Üst Header Banner Reklam
FETÖ’CÜLERİ KORUMAK İÇİN MECLİSİN AYAĞINA PRANGA VURUYORLAR
“Türkiye AKP’nin 14 yıllık cemaatlerle koalisyonunun sonucunda 15 Temmuz gecesinde bir felaket yaşadı. Bu felaketin sorumluları mutlaka hesap vermek zorundalar. Hiç kimse siyaseten zarar görmemek için OHAL rejimi arkasına sığınarak içindeki FETÖ’cüleri himaye edemez.”
6.10.2016 00:40:40
Bu haber 804 kez okundu
FETÖ’CÜLERİ KORUMAK İÇİN MECLİSİN AYAĞINA PRANGA VURUYORLAR

 FETÖ’CÜLERİ KORUMAK İÇİN MECLİSİN AYAĞINA PRANGA VURUYORLAR

 05.10.2016

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Böke’nin, Merkez Yönetim Kurulu toplantısı sonrası yaptığı basın açıklaması şöyle:

Değerli basın mensupları, bizleri ekranları başında izleyen sevgili vatandaşlarımız, her şeyden önce hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bugün yine her zaman olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisinin haftalık MYK’sının değerlendirmelerini paylaşmak üzere sizlerle bir aradayım. Tekrar hepiniz hoşgeldiniz.

OHAL UZATILARAK NORMALLEŞME SAĞLANAMAZ

Geçtiğimiz hafta sonu TBMM’nin yeni yasama yılı başladı. Ancak ne yazık ki, bildiğimiz anlamda bir yasama faaliyetlerinin başladığını söylemek mümkün değil. Çünkü ülkeyi yönetenler bir utanç tablosunu daha karşımıza koydular ve yine OHAL kararı aldılar. Oysa bu mikrofondan çok açık bir çağrı yapmıştık ve OHAL kararının vakit kaybetmeden kaldırılmasının Türkiye’nin esas ihtiyacı olduğunu kuvvetle dile getirmiştik. Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var. Normalleşme OHAL’leri uzatarak, milletin iradesini gasp ederek, sivil darbe yaparak asla ve asla sağlanamaz.

Dolayısıyla bizde bu hafta milletin iradesinin kalesi olan, Türkiye’de egemenliği savunmuş olan, onu inşa etmiş olan ve bombalar altında dahi bundan feragat etmemiş olan milletvekillerinin olduğu meclisin sivil darbeyle bütün yetkilerinin gasp edildiği bir yasama dönemine başladık. Üniformalı darbecilerin 15 Temmuz gecesinde yapamadığını üniformasız darbeciler bir kez daha OHAL’i uzatarak yeniden yaptılar. Ve Türkiye’nin Gazi Meclisinin en temel yetkisini millet adına millet için yasama yapma yetkisini bu OHAL rejimiyle gasp ettiler.

Buradan çok açık bir biçimde bir kez daha ifade etme ihtiyacı duyuyoruz. Türkiye’nin terörle ve darbecilerle mücadele etmek için OHAL’e ihtiyacı yok. Türkiye’nin darbecilerle mücadele etmek için çok acilen demokrasiye ihtiyacı var. Gazi Meclis eğer eli, kolu bağlanmazsa, ayağına prangalar vurulmazsa, üzerine saraydan vesayet kurulmazsa terörle de, darbeyle de ne kadar iyi mücadele edebileceğini 15 Temmuz gecesinde o bombaların altında gösterdi zaten. Yeter ki, meclis özgür bırakılsın. Yeter ki, meclis hak ettiği şekilde milleti temsil ederek işini yapabilsin.

Türkiye’nin ihtiyacı olan bir OHAL rejimi değil. Türkiye’de bir OHAL rejimine ihtiyacı olan tek bir kurum var o da AKP ve AKP’nin içinden yönetildiği saray. Bu OHAL, Türkiye ihtiyaç duyduğu için değil, AKP kendisini korumak için ortaya koyduğu bir gerçeğe dönüştü. OHAL açıkça AKP’nin sivil darbe yapmak için kullandığı bir araca dönüştü. 14 yılda ülkeyi cemaatlere teslim ederek 15 Temmuz gecesini bize yaşatanlar şimdi darbe fırsatçılığı ile kendilerini meclis yerine koymaya bir kez daha devam ediyorlar. Meclis iradesi üzerine kendi iradesini koyanları tarih darbe ile mücadele edenler olarak değil, kendilerini darbeci olarak mutlaka yazacaktır. Burada sorulması gereken soru; AKP ve saray rejiminin neden OHAL’e ihtiyaç duyduğu sorusudur. Meclisteki 4 parti FETÖ ve darbe konusunda ortak bir tutum ortaya koydu. 15 Temmuz gecesinde müthiş olağanüstü bir durum yaşanırken 4 parti bir araya geldi ve ortak bir bildirgenin altına imza attı, üstelikte bombaların altında. Meclis üniformalı darbeciler karşısında bombalar altında bunu yapabilmiş olan meclise şimdi dönüp demokrasi iradesini elinizden alıyoruz demek Türkiye adına bir utanç kaynağıdır ve neden bu iradeyi sürekli gasp etme ihtiyacı duyulduğunun da sorusunun AKP’ye sorulması bir zorunluluktur.

AKP’NİN TEK DERDİ KENDİ İÇİNDEKİ FETÖ’CÜLERİ KORUMAK

Biz esasında bu sorunun cevabını hepimiz biliyoruz. Biz de biliyoruz, bizi izleyen değerli vatandaşlarımız da biliyor. AKP’nin tek derdi var o da kendi içindeki FETÖ’cüleri himaye etmek. Tek derdi var kendi içindeki FETÖ’cüleri korumak. Siyasetteki ve meclisteki FETÖ’cüleri korumak için meclisin ayağına pranga vurmayı açıkça tercih ediyorlar. Meclisin darbeyle açıkça hesaplaşması, bu darbeye neyin yol açtığının araştırılması ve yeni darbe girişimlerinin önlenmesi için tedbirlerin alınması yerine AKP yeni darbeleri kendi eliyle yapıyor.

FETÖ’NÜN FATURASI AKP’YE MUHALİF OLANLARA KESİLİYOR

OHAL rejimiyle bir yandan AKP içindeki FETÖ’cüler himaye edilirken, öte yandan da darbe ile bağı olduğuna dair ortada hiçbir hukuki delil olmayan on binlerce vatandaşımız hapsediliyor, işten atılıyor, fişleniyor, hem bugünleri, hem yarınları karartılıyor. OHAL rejimiyle Türkiye’nin başına FETÖ belasını açan, meclisin ve milletin bombalanmasına zemin hazırlamış olan siyasetçiler korunuyorlar. FETÖ’nün faturası AKP’ye muhalif olanlara, AKP’ye muhalif olan memura, AKP’ye muhalif olan televizyon kanalına, AKP’ye muhalif olan polise, AKP’ye muhalif olan öğretmene ve akademisyene, yani kısacası millete kesiliyor.

Değerli arkadaşlar, Türkiye AKP’nin 14 yıllık cemaatlerle koalisyonunun sonucunda 15 Temmuz gecesinde bir felaket yaşadı. Bu felaketin sorumluları mutlaka hesap vermek zorundalar. Hiç kimse siyaseten zarar görmemek için OHAL rejimi arkasına sığınarak içindeki FETÖ’cüleri himaye edemez.

AKP’NİN OHAL’İ FETÖ’YE KALKAN YAPMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ

Dolayısıyla buradan bugün yine AKP’ye ve hükümete şu soruları yöneltme ihtiyacı duyuyoruz. İçinizdeki FETÖ’cüleri ne zaman temizleyeceksiniz? Devleti 14 yıldır FETÖ’ye teslim etmiş olan AKP’lileri, FETÖ’cüleri daha ne kadar koruyacaksınız? Siyaset içindeki FETÖ’cüleri araştırmak üzere kurulmasını teklif ettiğimiz meclis komisyonunun kurulmasını neden reddettiniz, neden korkuyorsunuz? Darbe komisyonunu işler kılmak yerine önünde engel oluşturmakta neden ısrar ediyorsunuz? Kısacası OHAL’i içinizdeki FETÖ’cülere can simidi yapmaya daha ne kadar devam edeceksiniz? Biz bu sorulara AKP, hükümet yanıt verene kadar sormaya devam edeceğiz. AKP’nin OHAL’i FETÖ’ye kalkan yapmasına asla asla izin vermeyeceğiz. 15 Temmuz’da milletin ve meclisin iradesine kastedenler, vatandaşlarımızı şehit edenler ve onlara bu ülkeyi teslim eden bütün sivil uzantıları ve sivil darbecileri mutlaka hukuk önünde, tarih önünde ve millet önünde hesap vermeye götüreceğiz.

Değerli arkadaşlar, açıkça OHAL rejimiyle FETÖ’nün AKP uzantılarına bir kalkan oluşturuluyor. Bir yandan da OHAL rejimiyle AKP’ye ve FETÖ’ye muhalif olan kim varsa hepsinin sesi bastırılıyor. Türkiye’ye AKP darbe ile mücadele kılıfıyla çok açık bir darbe yaşatıyor. Türkiye’ye AKP bugün çok açık bir faşizm yaşatıyor.

SARAY REJİMİNİN HUKUKU GÜÇLÜYÜ, ZENGİNİ KORUYOR

Ancak faşist rejimlerde bugün yaşadığımız hukuksuzluklar yaşanabilir. Ancak faşist rejimlerde haklıların değil, güçlülerin değil, güçlülerin sopasının hukuka dönüştüğü, güçsüzlerin savunulamadığı düzenler inşa edilir. Bugün saray rejiminin hukuku güçlüyü koruyor, zengini koruyor. Bakın Cerattepe’de ne oldu? Cerattepe’de hangi partiye oy verdiğinden bağımsız olarak Artvinliler birlik oldular ve topraklarını, ağaçlarını, o doğayı savundular. Ve o doğayı savunanlara karşı AKP’de geldi rantçı holdingleri savunmaya karar verdi. Bir tarafta Artvin halkı var, bir tarafta açıkça rantçı holdingler var. Ve AKP’nin mahkemeleri halkı değil, rantçı holdingleri yandaş bildi kendine. Bir kez daha açıkça şu gerçek ortaya çıktı. AKP halkın değil, yandaş holdinglerin hükümeti olmayı tercih etti. Ancak faşist rejimlerde televizyon kanalları, radyolar, gazeteler sadece muhalif oldukları için susturulurlar. Üstelikte polis zoruyla susturulurlar.

ASKERİ DARBEYE DE KARŞIYIZ, SİVİL DARBEYE DE

Bugün sarayın OHAL rejimi üniformalı darbecilerin o gece yapmaya kalktığını şimdi sivil bir darbeyle basın kuruluşlarını polis zoruyla susturuyorlar. Şunu herkesin iyi bilmesi gerekiyor, asker üniforması üzerlerinde silah zoruyla medyayı susturmaya kalkanların karşısında durduğumuz gibi bugün de sivil darbeyle televizyonları ve radyoları kapatanların karşısındayız. Asla Türkiye’de farklı seslerin susturulmasına, farklı renklerin görülmesine, engel olunmasına izin vermeyeceğiz. Askeri darbeye de karşıyız, sivil darbeye de.

SARAYIN OHAL REJİMİ ÖĞRETMENLERİ MÜLAKATLA ATIYOR

Yine ancak faşist rejimlerde öğretmenler liyakat esasına göre değil de diktatöre biat edip etmediklerine göre atanırlar. Bugün sarayın OHAL rejimi öğretmenleri mülakatla atıyor. Ve öyle pervasızlar ki, mülakatta ‘reis kimdir?’ diye sormayı hak görüyorlar. Türkiye’yi 14 yılda asker üniformalı FETÖ darbecilerine işte tam da bu kafayla teslim etmişlerdi. Şimdi aynı kafa; Türkiye’ye bir OHAL rejimi dayatıyor.

Ancak baskıcı, faşist rejimlerde sınır ötesinde savaşlar aranır. Bugün sarayın OHAL rejimi; ülkemizin kuruluş belgesi olan, tapu senedi olan Lozan’ı tartışmaya açarak; Irak’ta, Suriye’de uzun ve topyekûn bir savaşa hazırlanarak, iç ve dış politikada kendi sıkışmışlığını Mehmetçiğin canı pahasına aşmaya kalkıyor.

İŞKENCE İDDİALARININ MECLİSTE ARAŞTIRILMASI TEKLİFİMİZİ YİNELEDİK

Yine ancak faşist rejimlerde işkence iddiaları gündeme gelir. Bugün de Türkiye’de işkence iddiaları gündemin ana maddesi ve bu OHAL rejimiyle işte bu işkence iddialarını sümen altı etme gayreti ortaya çıkıyor. Görmezden geliyorlar. Bunu asla, 2016 Türkiye’sinde asla kabul etmemiz mümkün değil. Biz bir kez daha bugün itibariyle; işkence iddialarının mecliste araştırılması teklifimizi yineledik. Eğer işkence yoksa; bundan korkmadan komisyonu çalıştırmalılar. Çalıştırmadıklarına göre; korktukları bir gerçeğin olduğunu da altını çizmek durumundayız. Biz bu meselenin sonuna kadar takipçisi olmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki faşist rejimler; yönetme kapasitesini yitirdiklerinde son çare olarak gündeme faşizmi getirirler. İşte AKP de yönetme kapasitesini kaybettiği için tek çare kendini kurtarmak adına, Türkiye’yi bir OHAL faşizmine teslim ediyor. Böyle baskıcı rejimlerde, böyle faşizan rejimlerde güven olmaz, istikrar olmaz, huzur olmaz. Dolayısıyla da ekonomik kalkınma da olmaz. Güvenin olmadığı yerde, istikrarın olmadığı yerde, huzurun olmadığı yerde, kuralların, hukukun olmadığı yerde zenginlikte olmaz.

AÇIKLANMIŞ OLAN OVP, AKP’NİN TÜRKİYE’YE ÖDETTİĞİ EKONOMİK BEDELLERİN İTİRAFIDIR

Hükümet tarafından dün laf arasında OVP açıklandı. Hala Resmi Gazete’de yayınlanmasını bekliyoruz. Bu açıklanmış olan OVP; açıkça AKP’nin Türkiye’ye ödettiği ekonomik bedellerin itirafıdır. AKP ekonomiyi de yönetemediğini dün açıkladığı OVP’yle bir kez daha itiraf etmiş oldu. Bu itirafların neydi biliyor musunuz? Şunu söylediler; Türkiye ekonomisi küçülecek, eskisi kadar büyüyemeyecek dediler. İşsizlik artacak, biz buna engel olamayacağız dediler. Enflasyon daha da yükselecek, pazara giden vatandaş mutfakta ateşi hissedecek dediler. Cari açık artacak, Türkiye uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlarının iki dudağı arasına sıkışmaya devam edecek dediler. Kişi başına düşen milli gelir; 10.000 dolarlara çıktığı küresel ortamı bulamayacağı için bu günden sonra daha da zorlanacak, bizde ülkeyi yönetemediğimiz için siz fakirleşeceksiniz dediler. Açıkça AKP; ekonomiyi yönetemediğini dün açıkladığı OVP’yle itiraf etmiş oldu. Bu itirafın sonunda şu gerçek de çok açık bir şekilde ortaya çıktı; 2012 yılının sonunda Cumhuriyet’in 100. Yılı olan 2023 için; hedefler açıklamışlardı. Biz o dönemde de AKP’nin ekonomi anlayışıyla bu hedeflerin hayal olduğunu söylemiştik. Şimdi; bu hedeflerin hayale dönüştüğü Türkiye’nin potansiyelinin çok altında, hak etmediği bir şekilde Cumhuriyet’inin 100. Yılını kutlayacağı da açıkça AKP tarafından itiraf edilmiş oluyor. AKP rejimi OHAL’lerle hepimize, tüm vatandaşlarımıza çok ağır bir ekonomik ve çok ağır bir siyasi bedel ödetiyor. Şunun tüm kamuoyu tarafından açıkça bilinmesini istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz; AKP faşizminin bütün bu uygulamalarına karşı, faşizmi mağdur ettiği, ezmeye, baskılamaya kalktığı tüm kesimlerle birlikte omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz. Türkiye hak ettiği demokrasiye, çok kısa zamanda bu mücadeleyle mutlaka kavuşacak.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR