Üst Header Banner Reklam
 
Görmez’den Sultanahmet Hutbesi
I. Asya-Pasifik Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi’ için İstanbul’da bulunan Müslüman dini liderler Cuma namazını Sultanahmet Camiinde kıldı.
16.10.2015 09:23:52
Bu haber 806 kez okundu
Görmez’den Sultanahmet Hutbesi

 Görmez’den Sultanahmet Hutbesi

‘I. Asya-Pasifik Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi’ için İstanbul’da bulunan Müslüman dini liderler Cuma namazını Sultanahmet Camiinde kıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen ve dört gün süren ‘I. Asya-Pasifik Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi’ kapsamında İstanbul'da bulunan 37 ülkeden 125 dini lider, Cuma namazı için Sultanahmet Camiine geldi.

Zirve kapsamında İstanbul’da bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Sultanahmet Camiinde halka hutbe irat etti.

Başkan Görmez, Hicretin 1437. Yıldönümü vesilesiyle yeni bir Hicri yıla girdiğimizi ve yeni Hicri yılın İslam alemine şefkat, merhamet, adalet ve hayırlar getirmesini dileyerek sözlerine başladı.

İçinde bulunduğumuz Muharrem ayının önemine dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Görmez, hicretin sadece bir göç olmadığını vurgulayarak, “Hicret, sadece Mekke'den Medine'ye göç değildir. Hicret, herhangi bir yerden, herhangi bir yere göç etmek demek değildir. Allah Resulünün öğretilerine göre Hicret; bir düşüncedir, bir hayat tarzıdır” dedi.

Hicretin her türlü kötülükten hakka, adalete, merhamete, iyiliğe, güzelliğe ve fazilete doğru yürümek olduğunu belirten Başkan Görmez, Sultanahmet hutbesinde şu hususlara değindi;

“Her türlü kötülükten hicret etmek, Efendimizin şahsında bütün müminlere emredilmiştir…”

Resulü Ekrem’e gelen ilk vahiyden sonra Efendimiz evine döndükten sonra ‘Üzerimi örtün’ demişti. Sonra ‘Ey örtüsüne bürünen habibim kalk’ ayetini getirdi Cebrail. 

Buradaki ‘kıyam’ oturan bir insanın ayağa kalkması değil, insanlığı ayağa kaldırması için kıyama kalkmasıdır. Sonraki bir ayette ‘Her türlü kötülükten hicret et’ buyuruluyor. Böylece Hicret;

Efendimize ilk vahiy geldikten sonra daha ikinci surede emredildi. O’nun şahsında bütün müminlere emredilmiştir. Gerçek Hicret; hakka, adalete, iyiliğe, güzelliğe, fazilete, şefkate, merhamete doğru yürümektir. Efendimiz gerçek muhaciri şöyle tarif eder:

Allah ve Resulünün yasak kıldığı kötülükten kaçınan ve daima iyiliğe, adalete, hakka ve doğruluğa yürüyendir.

‘’Kerbela’yı anlamak için Hz. Hüseyin'in uğruna can verdiği adaleti ve merhameti doğru anlamak gerekir.’’

İçine girdiğimiz ay, Muharrem ayıdır. Bu ay, Efendimiz tarafından hürmete şayan bir ay olarak tarif edilmiştir. Hürmetimizi takınarak yeni bir aya başlamış oluyoruz. Bu ayda bir hadiseyi daha hatırlarız. Muharrem’in 10’unda her müminin kalbini dilhun eden o büyük acıyı hatırlarız. Hicretin 60. yılında Efendimizin ‘Reyhanım, çiçeğim’ dediği, cennet gençlerinin efendisi Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın ciğerparesi Hz. Hüseyin ve yanındaki 70 sahabinin Kerbela'da şehit edilmesi. Kalbinde iman olan her müminin ortak acısıdır, ortak hüznüdür, ortak elemidir.

Ancak Kerbela'yı doğru anlamak gerekir. Kerbela’yı sadece bir efsaneye dönüştürerek anlayamayız. Sadece tarihte yaşanmış bir acı olarak anlayamayız. Kerbela’yı anlamak için Hz. Hüseyin'in uğruna can verdiği adaleti ve merhameti doğru anlamak gerekir. Kerbela’yı anlamak için Hüseyince yaşamak gerekir. Bugün İslam dünyasına baktığımız zaman Kerbela’yı anlamadığımızı görüyoruz. Kerbela’yı anlamak, Kerbela’nın kerb’u belasını bu asra taşımak değildir. Ama bugün maalesef Şam'da, Irak'ta, Yemen’de, Suriye'de dünyanın her yerinde Kerbelalar yaşanıyor.

“Bugün insanlığın yaşadığı en büyük sorun vicdansızlık ve merhametsizlik sorunudur…”

Daha bir hafta önce Ankara'da 99 kardeşimiz hunharca bir katliama uğradı. Bu katliam, hangi inançtan olursa olsun insanın, merhameti ve şefkati kaybettiği zaman, ruhunu, bedenini ve aklını başkalarına sattığı zaman ne kadar vahşi olabileceğini gösteren bir örnektir. Allah hayatını kaybeden bütün kardeşlerimize rahmet etsin. Yaralılara acil şifalar versin.

Bugün insanlığın yaşadığı en büyük sorun vicdansızlık ve merhametsizlik sorunudur. İnsanlık, vicdanını ve merhametini kaybediyor. Bütün ilahi dinler yeryüzünden şiddeti ortadan kaldırmak ve merhameti yerleştirmek için geldi. Efendimiz alemlere rahmet olarak geldi. Efendimiz ‘Yeryüzünde merhametli olanlara gökyüzündekiler de merhametli olur. Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin’ buyuruyor.

Allah, yeniden bütün insanların, Müslümanların yüreğine o büyük merhameti yerleştirmeyi nasip etsin.

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR