Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Gaziantep Hutbesi
Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!
10.03.2017 22:53:06
Bu haber
988 kez okundu
Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!
Bugün gazi şehrimizde, Kabetullah’ın bir şubesi olarak, Rahman’a secdeye açılan bu güzel mabedin açılışında, Cuma vaktinde, icabet saatinde bizleri buluşturan Yüce Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun.
Başta sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.s) olmak üzere, yolumuzu aydınlatan bütün peygamberlere salat olsun, selam olsun.
Aziz Kardeşlerim!
Sahabeden Vabisa Bin Mabed -İslam’a yeni girmiş- bir gün Allah Resulünün Meclisine girer, içinden ona bir soru sorma arzusu geçirir. Allah Resulü onu uzaktan görür, sahabenin içinden yanına davet ederek, “Vabisa, galiba senin bir sorun var, gel bakayım, sorunu sor” der. Vabisa, Efendimizin huzuruna geldi, dedi ki; “Ya Resulallah! Ben İslam ile yeni müşerref oldum. Sormak istediğim soru şu: İyilikle kötülüğü birbirinden nasıl ayırt edeceğim? Ya Resulallah! İyilik nedir? Kötülük nedir?
Allah Resulü şöyle cevap verdi, dedi ki, “İyilik, senin kalbine huzur verendir, iyilik senin kalbini mutmain kılan, kalbini şad eden, ruhunu sevindiren şeylerdir.” Nefse huzur veren, insanı mutlu eden, insana ferah kazandıran bütün ameller iyiliktir. Kötülük ise senin göğsünde sürekli vesvese meydana getiren, kalbine sıkıntı olarak yansıyan şeylerdir. Kalbin tereddüt ettiği, kalbin sineye güç kabul ettiği, sineye yük kabul ettiği bütün işler kötülüktür” dedi. “İnsanlar sana ne derlerse desinler, sen kalbine huzur veren şeyleri yap” dedi.
Aziz Kardeşlerim!
Kur'an-ı Kerim’in üzerinde en çok durduğu kavramlardan bir tanesi iyiliktir. “El Birru” iyiliktir, “El Maruf” iyiliktir, “El Hasene” iyiliktir. Ve Müslümanlara Yüce Rabbimiz yeryüzünde bir görev vermiştir; iyiliği yeryüzünde egemen kılmak, marufu hâkim kılmak, haseneyi, güzelliği yeryüzüne yerleştirmek.
İyilik, doğruluk ve güzellik birbirinden ayrılmaz üç kavramdır. Doğruluk iyiliğin neticesidir, doğruluk iyiliğin sebebidir, iyilik de doğruluğun neticesidir. Güzellik hem iyiliğin hem doğrulun neticesidir. İyilik, doğruluk ve güzellik yeryüzünde mümine verilen en önemli görevlerden birisidir. Yeryüzünden kötülüğü kaldırmak, münkeri yok etmek, marufu, iyiliği, güzelliği hâkim kılmak Müslümanlara verilen en temel görevlerden bir tanesidir.
Aziz Kardeşlerim!
Bugünün dünyasında, iyiliğin karşı karşıya kaldığı iki tehlike vardır.
Birincisi, insanoğlu sadece kendi faydasına ve menfaatine olan, sadece kendi rahatlığına uygun olan şeylere iyilik demeye başladı. Oysa iyilik, bizi Rabbimizin rızasına götüren, bütün insanlığın faydasına olan amellerdir.
İyiliğin karşı karşıya kaldığı ikinci tehlike ise iyiliğin kaynağı. İyiliğin iyilik olduğunu bize bildiren yegâne kaynak Rabbimiz Allah olduğu halde, iyiliğin aşkın boyutunu, iyiliğin ilahi ve rahmani bir boyutunu bir tarafa bırakarak, insanın iyiliği sadece dünyada birtakım faydalara ve menfaatlere bağlamaya çalışması, iyiliğin karşı karşıya olduğu tehlikelerden bir tanesidir. Onun için, hayırsever kavramı yerine sponsor kavramının yerleşmesi, iyilik kavramının karşı karşıya kaldığı tehlikelerden bir tanesidir. Çünkü Kur'an-ı Kerim’de iyiliği ifade eden kelimelerden bir tanesi de hayırdır.
Yüce Peygamberimiz şöyle buruyor: “İyiliğin anahtarı olunuz, kötülüğün kilidi olunuz.” Müslümana düşen görev, iyiliğe öncülük yapmak, iyiliğe anahtar olmak, iyiliğin kapılarını açmak, kötülüğün kilidi olmak, kötülüğün önünü kapatmak, kötülüğün kapılarını kapatmaktır.
Aziz Kardeşlerim!
Yüce Kitabımız bize iyiliğin ne olduğundan çok iyiliğin ne olmadığından da söz eder. Hutbemizin okuduğum ayeti kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: ?????? ???????? ???? ????????? ??????????? ?????? ??????????? ????????????? yönünüzü batıya veya doğuya çevirmeniz iyilik değildir. ????????? ???????? ???? ?????? ????????? ??????????? ????????? ???????????????? ???????????? ??????????????? “ancak iyilik Allah’a imandır, iyilik ahirete imandır, iyilik Allah’ın meleklerine imandır, iyilik Allah’ın kitaplarına imandır.” ??????? ???????? ????? ??????? “ve o çok sevdiğiniz mallarınızdan vermektir iyilik”, o çok sevdiğiniz, uğruna hayatını feda ettiğiniz malınızdan infak etmek, vermek iyiliktir. ????? ?????????? ????????????? “yakınlarınıza ve yetimlerinize vermek iyiliktir.” Bir yetimin başını okşamak iyiliktir. ??????????????? fakirden de fakir, hiçbir şeyi kalmamış “miskinlere yardımcı olmak iyiliktir”. ??????? ?????????? “yolda kalmış Allah’ın garip kullarına yardımcı olmanız, onları gidecekleri yere yerleştirmeniz iyiliktir.” ???????????????? “sizden gelip isteyen, dilencilik yapanlara dilenci olmaktan çıkaracak kadar yardımcı olmak iyiliktir.” ????? ??????????? “özgürlüğünü kaybetmiş insanları özgürlüklerine kavuşturmak iyiliktir.” ????????? ?????????? “namazı dosdoğru kılmanız iyiliktir.” ??????? ??????????? “malınızın zekatı vermeniz iyiliktir. ????????????? ???????????? ????? ?????????? “söz verdiğinizde sözünüzde durmanız iyiliktir.” ??????????????? ??? ????????????? ?????????????? “zorluklara ve sıkıntılara sabretmeniz, belalara ve musibetlere sabretmeniz iyiliktir.” ??????????? ????????? ????????? “işte bu iyilikleri yapanlar Allah’ın sadık kullarıdır.” ????????????? ???? ????????????? “ve Allah’ın gerçek muttaki kulları işte bunlardır.”
Aziz Kardeşlerim!
Şüphesiz dünyada yaptığımız en büyük iyiliklerden bir tanesi sadaka-i cariye bırakmaktır, bizden sonra kalıcı sadakalar bırakmaktır, kalıcı büyük eserler bırakmaktır. İşte böyle ibadet yapmak, böyle bir cami yaparak kıyamet sabahına kadar müminlerin bu çatı altında, bu kubbe altında birlikte Rahman’a secde etmesi için bu tür mabetleri yapmak, yollar, köprüler, okullar yapmak, nesiller yetiştirmek, ilim talebelerine yardımcı olmak en büyük iyiliklerdendir.
Allah Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem, camiyi ve mabedi medeniyetimizin kalbine yerleştirmiştir. Daha hicret yolunda Kuba’ya vardığında ilk yaptığı iş, Kuba Mescidini inşa etmek olmuştur. Medine’ye vardığında ilk düşündüğü şey, Mescid-i Nebevi olmuştur. Mescid-i Nebevi’yi ashabıyla birlikte inşa etmiştir, ashabıyla birlikte omuzlarında kerpiçler, taşlar taşıyarak inşa etmiştir. Sahabe kendisine, ya Resulallah, bu işleri bize bırak dediklerinde, bu omuzların da caminin taşlarını ve kerpiçlerini taşımaya ihtiyacı var. Allah’a hamdolsun ki Muhammed’in de iyilik yapmaya ihtiyacı var diyerek bizzat katılmıştır.
Aziz Kardeşlerim!
O günden bu güne Kabetullah’tan, Mescid-i Nebevi’den, Mescid-i Aksa’dan bugüne camilerimiz, mescitlerimiz Kabetullah’ın birer şubesi olarak medeniyetimizin kalbinde var olmaya devam etmiştir. Yüce Rabbimiz kıyamet sabahına kadarda daima var kılsın.
Az önce de ifade ettiğimiz gibi, gaye sadece bu büyük kubbeli camileri, dört minareleri inşa edip bırakmak değildir, caminin gayesi sadece içinde namaz kılmak da değildir. Caminin gayesi, namazla birlikte kalplerimizi birleştirmek, ruhlarımızı kaynaştırmak, aynı istikamete yönelmek, millet olmak, aynı kubbenin altında ruhları kaynaştırarak millet olmanın şuuruna varmaktır.
Onun için, camilerimizi cemaatsiz ve namazsız bırakmayalım. Genç kardeşlerimiz sabah vaktinde uykularını bölmeliler ve camide büyükleriyle beraber Rahman’ın secdesinde buluşma nimetinden kendinizi mahrum bırakmayın.
Sevgili Gençler!
Günde 5 defa Allah’la konuşmaktan kendinizi mahrum bırakmayın. Günde 5 defa Rahman’a secde etmekten kendinizi mahrum bırakmayınız. Namaz, dinin direğidir. Namaz, sizin yeryüzünde ahiretinizi size kazandıracak en büyük ibadettir. Namaz, sizi bütün kötülüklerden alı koyacak büyük bir ibadettir. Ama gaye sadece namaz kılmak değil, aynı zamanda birlik, vahdettir. Ümmetin vahdeti, camilerde kurulur. Ümmetin vahdeti, camilerde saf tutarak, birlikte secde ederek, birlikte Fatihalar okuyarak, birlikte rükûa eğilerek, birlikte birbirimize selam vererek ancak inşa edilir. Camileri terk ederek, cemaati terk ederek, namazı terk ederek ümmetin vahdetini inşa etmek mümkün olmaz.
Aziz Kardeşlerim!
Sevgili Peygamberimizin son nefesinde son kelimesi ve cümlesiyle hutbemi bitirmek istiyorum. Allah Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem vefat etmeden önce Veda Hutbesi’nde iki emanet bıraktı. “Kitabı ve sünnetimi size emanet ediyorum” dedi. Ancak, merak etmez misiniz Allah Resulünün hayata veda ederken son nefesindeki son cümlesi ne oldu? Son nefesindeki son cümle, “Allah’ım ben senin dinini tebliğ ettim, şahit ol” dedi, sonra nefesindeki son cümle şu oldu: “Gözümün nuru namazı unutmayın, gözümün nuru namazı unutmayın, gözümün nuru namazı unutmayın.”
Allah kıyamet sabahına kadar bu mabetleri cemaatsiz bırakmasın.
Cemaatlerimizi ibadetsiz ve namazsız bırakmasın.
İbadetlerimizi ihlassız ve samimiyetsiz kılmasın.
İbadetlerimiz bizi gerçek iyiliğe eriştirsin.
Cenab-ı Hak ebediyete kadar bu ülkenin semalarından ezan seslerini hiç eksik etmesin.
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2