İkiyüzlü Bir Hukuk Çıktı Karşımıza
Bu sürecin demokrasiye getirdiği en büyük eksiklik ya da en büyük sakınca parlamentonun yetkilerinin önemli bir kısmının bir kişiye devredilmiş olmasıdır.
4.05.2017 20:45:49
Bu haber
659 kez okundu
REFERANDUM VE SONUÇLARININ TÜRK DEMOKRASİSİNE ETKİSİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Referandum ve Sonuçlarının Türk Demokrasisine Etkisi” başlıklı 130. Bab-ı Ali Toplantıları’ndaki konuşması şöyle:
Efendim izin verirseniz sizlere sevgili dostlarım diyerek başlamak isterim. Ülkenin geleceğinden hepimiz sorumluyuz hangi görüşten olursak olalım, hangi inançtan, hangi kimlikten olursak olalım ülkenin geleceğinden sorumluyuz. Neden sorumluyuz? Çünkü bu toplantıya geldik, referandum sonrası ne olacak, öncesinde ne oldu ve bizler eğer bir sorunla karşılaşıyorsak bu sorunu aşmak için oturup çaba harcamalıyız. Bu ülkenin aydınları olarak, okumuşları olarak, dünyayı sorgulayan insanlar olarak oturup düşünmeliyiz.
Sayın Başkan, telefon ettiğinde henüz daha referandum sonuçlanmamıştı. “Referandum ve sonuçlarının Türk demokrasisine etkileri konusunda bir toplantı yapabilir miyiz” diye sordu ben de “olur” dedim. Bugün toplantımızın ana konusunu bu oluşturuyor.
Şimdi referandum ve sonuçları; referandum aslında katılımcı demokrasinin çok önemli bir ayağı. Bütün ülkeler çok temel konularda halkın oyuna başvururlar ve dolayısıyla ülke için hayati önem taşıyan bir konu konusunda vatandaşın eğilimini alırlar. Vatandaş evet veya hayır diyerek düşüncelerini açıklar. Bu açıdan referandumu katılımcı demokrasinin önemli bir ayağı olarak görmemiz gerekiyor. Burada sorulması gereken soru şu; referandum çok güzel yapalım, referandum hangi koşullarda olursa amacına uygun olur. Hangi koşullarda biz referandumu gerçekleştirmeliyiz, hayata geçirmeliyiz? Çünkü bu koşullara dikkat ettiğimiz zaman, bu soruyu cevaplandırdığımız zaman bir demokrasi anlayışımızı da ortaya koymuş olacağız. İki; demokratik standartlarımızı ortaya koyacağız. Üç; oylamanın, yani referandumun meşruiyetini ortaya koymuş olacağız. Peki soruya nasıl yanıt vereceğiz? Hangi koşullarda referandum yapılmalı? Üç tane temel sorusu var bunun.
Birincisi şu; özgürlükçü bir ortamda referandum yapılmalıdır. Herkes düşüncelerini özgürce dile getirebilmelidir. Ortamın böyle olması lazım.
İkincisi; halk süreç öncesinde ve süreç içinde bilgilendirilmelidir. Eğer bu yasa önce parlamentoda görüşülüyorsa parlamentoda, komisyonda görüşülüyorsa komisyonlarda, süreç içinde bunların hepsinin olması gerekiyor. Halk bilgilendirilmelidir.
Üçüncüsü; “Evet” ve “Hayır” oyu kullanılacağına göre eşit koşulların sağlanması gerekiyor.
Dönüp bizim referandum sürecine bakalım. Birincisi; özgürlükçü bir ortamda yaptık mı? Hayır. Bunu dünyada bilmeyen hiç kimse yok. Altını çiziyorum, dünyada bilmeyen hiç kimse yok. Herkes bu referandumun eşit koşullarda yapılmadığını gayet iyi biliyor. Devletin bütün imkanlarının kullanılması, özgürlükçü bir ortamda olmaması, kanun hükmünde kararnameler, olağanüstü hal uygulamaları. Bütün bunlar referandumun üzerinde bir gölge olarak durdu. Hep beraber gördük bunu. Süreç öncesinde veya süreç sırasında bilgilendirme oldu mu yeterli bilgilendirme? Hayır. Bu da çok açık. Bunu da herkes çok iyi biliyor. Parlamentodaki görüşmeler yeteri kadar kamuoyuna yansımadı, televizyonlar yeteri kadar bunları vermediler. Tek boyutlu bir tartışma programları geniş bir medyada yer aldı. Dolayısıyla yapılan düzenlemelerin Türkiye için ne kadar mükemmel düzenlemeler olduğu ama aksi görüşü savunanların biraz geriye itildiği bir süreci hep beraber yaşadık, hep beraber tanık olduk. Dolayısıyla bilgilendirme yeteri kadar olmadı ve sağlıklı da olmadı. Eşit koşullarda gidildi mi? Hayır eşit koşullarda da gidilmedi bunu da herkes biliyor zaten. Ama bütün bunlara rağmen ortaya bir sonuç çıktı.
“YARGI ÇETESİ”
Şimdi değerli arkadaşlarım, ortaya çıkan sonuç ve bunun demokrasiye etkileri ana konumuza gelelim. Ortaya çıkan sonuç yüzde yüz inandığım bir şeyi ifade edeyim, “Hayır”ın yüksek olduğu bir sonuç çıktı ortaya. Sandığa gidip oy kullanan bütün vatandaşlar benim için çok değerli. Onlara bir sefer yürekten teşekkür etmemiz lazım. Gittiler ve oylarını kullandılar bu kadar baskıya rağmen, şantaja rağmen. Acaba oyumu açıklarsam başıma bir bela gelir mi, gelmez mi kaygısına rağmen gittiler oylarını kullandılar. Yüksek Seçim Kurulunun son anda aldığı bir karar olayı tamamen değiştirdi. Bu referandum sürecinin meşruiyetine gölge düşürdü. Yasaya açıkça aykırı bir kararı almaktan çekinmediler. Yüksek Seçim Kuruluyla ilgili çok şeyler söyledim. Son kullandığım deyim “çete” oldu. Bir “yargı çetesi” var orada. Eleştirdiler “neden çete diyorsunuz” diye. Yasaya uygun davranmayan insanların bir araya gelip karar aldıkları süreç çete sürecidir zaten. Burada bir yasa var mı? Var. Yasa açık mı? Açık. Hiçbir yoruma yer vermeyecek kadar açık mı? Açık. “Mühürsüz oy pusulaları geçersizdir” diyor mu yasa? “Geçersizdir” diyor. Peki siz nasıl geçerlidir dersiniz? Doğru bir tanımlama değil, ama yapıldı bütün bunların tamamı yapıldı. Şimdi bu süreç demokrasiye ne getirdi bizim demokrasimize? İyi bir süreç mi, kötü bir süreç mi, nedir ne değildir? Aslında sonucu hepimiz biliyoruz. Üç aşağı beş yukarı demokrasi kültürünü eleştiren veya sorgulayan herkes önümüzdeki süreçte başımıza nelerin geleceğini gayet iyi biliyor: Tek adam rejimi. Doğru tek adam rejimi geliyor. Her türlü yetkiye sahip. Zaten bunu biliyoruz. Fiili durum da böyleydi, Sayın Bahçeli’nin tanımına göre, fiili durum da zaten böyleydi her türlü yetkiye sahip. Bir söylemiyle savcılar harekete geçer, bir başka söylemiyle insanlar hapse atılır. Bir söylemiyle hapistekiler çıkarılır, bir başka söylemiyle de parlamento harekete geçer. Dolayısıyla böyle bir rejimle karşılaştık.
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2