Üst Header Banner Reklam
CUMHURBAŞKANI SİVAS'TA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “Sivas’ın sesi, nefesi olan Âşık Veysel gibi diyoruz ki; ‘Uzun ince bir yoldayız; gidiyoruz gündüz gece.’ Ne demiştik yola çıktığımızda; ‘gideceğiz gündüz gece.’ Biz dert insanıyız, sevda insanıyız. Hasretin, umudun şehri Sivas bizi çok iyi anlar.
4.06.2015 18:49:16
Bu haber 921 kez okundu
CUMHURBAŞKANI SİVAS'TA

 CUMHURBAŞKANI SİVASLILARA SESLENDİ

Cumhuriyet Meydanı’nda Sivaslılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sevgili Sivaslılar, değerli kardeşlerim; sizleri en kalbi duygularımla, hasretle ve muhabbetle selamlıyorum. Sivas, bugün sergilediği bu tablo ile bizlere yine heyecan ve coşku veriyor. Buradan ilçelerindeki, mahallelerindeki ve köylerindeki tüm Sivaslı kardeşlerime, yiğidolara sevgilerimi gönderiyorum. Bu vesileyle, Sivas’ın yiğit evladı, Türkiye sevdalısı kardeşimiz Muhsin Yazıcıoğlu’na bir kez daha Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “Sivas’ın sesi, nefesi olan Âşık Veysel gibi diyoruz ki; ‘Uzun ince bir yoldayız; gidiyoruz gündüz gece.’ Ne demiştik yola çıktığımızda; ‘gideceğiz gündüz gece.’ Biz dert insanıyız, sevda insanıyız. Hasretin, umudun şehri Sivas bizi çok iyi anlar. Ne diyor Sivas türküsü: ‘Şu dağlar ulu dağlar; etrafı sulu dağlar; ben derdimi söylersem; gök durur bulut ağlar.’ İşte biz milletimizin dertlerine derman olmak için, yaralarına merhem olmak için 12 yıl boyunca hep çalıştık, mücadele ettik. Bu mücadelede Sivas bize hep destek oldu” dedi.

“ALLAH BİRLİĞİMİZİ, BERABERLİĞİMİZİ, KARDEŞLİĞİMİZİ DAİM KILSIN”

Sivas’ın, 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 70 gibi çok yüksek bir oranla güvenini ve itimadını ortaya koyduğunu, Doğanşar ilçesinin ise yüzde 91 ile Türkiye 6.sı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. İnşallah bu desteğinize, bu iltifatınıza layık olmaya çalışacağım. Yanında Sivas olanın, yanında Türkiye olanın sırtı yere gelmez. Çünkü Sivas Türkiye’dir, Türkiye de Sivas… Horasan erenleriyle, türbeleriyle, camileriyle, yiğitleriyle Sivas bu toprakların, bu milletin kendisidir. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın” diye konuştu.

“Sevgili kardeşlerim, bir millet için, tarihten büyük yol gösterici yoktur. Bu topraklar, 600 yıllık bir imparatorluğun eriyip bitişine şahitlik etti. Bu topraklar, sadece Osmanlının yıkılışına değil, başka acılara, başka umutlara da şahitlik etti.

İstanbul’da işgalci askerler karaya çıktığında, İzmir’de Yunan askeri topraklarımıza ayak bastıklarında, birileri onları çiçeklerle, alkışlarla karşıladı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri orada düşmanın boynuna sarılırken, millet, ayağındaki yırtık çarığıyla, burada, Sivas’ta, Kurtuluş Savaşı’nın temellerini atıyordu. Birileri, bu toprakları parçalamak için harita başında pazarlıklar yaparken, benim sakallı dedem, başörtülü ninem Sivas Kongresi’nde toplananlara dualar ediyordu. Birileri, bu milleti tarihin kör karanlığına hapsetmeye çalışırken, bu millet İstiklal Harbi’nin hazırlıklarına başlamıştı bile” şeklinde konuştu.

“MİLLETİMİZ, BAYRAĞINA VE VATANINA SAHİP ÇIKTI”

Milletimizin Sivas’tan dünyaya, “Manda ve himaye kabul edilemez… Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı, millet kendisini topyekûn savunacak ve direnecektir” şeklinde haykırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihteki uzun yolculuğumuzun son devleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin inşası, işte bu şuurla gerçekleşti. Bu mücadeleye başlarken, Allah’ın yardımından başka yardım dilemedik. Ahdettik, dua ettik, mücadele ettik. Milletimiz, bayrağına, vatanına, namusu bildiği özgürlüğüne sahip çıktı” dedi.

Sivas Kongresi’nde bazı devletlerin himayesini isteyenlerin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tekliflerin tartışmaya dahi değer görülmediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bu millet, milli iradeye sahip çıkarak İstiklal Harbi’ni kazandı. Biz de, tüm siyasi hayatımızda, bilhassa son 12 yılda, hep milli iradeden aldığımız güçle mücadelemizi verdik. Bugün de Yeni Türkiye’nin inşası için yine milli iradeye müracaat ediyoruz. Bunun için Sivas’tayız. Manda heveslilerini, tek parti özlemiyle yanıp tutuşanları, milleti bölmenin, ülkeyi parçalamanın hesabını yapan üst aklı bir kez daha mağlup etmek için, 7 Haziran’da milletimizi sandığa davet ediyoruz. Sivas, 7 Haziran’da sözünü sandıkta söylemeye hazır mı? Sivas, üst aklın, aklını başından almaya var mı? Sivas, Türkiye’yi yeni Anayasa’sına kavuşturmaya hazır mı? Sivas, başkanlık sistemine var mı? Öyleyse durmak yok, bugün Perşembe, Pazar gününe üç gün var. Sivas’tan yükselen bu sedayı duymayanın sadece kulağı değil kalbi de mühürlüdür. Coşkunuz için, desteğiniz için sizlere şükranlarımı sunuyorum.”

30 MAYIS FETİH ŞÖLENİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “30 Mayıs’ta İstanbul’da Fetih’in 562’nci yıl dönümü şenliklerini yaptık. 1,5-2 milyona yakın insan İstanbul Yenikapı’ya gelmişti. Surların önündeydik. 562 kişiden oluşan mehterimizle birlikte kutladık. Bu coşkuyu, maalesef birileri hazmedemedi. Bu hazmedemeyenler güya ulusalcı, güya milliyetçi ve Cumhurbaşkanlığı makamının himayesinde yapılan bu fetih şenliklerini hazmedemediler. İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yaptığı bu kutlamayı hazmedemediler. Şimdi biz bu kutlamayı her yıl yapacağız. Çünkü İstanbul'un fethi, sıradan bir fetih değil. Ne diyordu Sevgililer Sevgilisi: ‘İstanbul muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden emir ne güzel emir ve onun ordusu ne güzel ordudur’ diyordu. Ama bundan birileri rahatsız oluyor. Siz zannediyor musunuz Bizans dünde kaldı; bugün de Bizans var. Ama biz onlara rağmen yürüyoruz. Ve rahatsız oldular. Türk Yıldızları’nın orada ne işi vardı dediler. Türk Yıldızları Cumhurbaşkanı’nın daveti ile oraya gelmiştir ve orada millî kutlamada görevlerini yapmıştır. O gün milletimiz bir başka öz güven kazanmıştır; bizim pilotlarımız ne müthiş ne muhteşem bir gösteri yapıyor demiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerine, Hava Kuvvetlerine, pilotlara teşekkür edeceklerine Hava Kuvvetlerinin orada ne işi vardı diyorlar. Sen daha Cumhurbaşkanlığı makamının ne olduğunu anlamamışsın. Valiliklerin, belediyelerin bu özel günlerde neler yapabileceklerini hala anlamamışsın. Biz şimdiden İstanbulluları da Sivaslıları da önümüzdeki yıl 29 Mayıs kutlamalarına davet ediyoruz. Çünkü İstanbul’un fethi sadece İstanbullulara ait değil. Hep birlikte kutlayacağız” dedi.

“BAĞIMSIZLIK VE KALKINMA MÜCADELESİ, KESİNTİSİZ BİR SÜREÇTİR”

“Değerli kardeşlerim; bu memlekette her seçim, bir bakıma, yeni bir Kurtuluş Savaşı’dır. Çünkü bağımsızlık ve kalkınma mücadelesi, kesintisiz bir süreçtir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletimizin Demokrat Parti’nin iktidara geldiği seçimleri bunun için ‘kurtuluş günü’ olarak gördüğünü kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O gün, kadın erkek, genç yaşlı demeden milletimiz adeta Kurtuluş Savaşı ruhuyla, Kurtuluş Savaşı heyecanıyla sandığa gitti. O gün sandık, tam bir mücadele alanıydı. Millet bu mücadeleden kaçmadı. Tüm baskılara ve tehditlere rağmen, cesaretle sandığa gitti, oyunu kullandı. Allah da bu millete özlemini çektiği hürriyete, hizmetlere kavuşmayı nasip etti. Arkasından, malum, 27 Mayıs darbesi geldi. Ardından 1970’li yılların kara günlerine şahit olduk. Rahmetli Özal’la bir parça nefes alan bu millet, 1990’lı yıllarda yeniden kaosa, krize, teröre boğuldu” diye konuştu.

“BİZ KAFATASI MİLLİYETÇİSİ DEĞİLİZ”

Milletin bu koalisyon dönemini, 2002 yılında sona erdirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz kimden almıştık koalisyon hükümetini; DSP, MHP, ANAP’tan almıştık. Millet bunlara 5 yıllığına görev vermişti. Peki 3,5 yıl kalıp da niye kaçıp gittiler. Çünkü Düzce, Sakarya, Bolu, Kocaeli depreminin altında kaldılar. Yürütemediler. Bunlara zaten beş koyun verin, kaybedip gelirler. Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Sen yapamazsın bu işi. 25 tane bankayı batırdınız. 50 milyar dolar yük bıraktınız. Bunları biz hallettik. IMF’ye bunlar borçlandı. 23,5 milyar dolar. Biz ödedik. Merkez Bankası bizim milli bankamız değil mi? Hani milliyetçiydiniz? Kasada ne vardı, 27,5 milyar dolar. Şimdi ne var, 122 milyar dolar. Kim milliyetçi? Biziz. Biz öyle kafatası milliyetçisi değiliz. Biz milletini seven milliyetçiyiz, farkımız bu” şeklinde konuştu.

“BUNLAR MEŞHUR KOMÜNİST REJİMİN KALINTILARI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “Her seçim; duymak, anlamak isteyene, Yeni Türkiye talebinin, daha yüksek bir sesle ifadesiydi. İşte yine bir seçimin arifesindeyiz. Yine bir Kurtuluş Savaşı’nın içindeyiz. Görüyorsunuz, biz yeni Türkiye’nin inşası için canla başla çalışırken, karşımızda bir eski Türkiye koalisyonu var” dedi. Musluklardan kan akıtan eli kanlı partiyle milliyetçi olduğu iddiasındaki partinin kol kola girdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batman’da pankart açıyorlar. Barajı aştık aştık, aşamadık meskenimiz dağlardır diyorlar. Bunlar dağdan yönetiyorlar, bunlar silahı bırakmadılar. 6-7-8 Ekim tarihlerinde bu eş başkanlardan bir tanesi, sokağa davet etmedi mi? 50 kişi öldü. Ölenler Kürt, öldürenler Kürt. Bunlar nasıl oluyor da benim Kürt kardeşimin temsilcisi oluyor? Mesele bu. Aydın geçinen 200 kişi bildiri yayınlamış. Bunlar aydınlık değil, karanlık. 50 kişinin ölümüne neden olan bu zihniyete destek veren nasıl oluyor da aydın oluyor! Bu ülkenin geleceğini karartmak isteyenler nasıl oluyor da aydın oluyor! Tayyip Erdoğan diktatör diyorlar. 90 partinin olduğu bir ülkede Tayyip Erdoğan diktatör! 20 parti seçime giriyor, nasıl oluyor bu diktatör? Diktatörün olduğu bir ülkede böyle bir şey olabilir mi? Kardeşlerim, hepsi iftira. Bunlar meşhur komünist rejimin kalıntıları. Bunlar Boraltan Köprüsü üzerinde Azeri kardeşlerimizi o zamanki CHP rejimi Stalin rejimine teslim ediyor. Stalin’in askerleri de Azeri kardeşlerimizi şehit ediyor. Biz Azeri şair, keşke bunları siz şehit etseydiniz de Stalin’in askerlerine teslim etmeseydiniz diyor” şeklinde konuştu.

“İHANET ŞEBEKESİYLE KANDİL’DEKİ KAN TÜCCARLARI YOLDAŞ OLDU”

“Bahçeli bunlar için Meclis’e girme çalışması yapıyor. Biz, ‘analar artık ağlamasın’ diye çözüm sürecini yürütürken bize demediklerini bırakmayanlar, şimdi gidip, anaları ağlatanların bizzat kendileriyle al takke-ver külah birlikte yol yürüyorlar” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pensilvanya’daki ihanet şebekesiyle Kandil’deki kan tüccarı da yoldaş oldu, bu koalisyonda yerini aldı. Hayatta bir araya gelebilecekleri düşünülmeyenler, şimdi bir araya geliyorlar. Paralel yapı denen ihanet şebekesi, Suriye’deki Türkmenlere gönderdiğimiz yardım üzerinden bizi dünyaya şikâyet ederken, en büyük desteği bunlardan alıyor” dedi.

“Bir gazete içinde silah olmadığını söyleyen Erdoğan diyor. Var veya yok, koyalım bir kenara. Bir kere sen o kadar basın ahlakından uzaksın ki bu ülkede MİT’in yaptığı bir operasyona sen kalkıp paralelle iş tutarak bunu dünyaya göstermenin gayreti içine giriyorsun. Bu casusluktur. Bu ajanlıktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bununla ilgili yargıya suç duyurusunda bulunduk, gereği yapılacaktır. Tabi bunlar hemen dünyadaki ağababalarına gidiyorlar. Onlardan destek alarak bizi, Hükümeti veya MİT’i bir yerlere şikayet etmenin gayreti içindeler. Nereye giderseniz gidin! Bizim Allah’tan başka kimseden korkumuz yoktur. Bu milleti bölmek, parçalamak isteyenlerle mücadelemiz de sonuna kadar sürecektir, bunu da bilin! Sivas’tan söylüyorum, biz manda kabul etmiyoruz. Açık söylüyorum, bu mücadele bitmeyecek, sonuna kadar sürecek. Daha düne kadar Kürt kardeşlerime her türlü hakareti edenler, bugün bizzat Kandil’e kadar gidip seçim mesajları alıyor, onları yayınlıyorlar. Bölücü örgüt insanların kanını döküyor, canını alıyor, ülkeyi cayır cayır yakmanın tehdidini savuruyor, bunlar oradaki sigara izmaritlerinin reklamını yapıyor. Van’da belediyenin bilbordlarında musluklardan kan akıyor. Çünkü bunlar kandan besleniyor. Neymiş, ağaç kesmiyorlarmış… Takır takır insanları katlediyor bunlar. Sivas oyunu görüyor değil mi? Ana muhalefet derseniz, zaten ne yaptığını, ne dediğini bilmez halde, kendini bırakmış, ötekiler için çalışıyor” dedi.

“BENİ BU MİLLETİN ARASINDAN SÖKÜP ATAMAYACAKSINIZ”

Bir yandan “Cumhurbaşkanı halktan koptu” diyenlerin diğer taraftan Cumhurbaşkanı’nın milletle bir araya gelmesinden rahatsız olup soluğu Yüksek Seçim Kurulu’nun kapısında aldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstediğiniz kadar gidip gelin, beni bu milletin arasından söküp atamayacaksınız. Milletimin içinden geldim, milletimle beraberim, milletimle beraber yürüyeceğim. Yalan, iftira bunların karakterleri haline geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun her fırsatta "altın klozet"ten bahsettiğine değinerek, “TRT yayınında, gel, gez, bak bir tane altın klozet kapağı olan varsa ben Cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım ama sen bunu ispat edemezsen CHP başından ayrılmaya var mısın? Gidemez, çünkü akşam bir yalan, sabah bir yalan. Bakınız Baykal’ı da böyle aldatmadı mı? Gazeteciler, 'aday mısınız' diye sordu, 'hayır değilim' dedi. Adam CD'den veyahut kasetten gelmiş bir genel başkan. O kaset olmasa genel başkan olması mümkün değildi” ifadelerini kullandı.

“YALANCIDAN SİYASETÇİ OLMAZ”

Kılıçdaroğlu'nun partisinin Kars mitinginde Et Balık Kurumunu, Et ve Süt Kurumuna dönüştüreceği vaadinde bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Et ve Süt Kurumuna dönüştürdüklerini ve bu kurumun şu anda bu isimle çalıştığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'ye oy veren vatandaşlara da seslenerek, “Yalancıdan siyasetçi olmaz” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de "üniversite harçlarını kaldıracağım" vaadinin gerçeği yansıtmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, harçların kendi Başbakanlığı zaten döneminde kaldırıldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ey MHP’ye gönül veren genç kardeşlerim, siz harç ödüyor musunuz? Harç ödemediğinize göre yalancıdan iftiracıdan bize genel başkan olmaz demiyor musunuz?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: “Pazar günü eski Türkiye koalisyonunun bittiği gün olacaktır. Pazar günü Sivas’ta sandıkları patlatıyor muyuz? 7 Haziran’da, Türkiye’nin tamamıyla birlikte Sivas’ta da, rekor bir katılımla sandıklara sahip çıkıyor muyuz? Bugün Sivas’ı bir başka kararlı, bir başka heyecanlı gördüm. İnşallah, bu heyecanımız Pazar’a kadar değil mezara kadar sürecek buna inanıyorum.”

“SİYASET DÜRÜSTLÜKLE, İLKELERLE VE OMURGAYLA OLUR”

Siyasetin dürüstlükle, ilkelerle ve omurgayla olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların siyaseti düşmanlık, hem de kendi milletine düşmanlık üzerine kurulu. Milletin aleyhine ne varsa onun yanında yer alıyorlar. Kurtuluş Savaşı günlerinde olduğu gibi, düşman ülkeye girse ve dese ki, ‘Ben Tayyip Erdoğan’ı düşürmek için geldim,’ inanın bana, onları ellerinde çiçeklerle karşılarlar. O derece muvazeneyi kaybetmiş durumdalar. Dikkat edin, millet ne istiyorsa, onun karşısında yer alıyorlar. Millet dinine, diyanetine sahip çıkıyor. Bunlar din derslerini yasaklayacağız, Diyanet’i kaldıracağız diyor. Kim? Terör örgütünü arkasında olduğu parti. Dinsiz bir millet yaşayabilir mi? İmam Hatipleri kapatmanın hesabını da yapıyor. Kılıçdaroğlu öyle diyor ya. Kayseri’ye gidiyor, ben öyle bir şey demedim diyor. Peki, ne dedin? ‘1+8+3 dedim.’ Bu nedir, imam hatiplerin orta kısmının kapatılması demektir. Biz bu formülü geçmişte gördük. Ben imam hatip mezunuyum, dört çocuğum da imam hatip mezunu. Ama ben dertliyim, benim yavrularım bu ülkede üniversite okuyamadı. Yurt dışına göndermek zorunda kaldım. Başörtülü oldukları için. Bana diğer ülke liderleri, ‘Sizin ülkeniz Müslüman değil mi?’ diye soruyorlardı. Ama dünyanın birçok ülkesinde, Avrupa’da Amerika’da okuyabiliyor. Nitekim binlerce gencimiz oralara gittiler. Milletin önünü niye kesiyorsunuz, anne-baba çocuğunu istediği yere göndersin. Bunlar imam hatipte hangi derslerin olduğunu bilmiyorlar. Değerli kardeşlerim; katsayı kalktı mı? İstediğiniz üniversiteye girebiliyor musunuz? Ben de sizden başarı bekliyorum. Danıştay, düz liselerde de başörtülü olarak okumanın önünü açtı. HSYK da yargıda başörtülü görev yapılabileceğini açıkladı. Ey Allahım sen nelere kadirsin! Nereden nereye geldik. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Ana muhalefetin adayı, ezandan, saladan rahatsız olmakla kalmayıp, miting kürsüsünden bunu okuyan hoca efendiye hakaret ediyor. Millet, günde 5 vakit kıblesine yönelip Rabbine secde ediyor. Ama HDP’nin başındaki Taksim’i Kâbe olarak gösteriyor. Bir zaman da CHP'nin fikir babaları 'Kâbe Arap'ın olsun bize Çankaya yeter' diyorlardı. Bizim Kâbe’miz Mekke’dedir” şeklinde konuştu.

“GEZİ OLAYLARINDA DUVARLARA, ‘ZULÜM 1453’TE BAŞLADI’ DİYE YAZIYORLARDI”

“Bunlar, Gezi olaylarında duvarlara, ‘Zulüm 1453’te başladı’ diye yazıyorlardı. Biz ise 1453’te karanlık bir çağ kapandı, aydınlık bir çağ başladı diyoruz. Biz, gelin Yeni Türkiye’yi birlikte inşa edelim diyoruz. Bunlar, bize ‘Menderes’in, Mursi’nin akıbetini’ hatırlatıyor. Biz meydanlarda, işte tüm bu oyunları milletimize anlatıyoruz, cevap Amerika’daki, İngiltere’deki medya kuruluşlarından geliyor. Dün mandayı, himayeyi savunanla, bugün o manşetlerden medet umanlar arasında, hiçbir fark yok” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi büyütmenin, güçlendirmenin ve zenginleştirmenin çabası içinde olduklarını, birilerinin ise ‘bir kriz çıksa da Türkiye batsa’ havasında olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Biz istikrar ve güven diyoruz, bunlar kaos diyor. Biz Yeni Anayasa diyoruz, onlar darbe Anayasasına sarılıyor. Biz daha güçlü, daha büyük Türkiye için Başkanlık Sistemi diyoruz, bunlar ülkemizin son 70 yılının 40 yılını heba eden mevcut sistemi baş tacı ediyor. Farkı görüyorsunuz değil mi? Buradan MHP’ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, bunlar Türkeş’e de ihanet ediyorlar. Merhum Türkeş, başkanlık sisteminin olmazsa olmaz bir şart olarak “Dokuz Işık” adlı eserinde yazıyor. Pensilvanya, Kandil, Gezi, Ermeni diasporası, eşcinsel dernekleri birleşmiş, önlerine ana muhalefeti ve milliyetçi olduğu iddiasındaki partiyi de katmış Eski Türkiye koalisyonuna devam ediyorlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların her işi gibi, ideolojileri de yalan. Biz, ne düşünüyorsak onu söylüyor, ne söylüyorsak onu yaşıyoruz. Bizim milletimizle muhabbetimiz, öyle pazara kadar, Allah’ın izniyle mezara kadardır. İşte bunun için, Hacı Bektaş-ı Veli gibi, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” vurgusunu yaptı.

“BİZİM GÜNDEMİMİZDE TÜRKİYE’Yİ, SİVAS’I BÜYÜTMEK VAR”

“Bizim gündemimizde, Türkiye’yi, Sivas’ı büyütmek var. Milletimiz, geçtiğimiz 12 yılda istikrar ve güven ortamı sayesinde, büyümenin, güçlenmenin, kazanmanın ne demek olduğunu yaşadı, gördü” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sivas’a 12 yılda 14,1 milyar liralık yatırım yapıldığını söyledi.

“Sadece şu karşımızda gördüğümüz cami yeter. Ne haldeydi, ne hale getirdik. Çünkü biz şuna hasrettik; 'Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.' Birisi 'Türkçe ezan' dedi, birisi 'Kürtçe ezan' dedi. Biz 'aslıyla ezan' dedik; Allahu Ekber, Allahu Ekber. Farkımız bu” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sivas’a 2002 yılına kadar sadece 24 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı, biz buna 699 kilometre daha ekledik. Şimdi de Sivas’a, inşallah, hızlı tren geliyor. Yeniden faaliyete geçirdiğimiz TÜDEMSAŞ vasıtasıyla, milli yük vagonlarını Sivas’ta imal ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yakında dünyaya ihraç etmeye başlayacağız. 600 yataklı bölge hastanesinin yapımı devam ediyor. 25 bin seyirci kapasiteli stadyumun yapımı süratle devam ediyor. Yiğidolar, inşallah yetişecek, bu yeni stadında önümüzdeki yıl maçlarını oynayacaktır. Sivas’a ne yapılsa azdır. Başbakanlığım döneminde olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığım süresince de Sivas’ın, Sivaslının yanında olmaya devam edeceğim. Yapılan işlerin, yeni projelerin takipçisi olacağım. Çünkü biz insanların en hayırlısı insanlara en hayırlı olandır anlayışına sahibiz” dedi.

“BİZ SİZLERE EFENDİ OLMAYA DEĞİL, HİZMETKÂR OLMAYA GELDİK”

“Türkiye’yi eğitimden sağlığa, ulaştırmadan toplu konuta, sosyal yardımlara kadar her alanda, Cumhuriyet tarihinde yapılandan daha fazla hizmetlere kavuştururken, işte bu anlayışla hareket ediyoruz. Çünkü biz sizlere efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokraside, özgürlüklerde, insan haklarında bu ülkeyi en ileri düzeye ulaştırmanın mücadelesini verirken de aynı anlayışla hareket ettiklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkâri’de biz havaalanının açılışını yapıyoruz. O malum partinin terör örgütünün mensupları şehir merkezinde kepenk indiriyor, maskeleri ile her tarafı yakıp yıkıyor” diye konuştu.

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DE MİLLET VE HİZMET AŞKIYLA SİZLERLE BİRLİKTE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

“Önümüzdeki dönemde de Hak aşkıyla, millet aşkıyla, hizmet aşkıyla sizlerle birlikte olmaya devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Biliyorsunuz, bizim bir Rabia’mız var. Rabia’yı, Yeni Türkiye’nin inşası için buna muhtacız. Şimdi buradan, milli iradenin şehri Sivas’tan öyle bir haykıralım ki, Kandil’den Pensilvanya’ya kadar duymayan hiç kimse kalmasın: Tek millet. Türk'üyle, Kürt'üyle, Zaza'sıyla, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla, Boşnak'ıyla, Arnavut'uyla, Çerkez'iyle, tüm 78 milyon hep birlikte tek millet. Tek bayrak. Bayrağımızın rengi, şehidimizin kanıdır. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız, şehidimizin ta kendisidir. Bayrağımıza alternatif bir bayrak olamaz. Şimdi ben sesleniyorum, ey aydın geçinenler; bu bayrağımıza alternatif bayrak çıkaranlarla beraber misiniz, yoksa bayrağımızla beraber misiniz? Eğer sizde zerre kadar yürek varsa çıkın bir de bunu açıklayın. Bunu da söyleyin de bu millet sizin ne olduğunuzu, nerede durduğunuzu görsün. Tek vatan. 780 bin km kare ile tek vatan. Vatanımızın üzerinde operasyon düşünenler karşılarında bizi, silahlı kuvvetlerimizi, emniyet teşkilatımızı ve hepsinden öte milletimizi bulur. Tek devlet. Devlet içinde devlet olur mu? Çıkmış bir paralel devlet. Şu hale bak. Bu hoca efendi diye geçinen adama sormak lazım; senin inzivaya çekilme yerin Pensilvanya mı? Gel, Mekke varken, Medine varken orada ne işin var? Fakat üst akıl böyle emretti. Dert başka... Oradan ülkeye sirayet etmek. Ayrımcılığın ta kendisini yaptılar. Şimdi küçük imamlar vardı; bu küçük imamlar da mihrabı terk ettiler, onlar da kaçıyor şimdi. Onlar da değişik yerlerde, kimisi Amerika, kimisi Afrika, kimi şurada, kimi burada... Fakat ne demiştim Başbakanlığımda; 'inlerine gireceğiz' demiştim hatırlıyorsunuz değil mi? Girdik mi? Şimdi kovalıyoruz, onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Çünkü bu milleti bölmeye kimsenin hakkı yok. Bu ümmeti parçalamaya kimsenin hakkı yok. Parçalayanlar karşılarında bizi bulacaklar. Biz Rabia’mızı İzmir’den Iğdır’a, Trabzon’dan Hakkâri’ye kadar her yerde, milletimizle birlikte, tüm kalbimizle, tüm samimiyetimizle ifade ediyoruz.”

“MİLLETİ, BAYRAĞI, ÜLKEYİ VE DEVLETİ SAHİPSİZ SANDILAR”

“Eski Türkiye koalisyonundan böyle bir ses duydunuz mu? Onlar, milleti bölmenin, bayrağı indirmenin, vatanı parçalamanın, devleti çökertmenin çabası içinde” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu şeklinde tamamladı: “Milleti, bayrağı, ülkeyi, devleti sahipsiz sandılar. Akif merhum ne diyor: ‘Sahipsiz olan memleketin batması haktır; sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.’ Sivas ülkesine sahip çıkıyor mu? Allah sizden razı olsun. Biz ayakta oldukça, Sivas bizim yanımızda oldukça, milletimiz yanımızda oldukça, Türkiye’nin bir çakılına bile zarar vermeye, kimsenin gücü yetmez. Coşkunuz, ilginiz, sevginiz için bir kez daha teşekkür ediyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağlıcakla kalın.”

 

 

 

 

kaynak:tccb.org.tr

CUMHURBAŞKANI SİVAS'TA
CUMHURBAŞKANI SİVAS'TA
CUMHURBAŞKANI SİVAS'TA
CUMHURBAŞKANI SİVAS'TA
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR