Üst Header Banner Reklam
 
Cumhurbaşkanı Aydın'da
27 Mayıs’ın anlamlı bir gün olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “27 Mayıs, o kara yılın 55. yıl dönümü 14 Mayıs 1950’de başlayan bir demokrasi şöleni 27 Mayıs 1960 da kesintiye uğradı. 16, 17 Eylül 1961 tarihinde de milletin üç adamı içinizden biri Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüşdü Zorlu idam edildi” dedi.
28.05.2015 02:15:48
Bu haber 984 kez okundu
Cumhurbaşkanı Aydın'da

 “Bu Millet Kendisine Hizmet Edeni Unutmadığı Gibi İhanet Edeni de Asla Unutmaz”

Aydın İstasyon Meydanı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, alanda toplanan vatandaşlara, “Bugün efeler yine ‘Yeter! Söz milletindir’ diyor mu? Bugün efeler yine ‘Yeter! Söz de, karar da milletindir’ diyor mu? Aydın, demokrasi tarihimizdeki önemli dönüm noktalarından birine yaklaştığımız şu günde, yine destan yazmaya hazır mı? Allah coşkunuzu daim eylesin” diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında açılışı yapılan eserlere ilişkin özet bilgi vererek, “Tüm bu eser ve hizmetlerin Aydın’ımıza, Aydınlı kardeşlerimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu yatırımların şehrimize kazandırılmasında emeği geçen Bakanlıklarımızı, kurumlarımızı tebrik ediyorum” dedi.

“14 MAYIS 1950’DE BAŞLAYAN DEMOKRASİ ŞÖLENİ, 27 MAYIS 1960’TA KESİNTİYE UĞRADI”

27 Mayıs’ın anlamlı bir gün olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “27 Mayıs, o kara yılın 55. yıl dönümü 14 Mayıs 1950’de başlayan bir demokrasi şöleni 27 Mayıs 1960 da kesintiye uğradı. 16, 17 Eylül 1961 tarihinde de milletin üç adamı içinizden biri Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüşdü Zorlu idam edildi” dedi.

“ADNAN MENDERES VE ARKADAŞLARI BU MİLLETİN GELECEĞİ İÇİN MÜCADELE VERDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitleri rahmetle yâd ettiklerini ve hep rahmetle yâd edileceklerini belirterek, “Ama onlara darbe yapanlar, onları idam edenler hatırlanmıyor. Hatırlansa da başka türlü anılıyor. Niçin biliyor musunuz? Çünkü Adnan Menderes ve arkadaşları bu millete hizmet etti, bu milletin geleceği için mücadele verdi. Onlar asla bu millete tepeden bakmadı. Hayatları pahasına milletin yanında olmaktan milletle yol yürümekten vazgeçmediler. Aslında darağacına çıkarken bile milletin gönlündeki sevgi tahtında bir basamak daha üste yükseliyordu Kendisine darbecileri, cuntacıları, vesayetin yol arkadaşlığını seçenler daima kaybetmeye mahkûm oldu” diye konuştu.

“MENDERES GİBİ BİR SON BİZİM İÇİN ŞEREFTİR; ONLAR BİLMİYORLAR Kİ ŞEHİTLER ÖLMEZ”

Konuşmasında, “Aydın her zaman demokrasinin yanında, milletin adamlarının yanında yer aldı. İnanıyorum ki bundan sonra da Aydın'ın tarihi aynı olacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Menderes için hazırladıkları sonla tehdit edildiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Ne diyorlar ‘sonunuz Menderes gibi olacak’ diyorlar. Hâlbuki ölümsüzlüğü tadanlara ölüm ne yapabilir ki. Bununla yetinmiyor Mursi’ye istenen idam cezasın gönderme yaparak resmimi üste koyarak altına yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı’na idam diye başlık atıyorlar. Onlar bilmiyorlar ki Menderes gibi bir son bizim için şereftir. Onlar bilmiyorlar ki şehitler ölmez hem Allah’ın indinde hem milletin gönlünde şehitler ebediyen yaşarlar.”

“MİLLETİMİZ BÜYÜK MÜCADELELERLE ELDE ETTİĞİ KAZANIMLARINA EL UZATANI ASLA AFFETMEZ”

Bu milletin kendisine hizmet edeni asla unutmadığı gibi ihanet edenleri de asla unutmayacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz çok büyük mücadelelerle ve çok zor şartlar altında elde ettiği demokratik ve ekonomik kazanımlarına el uzatanı asla affetmez” diye konuştu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hacı Bektaş-ı Veli ne diyor? Her birimiz Hacı Bektaş-ı Veli olalım. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Şimdi ben ilave ediyorum, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız" dedi. 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimlerin Türkiye’de gerçekleştirilen ilk özgür seçim olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu seçimlerde geçmişimiz için çok ibret verici geleceğimiz için de çok ümit verici gerçekten ilginç manzaralar yaşanmıştır" diye konuştu.

1950’DEKİ İLK DEMOKRATİK SEÇİMLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs 1950 günü seçimler yapılırken ihtiyar bir kadının kuyrukta bekleyenlere aldırmadan en öne geçtiğini, sırada bekleyenlerden itiraz edenler olunca bir gencin "Onun sırası geldi de geçiyor bile. Bırakın oyunu kullansın. Bu kuyruk 10 dakikalıktır ama ninemiz yarım asırdır bekliyor" dediğini aktardı. Milletin uzun bir bekleyişin ardından gerçek anlamda ilk oyunu 1950'de kullandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri'deki seçim manzaralarını aktaran bir gazete muhabirinin sandık başlarına koltukta, omuz başlarında gelen hastalar bile olduğunu söylediğini vurguladı. Muhabirin sandıkta oyunu kullandıktan sonra dönen bir köylü kadına reyine hangi tarafa verdiğini sorması üzerine "Allah'la benim aramdaki şeye sen ne karışırsın!" yanıtını aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadını ve erkeği ile tüm milletin oyuna sahip çıktığını söyledi.

“MİLLETİMİZ İÇİN 14 MAYIS GÜNÜ BİR BAYRAMDI”

Seçim günü Adana'daki durumu anlatan bir kişinin "İlk reyi kullanmak için yapılan yarışta birinciliği ama bir kadınla bir gözünden malul kocasına verdik. Üçüncülüğü de beşikteki bebeğini bırakıp gelen bir kadın aldı" dediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz için 14 Mayıs günü bir bayramdı. Zonguldak'ta sandık listelerinde karışıklık olduğu için köy köy dolaşıp oy kullanacağı sandığı arayan kafilelere rastlanıyordu. Balıkesir'de, Bursa'da, Çanakkale'de oy verme oranının yüzde 98'lere ulaştığı yerler vardı. O gün, ülkenin pek çok bölgesinde yağan yoğun yağmura, çamura rağmen milletimiz kadınıyla, erkeğiyle sandık başına koşmuştu. 7 Haziran'da var mısınız buna? İhmal, yok. İhmal edenleri de uyarmanız lazım" dedi.

“BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN GÜDÜMÜNDEKİ PARTİYE OY VERMEYECEK OLANLARI ALÇAKÇA TEHDİT EDİYORLAR”

Seçimin ertesi günü İzmir'de seçim haberlerini veren gazetelerin, kısa sürede tükendiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Isparta'da orman muhafaza memurlarının bellerinde tabancalarıyla CHP'ye oy vermeyen köylüleri evlerini yıkmakla tehdit ettiği haberleri geliyordu. Ne kadar tanıdık değil mi? Bugün de ülkemizin Doğu ve Güneydoğu illerinde bölücü terör örgütünün güdümündeki partiye oy vermeyecek olanları alçakça tehdit ediyorlar. Mektuplar göndererek, evlere giderek, afişler asarak tehdit ediyorlar. Van'da bu partinin belediyesi musluklardan kan akan afişlerle milleti tehdit etmişti. Üzerlerine gidince, bir hafta sonra ben Van'daydım. Baktım ki o bilboardlar kalkmış, yerlerine normal su akan musluklar gelmiş. Bunlar, bu. Başka yerlerde sokak başlarına kendi destekledikleri partinin mensupları, bu mensupların dışındaki kişilerin girmesini yasakladıklarını söyleyen pankartlar asıyor. Siirt'te, Hakkâri’de, Van'da bu sebeple vatandaşlarımız öldürüldü. Siirt'te muhtarı öldürdüler. O da Kürt'tü. Kürt, Kürt'ü öldürüyor. Nasıl oluyor bu iş? Bir köy korucusuna biz havalimanını açtığımız gün, Hakkâri’de başına 10 kurşun sıkarak onu öldürdüler. O da Kürt o da Kürt. Bunlarda vicdan diye bir şey kalmamış. Ondan sonra utanmadan batıya geliyor başka konuşuyor. 6-7-8 Ekim tarihlerinde bütün Kürt vatandaşlarımızı sokağa davet eden sen değil miydin? 50 kişinin ölümüne neden olan sen değil miydin? Yasin Börü'yü 3. kattan atmak suretiyle bıçaklayarak, üzerinden de arabayla geçmek suretiyle 15 yaşındaki yavruyu şehit eden sen değil miydin, siz değil miydiniz? Bunlarda yalan meşrudur. Rahat rahat yalan söylerler. Abisi dağda, kendisi bağda. Daha sonra dağdan o da indi. Tamamıyla bölücü terör örgütünün içerisinde bunlar" diye konuştu.

“‘DİYANET’İ KALDIRACAĞIZ’ DİYORLAR; SEN KİMSİN DE DİYANET’İ KALDIRIYORSUN?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın "Biz Diyanet'i kaldıracağız" dediğine dikkati çekerek "Sen kimsin de Diyanet'i kaldırıyorsun?" dedi. Demirtaş'ın "Kâbe’miz Taksim" de dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunların CHP zihniyetinden farkı var mı? Onlar ne diyordu? 'Kâbe, Arap'ın olsun, Bize Çankaya yeter' diyorlardı. Biz ne diyoruz? Bizim Kâbe’miz, Mekke'de. Farkımız bu. Burada dirliğimiz önemli, kardeşliğimiz önemli, dayanışmamız önemli ki bunlara gereken cevabı milletçe verelim. Bitmedi, 'Din derslerini kaldıracağız' diyor. Niye? Çünkü kendileri ateist bir yapı istiyorlar. İşte, Diyarbakır'dan sözde bir müftüyü aday yaptılar. Bu sözde müftü ne diyor? 'Partimin dini Zerdüştlük olsa yine aday olurum.' Hale bak. Bunların yapısı bu. Lafa geldiği zaman. 'Ben dedemden Kur'an-ı Kerim öğrenmiştim.' Sen, dedenden Kur'an-ı Kerim öğrensen ne yazar? Dedenin dini kendisine, senin dinin kendine. Hazreti Nuh Aleyhisselam yavrularını kurtarabildi mi? İlahi emir geldi, 'Bırak onları. Onlar senden değil' dedi. Rabbimiz böyle emretti ve onlar o denizin dalgaları arasında boğuldu, Nuh, kendisine inananlarla beraber kurtuldu" dedi.

“KÜRTÇE MEALLER İÇİN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIMA TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı Kürtçe mealli Kur'an-ı Kerim'i gösterdiğini ancak Demirtaş'ın "Sadece ona yönelik bir Kur'an-ı Kerim meali gönderdiler" dediğini belirterek, "Eline diline dursun. 10 bin adet Diyanet İşleri Başkanlığımız, Kürtçe mealli Kur'an bastırdı o bölgeye dağıtıldı. Bunlar o bölgeye dağıtıldı, ücretsiz. Bundan dolayı da Diyanet İşleri Başkanlığıma teşekkür ediyorum. Hatta şimdi Ermenice meali olanı da bastırıyorlar. Ne oldu? Bırakmadılar. Dediler ki 'O araba, altında 1 milyonluk araba var. Bütçe oymuş, bütçeyi oradan halledeceklermiş. Sen önce partinin olan belediyelerdeki bütçelerin bir hesabını ver bakalım. Oralarda dönen dolapların bir hesabını verin bakalım" diye konuştu.

“BU COĞRAFYAYI TEMSİL EDEN BİR DİYANET MAKAMINA SİZ BU YAKIŞTIRMALARI YAPAMAZSINIZ”

Bunun üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Ya istifa etsin ya arabayı iade etsin" dediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Sayın Bahçeli, bu onlara yakışır da sana hiç yakışmazdı. Sen, bu ifadeyi nasıl kullandın? Bunun üzerine ben Diyanet İşleri Başkanımıza şunu söyledim. Biz, bu makamın yıpranmasına tahammül edemeyiz. Vatikan, en lüks araçlara binecek, yeri geldiğinde Alitalia bir uçağı onun emrine amade kılacak, bizim Diyanet İşleri Başkanımız, tarifeli uçakla veyahut da dolmuş taksi ile mi gidecek? Cumhurbaşkanlığı makamında kullandığım araçlardan bir tanesini Diyanet İşleri Makamına tahsis ediyoruz dedik ve tahsis ettik. Üstelik de zırhlı bir Mercedes'i tahsis ettik. Bizzat benim kullandığım araçlardan bir tanesi. Niye? O makam, onu gerektirir de onun için. Bu coğrafyayı temsil eden bir Diyanet makamına siz bu yakıştırmaları yapamazsınız."

Muhalefetin, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'le ilgili eleştirilerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onlar ne yaparsa yapsın, biz inandığımız gibi hareket edeceğiz. Başbakanımızla da görüşeceğim, havuzdaki uçaklardan Diyanet İşleri Başkanımız da uluslararası seyahatlerde istifade etme imkânını bulacak. Bu bizim onurumuzdur. Tüm Müslümanların onurudur. Onun için bu adımı atacağız" dedi.

“BENİM DİNDAR KÜRT KARDEŞLERİM GEREKLİ DERSİ 7 HAZİRAN’DA VERECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabi ben bu vesileyle buradan Kürt kardeşlerime bir daha seslenmek istiyorum. O da şudur. Ah benim dindar Kürt kardeşlerim. Şunu bilmenizi istiyorum. Tamamıyla bizim dini değerlerimizden, millî ve manevi değerlerimizden uzak, okullardan din derslerini kaldırmak, işte Kâbe olarak Taksim'i görmek, öbür tarafta Diyanet'e saldırmak, Diyaneti kaldırmak, Zerdüştlüğü kendine din olarak kabul etmek, ateizmi kendine hedef ittihaz eden bu insanlarla siz beraber yol yürüyebilir misiniz? Mümkün mü? Bütün bunların yanında ben inanıyorum ki benim dindar Kürt kardeşlerim, gerekli dersi 7 Haziran'da verecektir. Bununla da kalmadılar. Çıktı ana muhalefet, ne dedi? 'İmam hatipleri kapatacağız' dedi. Sonra Kayseri'ye gitti Sayın Kılıçdaroğlu, orada 'Ben böyle bir şey söylemedim' dedi. Ya seçim beyannamenin içinde var. Seçim beyannamenin içinde 'Bir artı sekiz artı dört' diyorsun. Bu ne demek? Yani 'İmam hatiplerin orta kısmını kapatacağım' demek" dedi.

“MİLLÎ VE MANEVİ DEĞERLERİNE BAĞLI BİR NESİL İSTEMİYORLAR”

Kendisinin ve dört çocuğunun imam hatip mezunu olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. 28 Şubat'ta bu oyunu yaptınız. Kapattınız imam hatiplerin orta kısmını. 600 bin öğrenciden 60 bine düştü" diye konuştu. İmam hatiplerin orta kısımlarının açıldığını ve öğrenci sayısının 60 binden 1 milyona çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, katsayının kalktığını ve öğrencilerin istediği üniversiteye girebildiğini söyledi. "İşte onları rahatsız eden bu. Millî ve manevi değerlerine bağlı bir nesil istemiyorlar" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi yeni bir karar daha çıktı. Düz liselerde, ortaokullarda da kızlarımız, başörtüsünü takabiliyor mu? Danıştay, bu kararını da aldı mı? Yani bu ne demektir? İlkokuldan sonra artık, orta, lise, üniversite her yerde başörtüsü serbest. Başı açık, başı örtülü el ele, omuz omuza aydınlık yarınlara beraber yürüyeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ana muhalefet partisi ve milliyetçi olduğu iddiasındaki parti, bölücü örgüt ve paralel örgütle iş birliği içinde, işi gücü bıraktılar, artık bu partiye barajı aştırmaya çalışıyorlar. Kendileri için değil, bu parti için oy istiyorlar. Bölücü örgütün güdümündeki parti, Diyanete saldırdığı gibi işte bütün değerlerimize saldırıyor. Paralel Yapı'nın kalemşoru ne diyor biliyor musunuz? 'HDP'ye vermediğiniz her oyu, AKP'ye vermiş olacaksınız' diyor. Paralel Yapı'nın gazetesinin bir yazarı da rejimin geleceğini, bu partinin barajı aşmasına bağlıyor. 'Rejim' dediği eski Türkiye. 14 Mayıs 1950'de milletin heyecanla sandık başına koşup iktidara getirdiği Menderes'i 27 Mayıs 1960'ta cunta darbesiyle devirip haksız yere idam eden eski Türkiye" değerlendirmesinde bulundu.

“YASSIADA’YI DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI YAPACAĞIMIZIN SÖZÜNÜ VERDİK, ŞU ANDA YAPILIYOR”

Başbakanlığı döneminde, Yassıada'yı demokrasi ve özgürlükler adası yapacakları sözünü verdiğini ve buna ilişkin bir proje hazırlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yassıada'yla Sivriada'yı inşallah bütünleştirecek ve muhteşem bir projeyle demokrasi ve özgürlükler adası, sadece Türk milletine değil, tüm uluslararası toplantılara da ev sahipliği yapacak. 14 Mayıs'ta Başbakanımız, kabine, orada temeli attılar. Hayırlı olsun. İnşallah bir, bir buçuk yıl içerisinde biteceğine inanıyorum" diye konuştu.

“ESKİ TÜRKİYE BORÇ BATAĞINA BATMIŞ BİR ÜLKEYDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "1970'te, 1990'da koalisyonla, kaosla, terörle, kanla, canla bu milletin geleceğini karartan eski Türkiye. 1994 kriziyle, 2001 kriziyle bu ülkenin ve bu milletin adeta iliklerini sömüren eski Türkiye. Biz Türkiye'yi kimlerden aldık? Ben dedim ya alışılmış bir Cumhurbaşkanı değilim. Biz DSP'den, MHP'den, ANAP'tan aldık. Hatırlıyorsunuz değil mi? Bunlardan aldık. Peki nasıl bir Türkiye aldık? İşte o eski Türkiye'ydi. Tamamen borç batağına batmış, 230 milyar dolar millî geliri olan bir Türkiye. Ama şimdi 800 milyar dolar millî geliri olan bir Türkiye var. Sayın Bahçeli, zaman zaman 'Borçlu bir Türkiye' diyor. Sayın Bahçeli, önce, bak ben ekonomistim. Ama şunu sana buradan ifade edeyim. Bunu eğer ekonomiden anlayan adamların varsa onlarla da konuş. Bir ülkenin dış borcu, millî gelire oranla ölçülür. Neydi millî gelire oranla? Yüzde 73, biz göreve geldiğimizde. Şimdi yüzde 35. Türkiye buraya düştü. Devamlı övünüyoruz. Çok açık, net bir örnek vereyim. IMF'ye olan borcumuz neydi? 23,5 milyar dolardı. Bunu ödeyip sıfırladık mı? Onlar borçlandı, biz ödedik. Merkez Bankası millî bankamız değil mi? Millî bankamızın rezervi neydi? 27,5 milyar dolar. Şimdi, 122 milyar dolar. Nereden nereye. Milliyetçilik bu" dedi.

Geçmişte zorunlu tasarruf adı altında işçi ve memurlardan paralar toplandığına işret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçilere olan 15 katrilyon liralık borcu, iktidarları döneminde kendilerinin ödediğini belirterek, "Onlar borçlandı, biz ödedik" diye konuştu. Devletin, konut edindirme yardımı adı altında 3,5  katrilyon lira borçlandığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu da yine kendilerinin ödediğini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milliyetçilik budur. Ya düşünebiliyor musun? Ey Bahçeli, ey diğerleri, ya memurun parasından kestiniz, gittiniz diğer yerlerdeki borçlarınızı ödediniz. Maaş ödeyemez hale gelmiştiler. İşçinin durumu da aynıydı ve bunları biz hallettik" dedi.

EĞİTİM VE SAĞLIK ALANINDA ATILAN ADIMLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde devrim gerçekleştirdiklerini kaydederek, "Okullarımızın sayısı, neredeyse Cumhuriyet tarihinde yapılan okul kadar. 76 üniversiteyi, 191 üniversiteye çıkardık. Artık, üniversitesi olmayan il kalmadı. Kitaplarımızı sıraların üzerinde bulduk mu?" dedi. Sağlık alanında yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık vatandaşların istediği hastaneye gidebildiğini ve istediğin eczaneden ilacını alabildiğini belirterek, "Daha önce bunlar niye yoktu. 6 yıl ana muhalefetin başındaki zat SSK'nın başındaydı. O hastanelerin hali neydi, o rezillik neydi, sağlam gir o hastaneden sakat çıkarsın" dedi.

TÜRKİYE’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN BÜYÜK YATIRIMLAR

Türkiye'de gerçekleştirilen büyük yatırımlara ilişkin de bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 ay önce İstanbul'da açılışı gerçekleştirilen Marmaray boğaz geçişini 73,5 milyon yolcunun kullandığını dile getirdi. Erdoğan, "Bu bir aşkın meselesidir. Biz Fatih'in torunlarıyız, dedemiz Fatih karadan yürüttü gemileri biz de denizin altından metroyu yürüttük" dedi. Avrasya tünelinin de inşaatının devam ettiğini ve bu tüneli otomobillerin kullanacağını 2017 başında da kullanıma gereceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cek-cak yok, ben şu anda yürüyenleri, bitenleri anlatıyorum" dedi.

“BİZİM İKTİDARIMIZ DÜNYADA ‘SESSİZ DEVRİM’ OLARAK ANILDI”

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün de yapımının bu yılsonuna yetişmesinin planlandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Bir de İzmit Körfezi'ni geçen dünyanın en uzun asma köprülerinden bir tanesini yapıyoruz. O da şu anda hızla yürüyor. Bu da İzmir'le İstanbul'u 3,5 saate indiriyor. Biz buyuz, işte geldik 79 senede Türkiye'de 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı, biz 12 senede 17 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptık. Ben MHP'ye gönül veren kardeşlerime, DSP'ye gönül veren kardeşlerime söylüyorum, ANAP kalmadı zaten, değerli kardeşlerim diyorum ki 5 yıllığına millet size görev vermişti, seçmişti öyle mi? Peki niye 3,5 yılda bırakıp kaçtınız. Değil mi? 3,5 yılda bırakıp kaçtılar, neden, yürütemediler, götüremediler işi ama elhamdülillah biz 12 yıl bu işi alnımızın akıyla yürüttük. Dünyada sessiz devrim olarak anıldı bizim iktidarımız ve inşallah başarıyla yine bu devam edecek.

“TÜRKİYE ARTIK BASKI, TEHDİT VE SİYASET MÜHENDİSLİKLERİYLE YOLU ÇİZİLEN BİR ÜLKE DEĞİLDİR”

"Bu seçimde ana muhalefeti, yavru muhalefeti, eş başkanların partisi, bölücü örgüt, paralel örgüt bir oldu onlara bir de malum Doğan Medyası ve Ermeni lobisi de katıldı" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hep birlikte eski Türkiye koalisyonunu kurdular, oyunu görüyor musunuz, tezgahı görüyor musunuz? Bu senaryoda her şey tamam bir şey eksik, ne o? Burada millet eksik, millet yok. Millet 1950'de nasıl oyuna sahip çıktıysa inanıyorum ki 7 Haziran'da da oyuna sahip çıkacak. Türkiye artık baskılarla, tehditlerle, siyaset mühendislikleriyle medya operasyonlarıyla yön verilen, yolu çizilen bir ülke değil. Artık hamdolsun IMF kapısında kuyrukta bekleyen bir ülke değiliz, tüm dengeleri alt üst olmuş bir ülke değiliz. Bugün millî gelirini adeta doruk noktasına çıkarmaya devam eden bir Türkiye var"  dedi.

AYDIN’IN 141 YILLIK HAYALİ ÇİNE BARAJI

Eski adı Çine Barajı olan Adnan Menderes Barajı’nın açılışını yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Başbakan Adnan Menderes'in oraya yönelik ifadelerini unutmanın mümkün olmadığını belirterek, "O cezaevinde olduğu sıralarda şunu söylüyor veya onun hayalini kuruyor, Çine Çayı’nın kenarında oturup söğüt ağaçlarının serinliğinin yüzünde dolanmasını özlemişti. Biz işte o Çine Çayı üzerinde Aydın'ın 141 yıllık hayali olan Çine Barajı’nı hamdolsun biz inşa ettik. Bu konuda Veysel Bey’e özellikle teşekkür ediyorum büyük gayret sarf edildi ve Çine Barajı'nı biz hallettik" diye konuştu.

Aydın'a 12 yıllık sürede 12,5 katrilyon liralık yatırım yaptıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakan olmadan önce genel başkan olarak Aydın'a geldiğini vatandaşların kendisinden Aydın-Denizli bölünmüş yolunu yapmalarını istediklerini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara söz verdiğini ve 125 kilometrelik yolu temel atarken açılış tarihini söylediklerini ve bu tarihte de açılışını başbakan olarak yaptığını anlattı.

“HALKIMI ALDATMAK İSTEYENLERE KARŞI CUMHURUN BAŞKANI OLARAK DÜŞÜNCELERİMİ PAYLAŞIYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydınlıların bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aldatanlarla değil aldatmayanlarla yoluna devam edeceğine inandığını belirtti. "Şimdi diyorlar ki 'Cumhurbaşkanı'nın meydanlarda ne işi var" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben bu meydanlardan geldim, halkımı aldatmak isteyenlere karşı cumhurun başkanı olarak ben de düşüncelerimi onlarla paylaşmak istiyorum. Ben tarafım taraf, neredeyim? Milletin tarafındayım. Partilere eşit mesafedeyim ama herhalde benim de gönlümde bir aslan yatıyor değil mi? Bu da benim hakkım, en doğal hakkım" diye konuştu.

“2023 YILINDA AYDIN’I SADECE BÖLGESİNİN DEĞİL, ÜLKEMİZİN MARKA ŞEHRİ HALİNE GETİRMEK İSTİYORUZ”

Gar sahasında Türkiye'deki 20 lojistik merkezden birini kurduklarını, Aydın-Denizli-Antalya otoyolunun da 1,8 milyar liralık dev bir proje olduğunu ve bunun da hazırlıklarının sürdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aydın'a 800 yataklı bir şehir hastanesi kazandırıyoruz, bunlar benim hep hayalimdi. Şu anda 17 tane şehir hastanesi inşaatları devam ediyor. 30 büyükşehirin tamamında bu şehir hastaneleri olacak. Şu anda proje Yüksek Planlama Kurulu'nun onayında. 2023 yılında Aydın'ı sadece bölgesinin değil ülkemizin marka şehri haline getirmek için yapılan her çalışmanın ben de takipçisiyim" dedi.

“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN PLANLAMALAR YAPIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "cek-cak"larla konuşmadıklarını, Türkiye'nin geleceği için planlamalar yaptıklarını anlatarak, "Peki onlar ne anlatıyor, bizim yıllardır hayata geçirdiğimiz hizmetleri, açıkladığımız projeleri kıyısından köşesinden kırpıp vaat diye millete ifade ediyorlar. Geçen gün birisi çıkmış ne diyor biliyor musunuz, 'Üniversitelerde harçları kaldıracağız' diyor. Gafile bak, harçlar kalkalı kaç yıl oldu, harçları biz kaldırdık. Çıkmış mazotlardan bahsediyor Sayın Kılıçdaroğlu, 'mazot fiyatını şuraya indireceğim buraya indireceğim', Sayın Kılıçdaroğlu, bak bir amca bana Malatya'dan şöyle ufak bir karne gönderdi. Bu karne eskiden mazot karnesiydi. Bunlar onun zihniyetinin geçmişteki karneleri. Öyle kolay kolay mazot alamazsın, sıraya gireceksin, ondan sonra sana gün verecekler, gideceksin bu mazotu alacaksın. Ya biz bugünlerden geldik. Traktörler mazot bulamazdı, şimdi böyle bir dert var mı?" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet partilerinin seçime yönelik vaatlerini de eleştirerek, "Bir başkası çıkmış gençlik bakanlığı kuracağım diyor. Zaten bu ülkede öyle bir bakanlık var. Ana muhalefetin genel başkanı çıkmış diyor ki 4 yıl verin bana işsizliği kaldırayım ama arkasında bir şey daha söylüyor, 20 yıllık bir projeden bahsediyor ya. Diyor ki '20 yıl sonra işsizlik yüzde 5 olacak' diyor. Bir taraftan kaldıracak, orada5. Bunların akşam, sabah hiç dediklerine inanmayın, atışlar desteksiz olunca böyle şaşmalar da oluyor tabii" dedi.

“VATANIMIZIN ÜZERİNDE KİMSE OPERASYON PLANLAMASIN”

Rabia işareti yaparak, "tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" söylemini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatanımızın üzerinde kimse operasyon planlamasın, avucunu yalar. Karşısında bizleri bulur, silahlı kuvvetlerimizi bulur, emniyet gücümüzü bulur, hepsinden öte bu aziz milleti bulur. Tek devlet... Çıkmış bir paralel devlet. Şu hale bak, başlarındaki zat 99'da buradan kaçtı, nereye gitti? Pensilvanya'ya. Neydi bu? Din adamı. Niye Pensilvanya'ya gittin de Mekke'ye, Medine'ye gitmedin? Madem din adamısın niye Pensilvanya'ya gittin, oraya git. Dert başka altında başka şeyler yatıyor. İmamları da kaçmaya başladı, imam mihrabı terk eder mi? Fakat bunlar terk eden edene. Ne demiştim Başbakanlığım döneminde, 'bunların inlerine gireceğiz' demiştim. Evet, inlerine girdik, giriyoruz. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Hukuk içerisinde ne gerekiyorsa bunu yapacağız" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydın'ın 7 Haziran'da tercihi eski Türkiye kalıntılarından yana değil, yeni Türkiye'den yana kullanacağına inandığını söyledi.

BELEDİYE VE GARNİZON KOMUTANLIĞI ZİYARETİ

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Jandarma Bölge ve Garnizon Komutanlığını ziyaret ettikten sonra Aydın’dan ayrıldı.

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR