Üst Header Banner Reklam
CUMHURBAŞKANI MUHTARLARLA BULUŞTU
Türkiye’nin farklı bölgelerindeki illerden gelen muhtarlarla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada...
20.10.2015 00:45:17
Bu haber 487 kez okundu
CUMHURBAŞKANI MUHTARLARLA BULUŞTU

  “Teröre Diz Çöktüreceğiz”

Türkiye’nin farklı bölgelerindeki illerden gelen muhtarlarla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Hem terörle mücadele edeceğiz, hem de Türkiye’nin kalkınması, büyümesi, güçlenmesi için çalışacağız. Her iki mücadeleyi de birlikte yürütecek ve birlikte başarıya ulaştıracak güce, azme, kararlılığa sahibiz” dedi.

Balıkesir, Bursa, Edirne, Erzurum, Gümüşhane, İstanbul, Kocaeli, Malatya, Sakarya ve Mersin’den gelen yaklaşık 400’e yakın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen öğle yemeğinde ağırlandı.

Konuşmasına, “Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’i 12. ölüm yıl dönümünde rahmet ve özlemle yâd ediyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan,  muhtarlara hitaben “Sizler mahallenizin, köyünüzün muhtarı olarak, ben de bir nevi Türkiye’nin muhtarı olarak, her bir ferdinden 78 milyonun tamamına kadar, milletimizi kucaklamanın, onlara hizmet etmenin çabası içindeyiz” diye konuştu.

“ŞAHSIM İÇİN ‘MUHTAR BİLE OLAMAZ’ MANŞETLERİ ATMIŞLARDI”

1998 yılında, okuduğu bir şiir sebebiyle hapis cezasına çarptırıldığını ve kendisi için ‘Muhtar bile olamaz’ manşetinin atıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu manşetin amacın, millî iradeyi, milletin tercihini, halkın oyunu tahkir etmek ve aşağılamak olduğunu belirtti.

Muhtar seçilmekle; belediye başkanı, milletvekili, başbakan, Cumhurbaşkanı seçilmek arasında, prensip olarak hiçbir fark olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,  hepsinde de milletin karşısına çıkıp oy istendiğini, milletin de güvenip itimat etmesi halinde iş başına gelindiğini hatırlattı ve şöyle dedi: “Uzun yıllar boyunca ülkeyi milletin iradesine göre değil, medyasıyla, iş adamı dernekleriyle, bürokrasisiyle kurdukları bir vesayet sistemi aracılığıyla yönetmiş olanlar, işte buna asla tahammül edemiyorlar. Bu kesim için en makbul muhtar, mahallesine değil onlara hizmet eden muhtardır. Aynı şekilde bunlar için en makbul belediye başkanı, en makbul milletvekili, en makbul bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı, milletin değil kendilerinin emrinde olanlardır” dedi.

“TEK SIKINTILARI, BEŞTEPE’NİN KENDİLERİNİN DEĞİL; MİLLETİN EMRİNDE OLMASIDIR”

Bugün de kendisine yöneltilen eleştirilerin, onların değil milletin emrinde hizmet vermiş olmasından kaynaklandığını, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili eleştirilerin gerisindeki asıl sebebin de bu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Yoksa onlar da bu külliyeyle ilgili, ne hukuki, ne siyasi, ne ahlaki bir sorun olmadığını, en az bizim kadar, sizin kadar iyi biliyorlar. Tek sıkıntıları, Beştepe’nin kendilerinin değil milletin emrinde olmasıdır. İstedikleri kadar bağırsınlar, istedikleri kadar iftira atsınlar, istedikleri kadar uğraşsınlar; Beştepe milletin emrinde olmaya devam edecektir.”

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili olarak bir muhalefet partisi başkanının çirkin yakıştırmasına değinen, konu ile ilgili olarak Danıştay kararlarının defaatle açıklanmasına rağmen buna devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetçi olmanın önce dürüst insan olmaktan geçtiğinin bilinmesi gerektiğini vurguladı ve şöyle dedi: “Bu mekân şahsıma ait bir yer değil. Burası milletin evi. Bugün burada ben görev görüyorum. Yarın da başkaları görev görecek. Mesele böyle bir eseri ülkeme kazandırmaktır. Bu eserle beraber dünyaya farklı bir görüntüyü verebilmektir. Bu eser bu milletin azametini, onurunu göstermektedir.”

“GÜNDEMİ TERÖRLE KARARTMAK İSTEYENLERE İNAT, TÜRKİYE ÖNEMLİ GELİŞMELERE TANIKLIK EDİYOR”

Gündemini terörle, kanla, kinle karartmak isteyenlere inat, Türkiye’nin geçen hafta güzel ve önemli gelişmelere tanıklık ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Prof. Dr. Aziz Sancar’ın kimya dalında Nobel Ödülü kazanmasına, Futbol Milli Takımı’nın İzlanda’yı yenerek EURO 2016’ya doğrudan katılma hakkını etmesine, Türk Japon ortak yatırımı ile Çankırı’da, lastik fabrikasının açılmasına, TÜRKSAT 4-B uydusunun Kazakistan’dan başarıyla uzaya fırlatılmasına, Türkiye’den KKTC’ye içme ve tarımsal sulama suyu taşıyan projenin başlamasına şahitlik ettiğimizi belirtti. Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinisto ve Almanya Başbakanı Merkel ile de verimli görüşmeler yaptıklarını ve bu sabah İstanbul’da 3. havalimanının inşaatını yürüten firmalarla 6 banka arasında finansman anlaşmasının imzalandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin geleceği için gerçekleştirilen tüm bu önemli hizmetlerin mutluluğunun terör olaylarının gölgesi altında tam manasıyla yaşanamadığını deli getirdi.

“TERÖRÜN AMACI, TÜRKİYE’Yİ YATIRIMLARDAN UZAKLAŞTIRMAKTIR”

Terörün amacının da, Türkiye’yi bu gündeminden, yatırımlardan, hizmetlerden, projelerden uzaklaştırmaya yönelik olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle kesintisiz bir mücadele ederken diğer yandan da ülkenin ve milletin geleceği için yatırımları takip ettiklerini belirtti ve şöyle dedi: “Ülkenin ve milletin geleceği için elzem olan bu çalışmaları terk edersek, asıl o zaman şehitlerimizin aziz ruhlarını muazzep edeceğimizi biliyoruz. Onun için durmayacağız, yılmayacağız; hem terörle mücadele edeceğiz, hem de Türkiye’nin kalkınması, büyümesi, güçlenmesi için çalışacağız. Her iki mücadeleyi de birlikte yürütecek ve birlikte başarıya ulaştıracak güce, azme, kararlılığa, hamdolsun sahibiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasilerde muhalefet ve eleştirinin, ‘olmazsa olmaz’ bir unsur olduğunun altını çizerek, muhalefetin ve eleştirinin, sadece siyasi partilerin değil,  aydınların, akademisyenlerin de hakkı olduğunu söyledi. Ancak hiçbir muhalefetin kendi ülkesine, kendi toplumuna karşı olma, hatta düşmanlık yapma hakkı olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ülkemizde, hükümeti ve devlet kurumlarını eleştirmek adına, terör örgütlerine, bölücü örgütün güdümündeki siyasi organizasyona, -ki bakınız parti demeye bile dilim varmıyor, bunun için organizasyon diyorum- bu tür yapılara destek vermeyi, muhalefet adı altında meşrulaştırmaya çalışanlar var. Bir takım medya kuruluşları, bir takım akademisyenler, bir takım siyasetçiler, işi gücü bırakmış, terör örgütünün ve onun güdümündeki siyasi organizasyonun propaganda makinası haline dönüşmüştür. Bunun demokrasiyle en küçük bir ilgisi yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde kendi ülkesine ve kendi milletine karşı çalışanlar için böyle bir demokrasi kalkanı söz konusu değildir, olamaz.”

“MİLLETİMİZ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN YANINDA SAF TUTANLARI HAFIZASINA KAYDEDİYOR”

Demokrasiyle yönetilen herhangi bir ülkede, PKK gibi on binlerce insanın katili olan bir terör örgütünü ve onun güdümündeki kuruluşları, Türkiye’deki gibi aleni şekilde destekleyebilmenin mümkün olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu değerlendirmelerle sürdürdü: “Almanya Başbakanı Türkiye’ye geliyor, kendilerine akademisyen diyen bir güruh çıkıp, bir sürü yalan-yanlış gerekçenin ardından, ‘Gelmeyin, bu ziyaret Erdoğan’a ve Davutoğlu’na destek anlamı taşır’ diyor. Bu girişimin adı 5’inci kol faaliyetidir. Bu girişimin içinde yer alanları da birer Mankurt olarak görüyorum. Daha da acısı, bu güruhun önemli bir bölümünün kamu üniversitelerinde görev yapan, dolayısıyla devletten maaş alan, milletin kendilerine sağladığı imkânlarla refah içinde yaşayan kişiler olmalarıdır. Yayınladıkları bildiride, güya Türkiye’nin onlar için yaşanmaz bir ülke haline geldiğini izhar ediyorlar. Rahmetli Cemil Meriç’in güzel bir sözü var. Üstat diyor ki, ‘Bu ülkeyi yaşanmaz bulanlar, bu ülkeyi yaşanmazlaştıranlardır.’ Dikkat ediniz, bu güruh, her gün televizyonlarda, gazetelerde, kürsülerde konuşur ama millette hiçbir karşılık bulamaz. Ondan sonra da ‘bu millet bizi anlamıyor” diyerek kendi ülkesine ve toplumuna nefret besler. Kendi ülkesinin ve milletinin değil de, terör örgütlerinin, teröristlerin, yabancı ülkelerin karanlık kuruluşlarının yanında yer alanları milletimiz zaten biliyordu, bu tür vesilelerle bir kez daha tanıyor, hafızasına kaydediyor.”

“BENİM MÜCADELEM ÜLKEMİN VE MİLLETİMİN GELECEĞİ MÜCADELESİDİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi iktidarı, milletin desteğini kazanarak elde edemeyenlerin, terör yoluyla, terör örgütleri vasıtasıyla, kendi halkına yabancılaşmış akademisyenlerle hükümeti köşeye sıkıştırmaya çalışmasını, üzüntüyle takip ettiklerini aktardı ve “Terörün, terör olaylarının, bombalama hadiselerinin sorumlusu olarak bizi gösterecek kadar aklını ve vicdanını yitiren bu, güya siyasetçi, aydın, medya mensubu, sivil toplum temsilcisi kesimler şunu iyi bilsinler. Cumhurbaşkanı olarak yüzde 52 oyla şahsımı bu makama getiren milletime karşı sorumluluklarım, benim için her şeyin önünde gelir. Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği, devletimizin bekası konusunda ne yapmam gerekiyorsa, onu yapmaya devam edeceğim” şeklinde konuştu.

Türk milletinin kendisine her türlü makamı zaten layık gördüğünü, önce İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı, daha sonra Başbakan yaptığını ve en son da Cumhurbaşkanı olarak seçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: “Benim mücadelem ülkemin ve milletimin geleceği mücadelesidir. Şundan emin olunuz: Hiçbir işe karışmayan, köşesinde oturan, sadece zorunlu durumlarda kamuoyu önüne çıkan bir Cumhurbaşkanı olsam, inanın bana, kesinlikle bunca eleştiriye maruz kalmam, başım da ağrımaz. Ama o zaman milletimin karşısına çıkacak yüzüm de olmaz. ‘Bu makama niye geldin?’ diye sorarlar. Cumhurbaşkanı seçilirken ne demiştim, neyin sözünü vermiştim? Demiştim ki, ‘Ben çalışan, koşturan, terleyen bir Cumhurbaşkanı olacağım, alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağım.”

“KENDİ ÇIKARLARI İÇİN 78 MİLYON İNSANIN GELECEĞİNİ TEHLİKEYE ATMAKTAN ÇEKİNMEYENLER VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11,5 yıl başbakanlık yaptığını, hazırlıkları süren projeleri, hizmetleri takip etmek ve onların hayata geçirilmesini sağlamak durumunda olduğunu hatırlatarak, “Türkiye terör örgütünün saldırısı altındayken, ben nasıl köşemde otururum? Tüm dünyanın gözü ve eli Suriye’nin üstündeyken, ben nasıl gelişmeleri uzaktan takip edebilirim? Huzurumuz, refahımız, geleceğimiz tehdit edilirken, kendimi başka işlerle nasıl meşgul edebilirim?” diye sordu ve ekledi: “Eğer böyle davranmaya kalkarsam, milletimin karşısına başı dik çıkamam.”

“BİZİM İÇİN ESAS OLAN MİLLETİMİZİN TERCİHİDİR”

Kendi çıkarları için 78 milyon insanın geleceğini tehlikeye atmaktan çekinmeyenlerin, bu duruşu ve anlayışına tahammül edemediğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İstiyorlar ki, Cumhurbaşkanı devreden çıksın, biz de eskiden olduğu gibi Türkiye’yi yönetelim. 13 yıl oldu, hala bu sevdadan vazgeçmediler. Kimse kusura bakmasın; Allah ömür, halkımız de destek verdiği sürece, bu ülkede, millî iradeden gücünü almayan hiç kimse at oynatamayacak, borusunu öttüremeyecek. Bunlara şunu söyleyeceğiz: Türkiye’yi yönetmek mi istiyorsunuz? İşte sandık orada. Geçin milletin karşısına, anlatın derdinizi. Şayet 1 Kasım’da yetkiyi alırsanız, o zaman gelin karşıma. Her zaman söylüyorum, burada bir kez daha ifade ediyorum; bizim için esas olan milletimizin tercihidir. O tercihe saygı duymak, bugüne kadar savunduğumuz değerlerin de, bulunduğumuz makamın da gereğidir. Bu konuda kimsenin en küçük bir şüphesi olmasın. Ama milletten alamadığı gücü, terörü, terör örgütlerini, diğer devletleri kullanarak elde etmeye kalkana da asla izin vermeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda, misafiri olan muhtarlara Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni teşrif ettikleri için teşekkür etti.

 

 

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR