gelmemiş derlerse süreç başka şekilde işler. Nihayetinde her iki tarafından düşündüğü şudur. Bir koalisyon hükümetinin olması demek iki birbirine zıt siyasi akım arasında böyle bir şey olacaksa bu tabii ki çok ince elenmesi, iyi ve titiz çalışılması gereken bir iştir. Bütün detaylara bakılması gerekir. Yüksek profilli, Türkiye'deki reformların devam etmesiyle ilgili nicelik ve nitelik olarak yüksek arayışları söz konusu olacaktır.
Buradan çıkan sonucun olumlu yönde mi seyrettiği, olumsuz yönde mi seyrettiği bizim karar vereceğimiz bir şey değil. Biz sadece sunumu yaparız, değerlendirmemizi aktarırız, ona Sayın Genel Başkanımız ve yetkili kurullarımız karar verecektir. Bu yetkili kurulların görüşünü aldıktan sonra ortaya çıkan tabloyu Genel Başkanımız, Sayın Kılıçdaroğlu ile değerlendireceklerdir."
Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında pazartesi yapılacak görüşmenin niteliğinin sorulması üzerine Çelik, şu yanıtı verdi:
"Bu nihai bir görüşme olarak değerlendirilemez. Bir değerlendirme yapılması ihtiyacı vardır. Nihayetinde ondan sonrasının da nasıl işleyeceği de o gün iki genel başkanın beraber çizeceği bir çerçevede olacak. Yani o görüşmenin de misyonu, 'tamam mı devam mı' şeklinde adını koyacağımız bir görüşme değil. O görüşmenin doğasını zaten Sayın Genel Başkanı'mız CHP'yi ziyaret ettiğinde de söylemişti. 'Ben bu görüşmeleri yaptıktan sonra, bu istikşafi görüşmeler bitince liderlerle bir temas ihtiyacı içerisinde olabilirim' demişti. Sayın Kılıçdaroğlu ile yeniden bir araya gelmenin olumlu olacağı şeklinde bir değerlendirme yapmıştı. Dolayısıyla istikşafi görüşmeleri biz yetkili kurullarımıza götürüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi de belki götürecektir. Dolayısıyla onun neticesinde iki genel başkanın değerlendirme görüşmesi olarak adlandırmak gerekir. Buna 'tamam mı, devam mı' şeklinde bir misyon yüklemek şu aşamada doğru olmaz."
Bir gazetecinin "Kamuoyunda görüşmelerin olumsuz sonuçlandığı ve seçime doğru gidildiği yönündeki algıyı nasıl değerlendirirsiniz" sorusu üzerine Çelik, bu tabloyu kamuoyunun çizmediğini, bunların basında yer aldığını söyledi. Her gün "AK Parti şöyle karar verdi", "CHP böyle karar verdi", "Süreç bundan sonra böyle işleyecek" gibi yeni senaryolar okuduklarını dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar tek hat üzerinden ilerleyen süreçler değildir. Bunlar karmaşık mekanizmalardır. Burada herkesin gözünün önünde son derece açık, son derece şeffaf bir süreç yürütüyoruz. Dolayısıyla ilk başta açıkladığımız takvim neyse ona riayet ediyoruz. İstikşafi görüşmelerin sonunda genel başkanların bir araya gelip, değerlendirmesi şeklinde bir şeye zaten olumlu bakılmıştı. Şimdi bunun pazartesi günü yapılmasına da karşılıklı olarak karar verilmiş oldu. İlk görüşmeden itibaren açıkladığımız yol haritasında ve takvimde her hangi bir zamma ya da tenzilata gitmiş değiliz. Ne söylediysek onu gayet şeffaf bir şekilde aynen uyguluyoruz."
Pazartesi günü yapılacak görüşmede hangi konuların görüşüleceğinin sorulması üzerine Çelik, istikşafi görüşmelerde anayasadan ekonomiye, eğitimden dış politikaya kadar birçok farklı konunun ele alındığını vurguladı. Çelik, "Bu konular içerinde şu aşamada size özellikle şu konuyu ele alacaklar diyemem. Bütün konuların üzerinden belki geçebilecekler, belki birtakım anlaşmazlık veya uzlaşma konularını konuşabilecekler" ifadelerini kullandı.
"Hiçbir taktik hesabımız olamaz"
Çelik, AK Parti'nin hükümet kurmak için kendisine verilen süreyi son güne kadar kullanacağı ve mevcut hükümetle seçime gidilmesine yönünde "taktik" geliştireceği iddialarının sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Bunları hep basından okuyoruz. Biz, 13 yıldır bu ülkede memleketin her alanın sorumluluğunu üzerimizde hissettik. Herhangi bir memleket meselesi ilgili bizim yürüttüğümüz politikayla taktik kelimesi asla ve kata yan yana gelemez. Gayet açık ve şeffaf bir süreç yürütüyoruz. Hiçbir taktik hesabımız olamaz. Biz bu ülkenin meselelerini taşıma, bu ülkenin reformlarını gerçekleştirme, sorunlarını çözme açısından yegane sorumlu kadroyuz. Şu anda da aynı sorumluluk içerinde bakıyoruz. Bunlar memleket meseledir, milletle ilgili meselelerdir. Dolayısıyla bizim yürüttüğümüz işlerle taktik kelimesi hiçbir şekilde ve hiçbir şartta bir araya gelemez."
Açıkladıkları takvime uyduklarına işaret eden Çelik, "Bundan sonrasının nasıl olacağı genel başkanlar bir araya geldiğinde, başka ziyaretler söz konusu olduğunda ortaya çıkacaktır" diye konuştu.
Çelik, bunların basın mensuplarıyla paylaşıldığını dile getirerek, "Şu ana kadar sizinle paylaştığım şeyler, ana hatları itibarıyla Genel Başkan'ımızın, Sayın Kılıçdaroğlu'nu ziyaretinde karşılıklı olarak olumlu bakılan aşamalardı. Biz şimdi sunumumuz yaptık, yarın konuyu MYK'mıza götüreceğiz. Pazartesi Bakanlar Kuruluna götüreceğiz. Bakanlar Kurulunun ardından Genel Başkan'ımız ile Sayın Kılıçdaroğlu bir araya gelecekler ve değerlendirme yapacaklar" dedi.
"Hiçbir partiye kapı kapatmadan açık ve şeffaf bir süreç yürütmeye gayret ediyoruz"
AK Parti'nin yarın yapacağı MYK toplantısının saatinin basın mensuplarına daha sonra bildirileceğini ifade eden Çelik, "Muhtemelen öğleden sonra olur diye biliyorum" şeklinde konuştu.
Çelik, "CHP ile bir koalisyon mu, yoksa kasım ayında yapılacak bir erken seçim mi Türkiye'nin daha yararına" şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:
"Burada konuştuğunuz konu, benim kişisel kanaatim değil. Burada konuştuğumuz konu kurumsal olarak karar alma mekanizmalarının nasıl işleyeceği şeklinde. Ama siyaset ve ülke çıkarı her zaman şunu gerektirir, eğer herhangi bir konuda karara varılmamışsa herhangi bir konuda karara varana kadar bütün seçenekler masadadır. Ülkenin çıkarı da bunu gerektirir. O sebeple biz hiçbir seçeneğe kapı kapatmadan, son derece açık, şeffaf bir süreç yürütmeye bu bakımdan gayret ediyoruz. Ülkemiz için en iyisi, en hayırlısı neyse ona ulaşmaya çalışıyoruz."
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2