Üst Header Banner Reklam
CUMHURBAŞKANI MERSİN'DE HALKLA BULUŞTU
Mersin’i ziyaret ederek halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kürt kardeşlerim, bu seçimde bölücü örgüte ve onun güdümündeki partiye karşı güçlü bir duruş ortaya koymalısınız. Biz, demokrasi adını ağızlarından düşürmeyip faşizmin en sefil örneklerini sergileyenlere karşı milletimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Devlet zulmünden kurtardığımız kardeşlerimizi örgüt zulmüne terk etmeyeceğiz” dedi.
3.06.2015 23:47:15
Bu haber 1143 kez okundu
CUMHURBAŞKANI MERSİN'DE HALKLA BULUŞTU

 ERDOĞAN MERSİNLİLERLE BULUŞTU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mersin’i ziyaret ederek halka hitaben bir konuşma yaptı.

Tevfik Sırrı Gür Stadı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Vali Özdemir Çakacak, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile diğer ilgililer karşıladı.

Tevfik Sırrı Gür Stadyumu yanında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin’in sırtını Toroslara yaslayan, yüzünü ise Akdeniz’e dönen Türkiye’nin özeti olduğunu belirterek şunları söyledi: “Yörük’ü, Arap’ı, Kürt’ü, Çerkes’i ve Roman’ıyla her etnik gruptan ve mezhepten insanımız Mersin’de, birlik ve beraberlik içinde yaşıyor. Her kim bu birliğe, beraberliğe saldırıyorsa, bilin ki o, bu ülkenin de, bu milletin de düşmanıdır. Mersin, işte bu çok renkliliğiyle, bu yapısıyla ticaretin, tarımın, sanayinin, kalkınmanın, gelişmenin lokomotifi bir şehir haline geldi. Bu unsurlardan hangisini çıkartırsanız çıkartın, Mersin eksik kalır. Yörük yoksa Mersin yoktur. Kürt yoksa Mersin yoktur. Arap, Çerkes, Roman yoksa Mersin yoktur. Mersin, engin hoşgörüsü ve bereketli topraklarıyla herkese kucak açmış, bağrında herkese yer vermiştir. Biz Mersin’e hiçbir zaman verdiği oya, siyasetteki tercihlerine göre bakmadık. Biz Mersin’e hep gönül gözüyle baktık.”

MERSİN’E YAPILAN YATIRIMLAR

Belediyecilik bakımından şehirde bazı olumsuzluklar gördüklerinde Mersin'in daha iyisine yayık olduğuna inandıkları için üzüldüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen diğer alanlarda Mersin'i çok büyük hizmetlere kavuşturmanın çabası içinde olduk. Geçtiğimiz 12 yılda biz Mersin’e ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz, 14 katrilyon. 2013 yılında Mersin'de düzenlenen Akdeniz Oyunları için şehre tam 500 katrilyon liralık kalıcı yatırım yaptık” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta bugüne kadar yapılanlara ilave olarak bin 250 yataklı şehir hastanelerinden birini de Mersin'e yaptıklarını belirterek, “Barış suyu” dediği Anamur suyunun Kuzey Kıbrıs'la buluşturulacağını belirtti. Çukurova bölgesel havalimanının yüklenici firmanın yaşadığı sorunlar yüzünden geciktiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi bu projenin tamamlanması için yeni bir formül bulduklarını söyledi.

“HER ZAMAN MERSİN’İN VE MERSİNLİNİN YANINDA OLACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çile yolu" olarak tanımlanan 22 tünel ve 15 viyadüklü Mersin-Antalya yolu ile ilgili projenin hazır olduğunu belirterek, "30 yıllık hikayesi olan bu yolun 37 kilometrelik bölümü dışında tamamı yıl sonuna kadar hizmete açılıyor" dedi. Silifke-Mut-Karaman yolunun yarısının tamamlandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çeşme Taşucu yolunun çalışmalarının da sürdüğünü belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin'i ilgilendiren 5 ulaşım projesinin yatırım bedelinin 7 milyar lira olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana-Mersin demiryolunu yenilediklerini, bu yolu hızlı tren standardına çıkaracaklarını aktararak, "İstanbul'dan başlayıp Konya üzerinden Adana-Osmaniye-Gaziantep-Şanlıurfa hattıyla Mardin'e kadar uzanacak hızlı tren hattında Mersin de yerini alıyor" dedi. Lojistik merkeziyle, konteyner ve yat limanlarıyla Mersin’i 2023'e hazırladıklarını dile ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hatırlarsanız ana muhalefetin başındaki zat, 2014 mahalli seçimlerinde o dönem kendi partisinde olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni almaktan söz ediyordu. Bunlar Mersin’e Mersinliye işte bu kadar uzaklar. Başbakanlığım dönemimde Mersin’in hep yanında olduğumu siz gayet iyi biliyorsunuz. Cumhurbaşkanlığım dönemimde hep Mersin'in Mersinlinin yanında olacağım. İnanıyorum ki Mersin de bizim yanımızda olacak” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Mersin bugün muhteşemsin, 7 Haziran’da sandıklara sahip çıkıyor muyuz? 7 Haziran’da Mersin en yüksek katılımla sandıkları patlatıyor muyuz? Mersin Yeni Türkiye'yi inşa ediyor muyuz? Yeni Anayasayı istiyor muyuz? Başkanlık sistemini destekliyor muyuz?" sorularına vatandaşların olumlu yanıt vermesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maşallah Ashab-ı Kehf'in şehrine de bu yakışır" dedi.

“HİLE ARAYANLAR 1946 SEÇİMLERİNE BAKSINLAR”

Genel seçimler yaklaştıkça birilerini telaş sardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçim günü yaklaştıkça birilerini telaş sardı. Sandıktan çıkma umudunu kaybedenler sandığa leke sürmek için şimdiden çalışmaya başladılar. Neymiş sandıkta hile yapılacakmış, tabii onların aklına sandık deyince 1946 seçimlerinin sandığı geliyor. Hani şu açık oy, gizli tasnif usulüyle milletin önüne konan sandık var ya, akıllarında o sandık var. Yani oyunuzu açık kullanıyorsunuz, sayımı gizli yapıyorsunuz. Niçin biliyor musunuz? CHP ancak o şekilde sandıktan çıkabiliyordu da onun için. Hile arayanlar 1946 seçimlerine baksınlar. Sandıklara jandarma zoruyla el koyan CHP'ye baksınlar. Millete yapılan baskılara baksınlar. 14 Mayıs 1950 seçimleri bu ülkede ilk defa gizli oy, açık tasnif usulüyle yapılan seçimlerdir. Zaten o günden beri de CHP bu ülkede doğru dürüst iktidar yüzü göremedi. 1950 seçimlerinde sandıklarda hile değil, millet vardı millet. O sandıkta gözü yaşlı, ağzı dualı dedeler, nineler hasta yatağından götürülen piri faniler vardı" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1950 seçimlerinde Türkiye'de sandıklarda hile değil, millet olduğunu ifade ederek, "1950 seçimlerinin sandığında geleceğe de ilk defa umutla bakmaya başlayan gençler, yürekleri teneffüs ettikleri özgürlük havasının heyecanıyla çarpan insanlar vardı. Ben bugün Mersin'i öyle görüyorum" dedi.

“SEÇİMDE HER ŞEY AÇIK VE ŞEFFAF YÜRÜYOR”

Bu nedenle herkesin müsterih olmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkede sandıkta hile yapmaya bunların gücü yetmeyecek" dedi. Sandığın başında siyasi partilerinin temsilcilerinin olduğu kadar, vatandaşların da bulunacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu en hassas şekilde takip edeceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sandıktan çıkan sonuç her partinin elinde zaten var. Bu sonuçların birleştirilmesi de hakim teminatı altında ve itiraz yolları açık olarak yapılıyor. Elindeki sandık sonucu ile birleştirme tutanağındaki sonucu farklı gören parti gider itirazını yapar ve oylar yeniden sayılır. Seçimde her şey bu kadar açık, şeffaf yürüyor. Buna rağmen 'hile' diyenler kusura bakmasınlar kendi başarısızlıklarına şimdiden kılıf uydurmaya çalışanlardır" diye konuştu.

“SAMİMİ KÜRT KARDEŞLERİMİN DOSTU ONLAR DEĞİL BİZİZ”

Tek parti döneminin özentisi içindeki bir partinin yeniden 1946 sandığını "hortlatmanın" gayreti içinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilhassa Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki vatandaşlarımızı baskı altına alarak tehdit ederek kendilerinden başka kimsenin o sandıktan çıkmamasını sağlamaya çalışıyorlar. Seçim çalışmaları sırasında da bu faşist yüzlerini her fırsatta ortaya koydular. İşte bakıyorsunuz Güneydoğu'da, Şırnak'ta insanları öldürdüler. 50 kişiyi sokağa döktükleri insanlar vasıtasıyla öldürdüler. Bunu yapan kim? Terör örgütünü arkasına alan partinin eş başkanı. Çıkmış şimdi meydanlarda dürüstlükten, barıştan bahsediyor. Sen kim, barış kim! Sen kim, dürüstlük kim! Bunlar insanlıktan nasibini almamış, bunlar terörü maalesef teşvik edenler. 15 yaşındaki Yasin Börü'yü et dağıtırken 3. kattan atmak suretiyle bıçaklayıp ondan sonra da arabayla üstünden geçerek şehit edenler bunlar değil mi? Ve utanmadan, sıkılmadan diyor ki, 'ben böyle bir şey talep etmedim.' Ölen kim? 50 Kürt, öldüren kim yine Kürt. Ben Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Sizi bu zalimlerin, bu faşist Kürtlerin elinden biz diğer Kürtleri kurtarmaya geliyoruz. Bizim mücadelemiz bu. Bunlar benim samimi Kürt kardeşlerimin dostu değil, onların dostu biziz, onlara hizmeti veren biziz" dedi.

“KÜRT KARDEŞLERİM BÖLÜCÜ ÖRGÜTE VE ONUN GÜDÜMÜNDEKİ PARTİYE KARŞI BİR DURUŞ ORTAYA KOYMALI”

Bu ülkede ayrım yapmadan yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Şimdi de çıkmışlar, evleri işaretliyorlar. Biz, bu işaretleme işini tarihten hatırlıyoruz. Söze gelince mağdur insanların haklarını savunduklarını söyleyenler ellerine güç geçince kendilerinden başka hiç kimseye hayat hakkı tanımayacaklarını gösteriyorlar. Ey benim Kürt kardeşlerim, buradan açıkça söylüyorum, eğer bu seçimde bölücü örgüte ve onun güdümündeki partiye karşı güçlü bir duruş ortaya koymazsanız, inanın bana bunlar size hayatı zindan ederler, çünkü bu zihniyet, sadece 1946 değil aynı zamanda 1990'ların zihniyetidir. Dün başka bir ırkçılık adına size tahammül edemiyorlar, evinizde, iş yerinizde, köyünüzde, mahallenizde sizi taciz ve tahkir ediyorlar. Bugün bir başka ırkçılıkla aynı yollara tevessül ediyorlar. İsimler farklı ama kafa aynı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kafayla bu zihniyetle 12 yıldır mücadele ederek, bugünlere geldiklerini aktararak, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyerek vesayetin tüm araçlarını, yöntemlerini ortadan kaldırdıklarını kaydetti.

“DEVLET ZULMÜNDEN KURTARDIĞIMIZ KARDEŞLERİMİZİ ÖRGÜT ZULMÜNE TERK ETMEYECEĞİZ”

"Dün köy yakan, yargısız infazda bulunan zihniyetle yaptığımız mücadeleyi bugün bölücü örgütün uzantılarına karşı veriyoruz. Çünkü bugün bölgedeki insana aynı zulmü bunlar yapıyor" sözlerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün devlet adına bölge insanına zulüm yapıldığını, bugün örgüt güdümündeki parti adına zulüm yapıldığını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zulmün, baskının, kan dökenlerin yanında değil hep milletin yanında yer aldıklarını vurgulayarak, "Demokrasi adını ağızlarından düşürmeyip faşizmin en sefil örneklerini sergileyenlere karşı milletimizin yanında yer almaya devam edeceğiz. Devlet zulmünden kurtardığımız kardeşlerimizi örgüt zulmüne terk etmeyeceğiz" dedi.

Bu örgütün Kürtlere zulmettiğini, onların kanını döktüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü bu örgütün misyonu Kürt kardeşlerime hizmet etmek, onlara aydınlık gelecek sağlamak değil tam tersine Kürt kardeşlerimi yeni bir vesayetin karanlığına sürüklemektir" dedi.

“BU MİLLET, ‘MAKBUL KÜRT’ PROJESİNİ DE YERLE YEKSAN EDECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de bir dönem tek parti eliyle "makbul Türk" üretilmeye kalkıldığını belirterek şunları söyledi: "Makbul Türk neydi biliyor musunuz? Tüm değerlerinden kopartılmış, tarihine, kültürüne yabancılaştırılmış, kendi milletine küçümseyerek bakan bir dünya yurttaşı modeliydi. Milletimiz rahmetli Menderes'e, rahmetli Özal'a, son olarak da bize verdiği destekle bu oyunu bozdu. Şimdi de bölücü örgüt ve güdümündeki parti eliyle makbul Kürt üretmeye çalışıyorlar. Peki makbul Kürt nedir? Kabe olarak Taksim'i bilen, Diyanet'i kaldırmak isteyen, imam hatiplere karşı, Kur’an kurslarına karşı, elimde gösterdiğim Kürtçe mealli Kur’an'a karşı ve bütün bunların karşısında, her türlü sapkınlığın yanında duran Kürt'tür. Biz buna da izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin tarihinin, inancının, kültürünün ayrılmaz parçası olarak Kürt kardeşlerimin böyle bir zilletin içine itilmesine göz yummayacağız. Tek partinin makbul Türk projesini başına geçiren bu millet, inanıyorum ki makbul Kürt projesini de yerle yeksan edecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersinlilerden bu oyunu bozmalarını ve 7 Haziran'da millî iradeye sahip çıkmalarını istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatiplerle ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "Ana muhalefetin başındaki adam, 'İmam hatipleri kapatacağız' diyor. Kayseri'ye gidiyor, 'Hayır, bizim böyle bir sözümüz olmadı' diyor. Peki, 1+8+3 ne demek? Orta kısımları kapatmak demek. Biz, bu oyunu dün gördük. Biz, sizi iyi tanıyoruz" diye konuştu. Orta kısımların kapatılmasıyla birlikte öğrenci sayısının düştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, orta kısımların açılmasıyla birlikte öğrenci sayısının artış göstererek 60 binden bir milyona çıktığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP'nin bundan rahatsız olduğunu kaydederek, "Bitmedi. Kat sayı var mıydı? İmam hatipli üniversiteye girebiliyor muydu? Meslek liseli girebiliyor muydu? Şimdi girebiliyor mu? Bunları kim halletti? Şimdi, girebiliyor. Bunları kim halletti? Yeter mi? Yetmez" dedi.

“MİLLÎ VE MANEVİ DEĞERLERİNE SAHİP BİR NESİL GÖRÜYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin ve dört çocuğunun da imam hatip mezunu olduğunu, çocuklarını Türkiye'de üniversitede okutamadığını, kendisinin durumunda olan daha nice baba bulunduğunu aktararak, "Babalar, yavrularını yurt dışına göndermek zorunda kaldı. Bu, zulüm değil mi? Bu ayrımı niye yaptılar? Başı açık, başı örtülü. Bırak. Bunların hepsi, bu ülkenin evladı. Niye, bunların ayaklarına pranga vuruyorsun? İmtihana giriyor, kazanıyor. Bırak, aç önünü. Şimdi, açtık önünün, bakın ne oldu? Durum ortada. Şimdi Danıştay bir karar daha aldı. Duydunuz mu? 'Düz liselerde de başörtülü olarak derslere girilebilir' dedi. Bir karar daha geldi HSYK'dan. HSYK da dedi ki 'Yargıda başörtülü olarak duruşmalara girilebilir'. Nereden, nereye? Mesele ne biliyor musunuz? Sabreden kişi, zafere ulaşır. Sabrettiniz. Biliyorum, çok çile çektiniz. Ama, neticede zafer geldi" dedi. Öğrencilerden çok çalışmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: "İstediğiniz üniversitelere gireceksiniz ve bu ülkeye hizmet edeceksiniz. Millî ve manevi değerlerine sahip bir nesil olarak görüyorum sizi ve selamlıyorum. Böyle de görmek istiyorum."

“BUGÜNKÜ İTTİFAKA ESKİ TÜRKİYE KOALİSYONU DİYORUZ”

Her seçimde ittifaklar kurulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birisi çıkıyor ve diyor ki 'Kâbe’miz Taksim'dir'. Bir diğeri de geçmişte ne diyordu? 'Kâbe Arap'ın olsun, bize Çankaya yeter' diyordu. Ama bizim Kâbe'miz Mekke'dir. Farkımız bu. Onların durumu da bu. Bu defa hayret verici bir ittifak var, endişe veren koalisyonlar var. Biz, buna eski Türkiye koalisyonu diyoruz. Çünkü, biz 'yeni Türkiye' dedikçe, onlar 'eski Türkiye, daha iyiydi' diyor. Halbuki Mersinli kardeşlerim, eski Türkiye'nin ne olduğunu çok iyi bilir. Yoklukların, yoksullukların, mazot kuyruklarında az mı çekti? Şeker kuyruklarında az mı çektik? Ekmek kuyruklarında az mı çektik? Çiftçi, mazot bulamıyordu. Şimdi var mı böyle bir sıkıntı? Krizlerin, kardeş kavgalarının Türkiye'sini, milletle devleti karşı karşıya getiren eski Türkiye'yi Mersin çok iyi bilir" diye konıştu.

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ''Bu koalisyonda kimler var? Ana muhalefet, hemen arkasında milliyetçi iddiasındaki olduğu parti, onun hemen yanında da bölücü terör örgütün güdümündeki parti var. Aynı şeyleri söylüyorlar. Aynı kampanyayı yürütüyorlar. Amblemlerini kapatın, sesleri değiştirseniz hangi kampanya kimin, hangi konuşmayı kim yapıyor, inanın bilemezsiniz" değerlendirmesinde bulundu. Bunların, "ortada gözükenler" olduğunu, bunun dışında bir de "gözükmeyenler" bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir de paralel örgüt. Pensilvanya, bu seçimde çok aktif. Dağ taş dolaşıyorlar. Bu partilerin hepsiyle içli dışlı. Yeri geliyor, terör örgütüyle içli dışlı. Yeri geliyor milliyetçisiyle, yeri geliyor ana muhalefetiyle. Ama bunları o da kurtaramayacak" dedi.

“BÖLÜCÜ ÖRGÜT AÇIKÇA EŞ BAŞKANLARIN PARTİSİNE OY İSTİYOR, VERMEYENLERİ TEHDİT EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "99'da üst takım emir verdi. 'Türkiye'den kaçıp gitti. Niye, bu ülkeden kaçıp gidiyorsun? 'Gel' dedi, gitti ve Pensilvanya'ya yerleşti. Bu hoca, vaiz, 400 dönüm arazide, maşallah orda yerinde. Villalar, saray, hepsi ortada. Peki, inzivaya çekilecektin de, hoca efendiysen niye Mekke'ye Medine'ye gitmiyorsun da ABD'ye gidiyorsun? Ne işin var orada? Bu kadar açık, ortada. Ne oldukları çıkıyor mu ortaya? Kimler idare ediyor, çok enteresan. Milletimizi, bu musibetten kurtarana kadar, ne demiştim Başbakan olduğum zaman 'inlerine gireceğiz' Girdik mi? Onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Baş imam kaçtı, şimdi küçük imamlar da kaçmaya başladı. Küçük imamlara sormak lazım 'siz niye kaçıyorsunuz?' diye. Mihrap, terk edilir mi? Bunlar, mihrapları terk ederek gidiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, kaçacaklar ve biz de kovalayacağız. Bölücü örgüt derseniz, zaten açıkça eş başkanların partisine oy istiyor, vermeyenleri tehdit ediyor. Geçenlerde burada bir bombalama hadisesi oldu. Bu olay vesilesiyle bir başka örgütün daha eş başkanlara desteğini öğrendik. Sadece bu kadar da değil” dedi.

“BU SEÇİMLERDE OYUNUN BİR DE DIŞ AYAĞI VAR”

Bu seçimlerde oyunun bir de dış ayağı bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’daki, İngiltere’deki gazeteler, dergiler hep bir ağızdan aynı şeyleri söylüyorlar. Hedeflerinde biz varız. Eskiden beri bu milletin gönlünde iz bırakmış liderlere dediğini bırakmamış New York Times diye bir gazete var. Bu kimin nerede olduğunu göstermesi bakımından çok önemli, kim doğru yolda, onu göstermesi bakımından çok önemli. Bu gazete Sultan Abdülhamid’e suikast yapıldığında bunu büyük bir heyecanla duyurmuştu. Rahmetli Menderes’in idamına yol açan darbeyi de yine heyecanla karşılamıştı. Özal’ın ölümünü de bin bir hakaretle haber yapmıştı. Şimdi de gözü bize dikmişler. Yahu her yerin gazete olsa, her yerinden kin kussan avucunu yalarsın. Kim olursa olsun, ya biz bir şeye teslim olmuşuz, bir şeye inanmışız; kefenimizi giymişiz ve bu yola böyle çıkmışız” dedi.

“YENİ ANAYASA TALEBİMİZİN KİMLERİ NASIL KORKUTTUĞUNU GÖRÜYOR MUSUNUZ?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde 2011’de CHP’ye destek veren The Economist’in bu defa bölücü örgütün güdümündeki partiye oy verme çağrısı yaptığını söyledi. Aynı şekilde The Guardian Gazetesi’nin de, Türkiye’de “Anayasa değişsin, ama bunu Erdoğan yapmasın” dediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani Türkiye’de Anayasayı milletin değil bugüne kadar olduğu gibi yine vesayetin yapmasını istiyor. Ya zaten şu anda bu Anayasayı kim yapacak? Millet. Yüzde 52 ile oy vererek Cumhurbaşkanı yaptığı kişiden niye rahatsız oluyorsunuz? Bu sözler size tanıdık geliyor mu? Bakın bizi Menderes’in akıbetiyle, Mursi’nin akıbetiyle tehdit edenlerin aklı nereden aldıklarını görüyor musunuz? Yeni Anayasa talebimizin kimleri nasıl korkuttuğunu görüyor musunuz? Eski Türkiye koalisyonunun gerisindeki desteği, gerisindeki motivasyonu görüyor musunuz? Soruyorum; Türkiye’yi bunların eline bırakacak mıyız? Mersin’in geleceğini bu kaosçulara bırakacak mıyız? Evlatlarımızın geleceğini bu şer ittifaka bırakacak mıyız? Bunlara değil ülkenin istikbalini, 5 koyunu dahi bırakamazsınız, kaybedip gelirler. Sonra da çıkıp karşınıza ne derler biliyor musunuz? Biri gırtlağına kadar yalana batmış, aldığını dahi inkâr eder yok böyle bir şey der. Öteki birtakım geometrik hesaplarla size, ne yapayım koyunu kurtlar çaldı der öyle anlatır. Diğeri derseniz, maalesef o da ondan çok farklı değil” dedi.

“CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ’NDEKİ KLOZETLE UĞRAŞIYORLAR; BUNLARDA SEVİYE YOK”

Şimdi de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki klozetle uğraşmaya başladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle söyledi: “Bunlarda seviye yok, bunlarda kalite yok. TRT’de canlı yayında hodri meydan dedim. Eğer dürüstsen, eğer namusluysan, eğer şahsiyetliysen, bak yarın sabah Genel Sekreterim mektubu yazıyor, yazdı, gel dedi gezdirelim, gel dedi gezdirelim, gelemedi. Ben dedi orayı kastetmedim. Ya dürüst ol be, o zaman nereyi kastettin onu anlat. Dedim ki; eğer böyle bir şey varsa Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ben Cumhurbaşkanlığını bırakacağım, ama sen de Cumhurbaşkanlığını ben bırakırken Cumhuriyet Halk Partisi’ne bela olmaktan git. İki hayrı birden yapalım; hem bunun yalanı ortaya çıksın, hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ni bundan kurtaralım. Zaten bu kasetle gelmiş bir Genel Başkan değil mi?  Ya bunda yalan çok. Ne dedi Sayın Baykal’ın yanından ayrılınca? Aday olmayacağım dedi. Ondan sonra ne oldu? Aday oldu. Zaten onun için zaten millet ne diyor? Çarkçı Kemal diyor, buradan kaynaklanıyor. Bizi 40 yıl siyasi hayatımızda asla böyle bir şey” dedi.

Göreve geldiklerinde 76 üniversite olduğunu, bunun şimdi 193 üniversiteye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Modern bir Türkiye’yi inşa ediyoruz, inşallah daha iyi olacak. 230 milyar dolar millî gelirle devraldık, şimdi 800 milyar dolar. Bu MHP, bu DSP, ANAP, bunlar bize IMF’ye ne kadar borç bıraktı biliyor musunuz? 23,5 milyar dolar borç bıraktı. Ne yaptık? Onu biz sıfırladık. Şu anda IMF’e borcumuz var mı? Yok. Çıkıyor, hala Bahçeli ileri-geri konuşuyor. Sayın Bahçeli, biraz haddini bil, bize nasıl bir Türkiye bıraktığın ortada” Dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde Merkez Bankası’nın kasasında 27,5 milyar dolar olduğunu, şimdi 122 milyar dolar olduğunu söyledi.

“ÖYLE LAFLA KURU KURUYA MİLLİYETÇİLİK OLMAZ”

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyon yüzde 30’du, şimdi enflasyon tek haneli. Devletin borçlanma faizi yüzde 63’tü, şimdi tek haneli. Ya buralara kolay mı geldik? Eğer bu ülke bunların elinde kalsaydık yanmıştık. Ve kaldı ki, ey Bahçeli, ya sen meydanlarda dolaşıyorsun? Ya millet sana zaten hükümeti verdi, 5 yıllığına verdi, ama siz 3,5 yıl dayandınız, kaçıp gittiniz ya, yönetemediniz.  Başbakan oldum, masaya oturdum öneme iki önemli rakam getirdiler. Bunların bir tanesi Zorunlu Tasarruf ve bu rakam neydi biliyor musunuz? 15 katrilyon, yani bugünkü rakamla 15 milyar. Kimin alacağıydı bu? Memurun, işçinin alacağıydı. Bir de önüme KEY getirdiler, yani Konut Edindirme Yardımı; bu ne kadar? Bu da 3,5 katrilyondu. Toplam 18,5 katrilyon, 18,5 milyar. Bunları kim ödedi? Biz ödedik biz, Başkanlığım döneminde bunları ödedik, bitirdik. Kardeşlerim, idare budur, siyaset budur, milliyetçilik budur. Öyle lafla kuru kuruya milliyetçilik olmaz” dedi.

Muhalefet edenlerin Düzce depreminde depremin altında kaldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Sakarya’da, Bolu’da, Kocaeli’nde depremin altında kaldılar. Ama biz Bingöl depreminde anında oraydık ve 1 yılda yeni Bingöl’ü inşa ettik, yeni Simav’ı inşa ettik, yeni Van’ı inşa ettik 2 yılda. Sadece deprem için Van’a yaptığımız yatırım ne biliyor musunuz? 5 katrilyonu geçti ve bugüne kadar Van’a yaptığımız yatırım yaklaşık 18 katrilyondur. Yani orada Kürtler var, bırakın gitmeyin demedik ya. Orada malum partinin belediye başkanı musluklarda kan akıtıyor, biz oraya su getirdik, su. Bunları Mersin’deki Kürt kardeşlerime anlatın.”

“MİLLETİMİZİN DEĞERLERİNE YAPILAN HAKARETLERİ SİNEYE ÇEKEMEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletimizin değerlerine yapılan hakaretleri sineye çekemeyeceğini vurgulayarak, “Yani Cumhurbaşkanıyım diye çekil dur. Yok, onun için meydanlardayım, milletime gerçekleri anlatmak için meydanlardayım, tehditleri göstermek için meydanlardayım, baskıları ortaya koymak için meydanlardayım, köşemde oturup bunları izleyemezdim. İşte bunun için Rabia’mıza sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız. Rabia bu ülkenin varlığının, birliğinin, dirliğinin, geleceğinin zeminidir, bu zemini güçlü tutmazsak 2023’ü konuşamayız, 2053’ü konuşamayız, 2071’i konuşamayız” dedi.

 

 

 

 

 

kaynak:tccb.org.tr

CUMHURBAŞKANI MERSİNLİLERLE
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR