Üst Header Banner Reklam
 
Gezi Olayları En Büyük Zararı İstanbul’a Verdi
“Gezi olayları bir yönüyle de İstanbul’un bu farklılıkları bir arada yaşatabilme kabiliyetine yapılan bir saldırıydı. Kendi düşüncelerini, kendi ideolojilerini, kendi hayat biçimlerini İstanbul’a ve onunla birlikte tüm ülkeye dayatma hevesi içindeki bir grubun yönlendirmesiyle yaşanan bu olaylar en büyük zararı İstanbul’a verdi”
18.06.2016 21:32:56
Bu haber 623 kez okundu
Gezi Olayları En Büyük Zararı İstanbul’a Verdi

  “Gezi Olayları En Büyük Zararı İstanbul’a Verdi”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Yenikapı Gösteri ve Miting Alanı’nda düzenlenen iftar programına katıldı.

İftar programına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran ile sanat dünyasından Orhan Gencebay, Muazzez Ersoy, Hakan Peker, Emel Sayın ve Yonca Evcimik'in de aralarında bulunduğu 3 bin 200 davetli katıldı.

Konuşmasına, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek Ramazan-ı Şerefi tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin hayır ve hasenatın kabul olması temennisinde bulundu.

“İSTANBUL BİR DÜNYA ŞEHRİ”

İstanbul gibi bir dünya şehrine hizmet etmenin her fanin ulaşabileceği bir ayrıcalık olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da kayıtlarda 14 milyon 650 bin olarak geçen ancak 17-18 milyonluk bir nüfusa hizmet verildiğine dikkat çekti. Sadece sayısal olarak dahi bakıldığında dünyada İstanbul’un fiili nüfusunu geçen sadece 60 ülkenin var olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletlere üye 194 ülke olduğunu düşündüğümüzde, İstanbul’un büyüklüğü çok daha iyi anlaşılacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un öneminin sadece nüfus büyüklüğünden ibaret olmadığının altını çizdi.

Avrupa ve Asya kıtalarına yayılan, bir yanına Marmara’yı, diğer yanına Karadeniz’i almış bir şehir olan İstanbul’un, sahip olduğu tarihî, kültürel, ekonomik değerleriyle bir dünya şehri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehirleri en güzel şairler, yazarlar anlatır. Yahya Kemal İstanbul için, ‘sade bir semtini sevmek bile bir ömre bedel’ diyor. Üstat Necip Fazıl, ‘güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar’ diyerek İstanbul sevgisini dizelere döküyor. Nedim, İstanbul’un bir taşına yekpare Acem mülkünü feda ediyor. Fazıl Hüsnü Dağlarca, İstanbul’u kalan kısmını da gökyüzü olarak tasvir ettiği cihanın yarısı olarak görüyor. Şairlerin ve yazarların İstanbul sevgilerini anlatan eserleri üzerinde bu şekilde saatlerce konuşabiliriz, çünkü aşk söyletir, aşk yazdırır, aşk çalıştırır. Böyle bir şehirde sadece yaşıyor olmanın dahi sorumluluğu büyüktür, hele bu şehirde yönetici olmanın vebali gerçekten çok ağırdır. Mehmet Akif, ‘İmansız olan paslı yürek sinede yüktür’ diyor ya, işte İstanbul’a aşkla bağlı olmadan yaşayana da bu şehir ağır bir yüktür. Eğer bu şehre âşık değilseniz, kusura bakmayın, yaptığınız iş size de yüktür” diye konuştu.

“BU AZİZ ŞEHRİN KIYMETİNİ BİLMELİYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın 100 farklı ülkesine gittiğini hemen hemen tüm önemli şehirlerin de kendine göre bir güzelliği, kendine göre öne çıkan bir vasfının bulunduğuna dikkat çekti.

Bu şehirlerin kiminde tarih, kiminde doğal güzellik, kiminde kültür, kiminde ticaret, kiminde eğitim var olduğunu ancak İstanbul gibi güzelliklerin hepsini birden içinde barındıran bir başka şehrin dünyada var olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dönemlerinin dünyanın en kudretli 3 devletine, Roma’ya, Bizans’a, Osmanlı’ya başkentlik etmiş bu şehir gerçekten farklıdır, gerçekten benzersizdir. Cumhuriyet’le birlikte Başkentin Ankara olarak belirlenmesini İstanbul’a bir ihanet olarak değil, dönemin şartlarının bir gereği olarak görmek gerekiyor. Çünkü biz biliyoruz ki, Cumhuriyeti kuran kadronun İstanbul sevgisi bizlerinden daha az değildi. Bu aziz şehrin kıymetini bilmeli, özellikle yöneticileri olarak ona layık olmanın çabası içerisinde olmalıyız” şeklinde konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, Başbakan olarak ve şu anda da Cumhurbaşkanı olarak İstanbul’a hizmet etmenin bahtiyarlığını yaşadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın aynı şekilde bu bahtiyarlığı, bu aşkı ve sorumluluğu taşıdığını kaydetti.

“İSTANBUL, TÜM FARKLILIKLARI BÜNYESİNDE BARINDIRAN BİR ŞEHİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un bir şantiye hâlinde geleceğe hazırlandığını da vurguladı. Fatih Sultan Mehmet Han’dan bu yana İstanbul’a hizmet edenlerin her birini şükranla, rahmetle, minnetle yâd ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “İstanbul sadece devletler ve medeniyetlere beşiklik yapan, üreten bir şehir değildir, İstanbul aynı zamanda tüm farklılıkları bünyesinde barındıran bir şehirdir. Burada Türkiye’nin 81 vilayetini görürsünüz, öyle diyorum, İstanbul Türkiye’nin özetidir diyorum, burada Türkiye’yi görürsünüz. Bu şehirde dünyanın yüzlerce ayrı ülkesine dair renklere rastlayabilirsiniz. Hemen şuracıktı Sultanahmet’e çıkın, Sultanahmet’e çıktığınız zaman orada dünyayı görürsünüz, dünyanın değişik ülkelerinden insanların orada olduğunu hele hele bu mevsimde görmeniz mümkün. İstanbul’da her inançtan, her meşrepten insanın yan yana hayatını sürdürdüğüne şahit olabilirsiniz. Tüm bu farklılıkların İstanbul’da ahenk içinde, uyum içinde, huzur içinde birbirlerini tamamlayarak yaşıyor olmaları bu şehrin asıl zenginliğidir, asıl özgünlüğüdür.”

“FARKLILIKLARI ÇATIŞMA UNSURU HÂLİNE DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN SENARYOLAR YAZILIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süredir İstanbul’un bu vasfını tahrip etmek, farklılıkları çatışma unsuru hâline dönüştürmek için uğraşıldığını, senaryolar yazıldığını, projeler üretildiğini gördüklerine dikkat çekti.

Veznecilerde yaşanan saldırının kendilerini ciddi manada üzen bir olay olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açık konuşuyorum, Gezi olayları bir yönüyle de İstanbul’un bu farklılıkları bir arada yaşatabilme kabiliyetine yapılan bir saldırıydı. Kendi düşüncelerini, kendi ideolojilerini, kendi hayat biçimlerini İstanbul’a ve onunla birlikte tüm ülkeye dayatma hevesi içindeki bir grubun yönlendirmesiyle yaşanan bu olaylar en büyük zararı İstanbul’a verdi. Bölücü terör örgütünün saldırıları aynı amacın farklı bir formatta devamıydı. Nitekim Gezi olaylarında sembolleştirilen isimlerin bir bölümü sonradan terör örgütü mensubu olarak karşımıza çıktı. Bugün terör örgütü üyesi olarak faaliyet gösterenlerin yarın hangi kisveyle karşımıza çıkacağını bilemiyoruz. Fakat bunların farkında olmadıkları bir şey var, milletimiz, kimin, kimin değirmenine su taşıdığını, kimin kime hizmet ettiğini gayet iyi biliyor. Türkiye’nin de, İstanbul’un da sahibi bu aziz milletin ta kendisidir” ifadelerini kullandı.

“HAKİKATLERE GÖZLERİNİ KAPATMIŞ BİR KESİM VAR”

Türkiye’de milletine sırtını dönmüş, hakikatlere gözlerini kapatmış, kendi kurdukları yalan ve yanlış üzerine kurulu kapalı devre bir dünyada yaşamakta ısrar eden bir kesim var olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne söylesek, ne yapsak bunları ikna edemiyoruz. Mesela bir konu hakkında yalan veya yanlış bir haber çıkıyor, bu kesim hemen üzerine atlayıp bulabildikleri her kanalda, her zeminde bu yalanı veya yanlışı köpürtmeye başlıyor. Sonra ilgili kurumlarımız bu yalanı ortaya koyuyor veya bu yanlışı düzeltiyorlar. Sonra bakıyoruz, aynı yalan, aynı iftira birkaç ay veya birkaç yıl sonra yeniden gündeme geliyor. Aynı kesim geçmişte yalan veya yanlış olduğu ortaya konulmuş olmasına rağmen yeniden buna sarılıyor, günlerce, aylarca gündeminde tutuyor. Bu durum sağlıklı bir ruh hâlinin ürünü değildir. Yalanları dolaşımda tutmak için harcadıkları enerjiyi ülkenin ve milletin hayrına projeler için kullansalar, inanın bana gündemimizdeki pek çok önemli konuyla ilgili elimizdeki alternatif çözümler olurdu. Bu kesimin hayırlı işler konusunda ise en küçük bir gayretini, çabasını, önerisini göremezsiniz. Tabi hayata geçirdiğimiz her projeden milletimizin diğer fertleriyle birlikte bu projelere karşı çıkanlar da istifade ediyor” dedi.

“GEÇMİŞTE BOĞAZ KÖPRÜLERİNE YAPILAN MUHALEFET HAFIZALARDA”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte boğaz köprülerine yapılan muhalefetin hafızalarda olduğunu, Marmaray için de aynısını yaptıklarını kaydetti. 29 Ekim 2013 tarihinden bugüne kadar Marmaray’ı kullanan yolcu sayısının 142 milyonu geçtiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi 30 Haziran’da Osman Gazi Köprüsü’nü açıyoruz, Osman Gazi Köprüsü’nden Orhan Gazi’ye 40 kilometre dört dörtlük otoyol bitmiş vaziyette. Geçenlerde Sayın Davutoğlu ve Sayın Binali Beyle birlikte o yola gittik, şimdi de oranın açılışını yapacağız inşallah 30 Haziran’da. Ve açılışla birlikte artık Yalova’ya gidiş veya Yalova tarafından gelindiğinde Avrupa’ya geçiş çok rahatlayacak. Ardından 26 Ağustos’ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılışını yapıyoruz. İşte Abdullah Beyle birlikte ve Binali Beyle birlikte temelini atmıştık. Hamdolsun çok kısa zamanda bitirdik, şimdi de 26 Ağustos’ta açılışını yapacağız ve o da vaat edilenden önce bitti. Ardından Kınalı’dan Akyazı’ya kadar olan bölgelerin de ihalesi yapıldı, inşallah oralar da süratle bitecek ve böylece Kınalı’dan arabasına binen Akyazı’ya kadar, Sakarya’ya kadar ‘non-stop’ gidebilecek” şeklinde konuştu.

“MİLGEM PROJESİNDE 4 TANE GEMİMİZİ TAMAMLAMIŞ OLACAĞIZ”

Avrasya Tünelini de bu yılın sonunda bitireceklerini ve Marmaray gibi Boğaz’ın altından herkesin aracıyla rahatlıkla geçebileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık dakikalara indirilmiş olan ulaşım sürecinin başlayacağını bildirdi. “İş bilenin, kılıç kuşanın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun yeni bir adım attık ve Silahlı Kuvvetlerde yeni bir gemimizi denize indirdik. Ardından Kınalıada’nın da bugün ilk kaynağını yaptık, inşallah onu da kısa zamanda bitirecek ve böylece MİLGEM projesinde 4 tane gemimizi tamamlamış olacağız” dedi.

“TÜRKİYE’NİN DEV PROJELERİNİ HAYATA GEÇİRMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yapımını engellemek için yürütülen kampanyaları, atılan gazete manşetlerini iyi hatırladıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şundan emin olun: Bu kesim herkesten daha fazla o köprüleri, o tünelleri kullanacaktır. Elbette kullansınlar, bundan iftihar ederiz, çünkü biz burada şu veya bu kişi buradan geçecek diye bunları yapmıyoruz ki. Ya niye yapıyoruz? Tüm insanlar buralardan geçecek, onun için yapıyoruz, aksi yönde bir düşüncemiz asla söz konusu değil. Bizim itirazımız, ülkenin ve milleti hayrına olduğu açık olan projelere karşı yürütülen gereksiz muhalefettir. Hamdolsun, milletimiz riyakârlıklarını gördüğü için bunlara zaten itibar etmiyor. İstanbul’un ve Türkiye’nin dev projelerini bunlara rağmen hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. İşte şuraları görüyorsunuz hep şantiye, şimdi buralardan inşallah birçok tünellerin çıktığını göreceksiniz ve buralardan hamdolsun denizin altından gelen Marmaray’ın bağlantılarını göreceksiniz. Bütün bunlara rağmen, farklılıklarımızı zenginlik olarak gören bir anlayışla hak ve özgürlükleri genişletmeye devam edeceğiz.”

“TERÖRLE MÜCADELEYİ DURDURMAK SÖZ KONUSU DEĞİL”

Terörle mücadelenin, terör meselesinin ülkenin ve milletin gündeminden tamamen çıkana kadar kesintisiz şekilde sürdüreceğini, mücadeleyi durdurmanın söz konusu olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde değil, İstanbul’daki kaynaklarını da kurutmakta kararlı olduklarını vurguladı.

Artık bu şehirde hiç kimsenin yüzü maskeyle, eli molotofla, silahla ortalığa dökülemeyeceğini, bunu da başaracaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güvenlik güçlerimiz askeriyle, polisiyle, köy korucusuyla el ele, etle kemik gibi bir bütün hâlinde bu mücadeleyi sürdürüyorlar ve sürdürecekler. Bu tür terör eylemlerini yapan örgütlerin ve mensuplarının üzerine kararlılıkla gideceğiz. Vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamayan devlet, devlet değildir. Biz, 2 bin 200 yılı aşkın devlet tecrübesi olan bu coğrafyada bin yıldır hüküm süren, istikbalini de burada gören bir milletin mensuplarıyız. Ne 3-5 terörist, ne de hariçten gazel okuyanlar bizi hedeflerimize yürümekten alıkoyamaz” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE, 2023 HEDEFLERİNE ULAŞACAK”

“Avrupa Parlamentosunun yöneticileri koridorlara terör örgütünün paçavralarını asmak suretiyle eğer Türkiye’ye mesaj vermek istiyorlarsa, burada kendileri aldanıyorlar, bunu iyi bilsinler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye, 2023 hedeflerine de ulaşacak, 2053 ve 2071 vizyonlarını da hayata geçirecek. Tüm bunların merkezinde yer alan bir şehir olarak İstanbul’un yıldızı da her yıl daha da parlamaya devam edecek. İstanbul’un yıldızı parladıkça, ona hizmet edenlerin işleri de daha da zorlaşacak, çünkü standartlar yükseliyor, beklentiler artıyor. Bugün Antik Çağdan 21. Yüzyıla bir İstanbul ansiklopedisi Büyükşehir Belediyemiz hazırladı ve onun koordinasyonunu yapan Profesör Doktor Mehmet Akif Aydın Hocamız da aramızda ve bugün onun lansmanını yaptık. Gerçekten 10 ciltlik gayet güzel bir eser ortaya çıktı, böylece İstanbul için ne nedir, kim kimdir aradığınız zaman bulabileceğiniz bir eser ortaya çıktı. Fiyatını 2 bin lira koymuşlardı, bir pazarlık yaptık bin 500 liraya indirdik, yani bin 500 lirayı veren o esere sahip olabilecek. Ama tabi Belediyemiz okullara da bunu hediye olarak ayrıca göndermiş olacak. Bu da kamu kurumlarımızın en önemli hassasiyetidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, il protokolüne seslenerek, “Sizlerin uyum ve iş birliği içinde İstanbul’u hak ettiği hizmetlere kavuşturacağınıza yürekten inanıyorum. Bu düşüncelerle çalışmalarınızda Allah’tan muvaffakiyetler diliyorum. Sözlerime son vermeden önce, bugün bu tarihî anı, özellikle bu eseri kazandıran diğer 300 kadar akademisyenimizi de huzurlarınızda ayrıca tebrik ediyorum” dedi.

RESTORE EDİLEN BOĞAZKESEN FETİH MESCİDİ AÇILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sona ermesinin ardından canlı bağlantıyla Boğazkesen Fetih Mescidi’nin açılışını da gerçekleştirdi.

Boğazkesen Mescidi’nin Fatih Sultan Mehmet döneminden İstanbul’a kalmış bir yadigâr olduğunu, Rumeli Hisarı’nın içindeki bu mescit tamamen harap olduğu, geriye sadece yıkık minaresi kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyükşehir Belediyemiz bu eseri mevcut kısımlarını restore ederek, yıkılmış olan bölümlerini aslına uygun şekilde inşa ederek ihya etti, ayağa kaldırdı. Boğazkesen Mescidi’nin uzun bir aradan sonra yeniden İstanbul’umuza hayırlı olmasını diliyorum, bu eserin yeniden şehrimize kazandırılmasında emeği geçen herkesi kutluyorum” diye konuştu.

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR