"Mutabakatın bu kadar uzun sürmesinin asıl maddesi ise Gazze'de yaşayan Filistinlilerin günlük yaşamında karşı karşıya kaldıkları zorluklardır, izolasyondur. Bu hususta uzun görüşmeler yapıldı ve nihayet bir karara varılmış durumda"
Yıldırım, İsrail ile yürütülen müzakerelerin ardından varılan mutabakata ilişkin Çankaya Köşkü'nde basın toplantısı düzenledi.
Türkiye ile İsrail arasında bir süredir devam eden diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik görüşmelerin ve müzakarelerin dün itibarıyla bir mutabakat metninde iki tarafça uzlaşıldığını belirten Yıldırım, "Böylece ilişkilerin normale döndürülmesiyle ilgili süreç başlamış oldu. Mutabakat metni yarın Dışişleri Müsteşarımız Türkiye tarafından ve İsrail tarafından da muhatabı ile imzalanacak. O imzadan sonra onay süreçleri var. İsrail'de onay Bakanlar Kurulu'nda. Bizde ise Meclis'te tamamlanmış olacak. En kısa sürede büyükelçilikler faal hale getirilecek ve büyükelçilerin ataması yapılmış olacak." diye konuştu
Yıldırım, 31 Mayıs 2010'da insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisi'ne yapılan baskın sonucu İsrail ile diplomatik ilişkileri askıya aldıklarını anımsattı.
2013 Mart ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayarak bu olaydan dolayı özür dilediğini anımsatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"Böylece anlaşmaya giden yolda ilk adımı atmıştık ancak Türkiye'nin şartları sadece özür ile sınırlı değil, iki tane daha önemli şartı vardı. Bunlardan birisi özellikle Filistin'e, Gazze'ye uygulanan ambargoların hafifletilmesi ve buraya yapılacak insani yardımların ve yatırımların önünün açılması... Diğer konu da Mavi Marmara baskınında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tazminat ödemesi. Bu iki husus da bu mutabakat metninde karar altına alınmıştır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına tazminat ödenecektir. Bu tazminat miktarı da 20 milyon dolar tutarındadır. Mutabakatın bu kadar uzun sürmesinin asıl maddesi ise Filistin'de, Gazze'de yaşayanların günlük yaşamında karşı karşıya kaldığı zorluklardır, izolasyondur ve dış dünyadan gerekli yardımları İsrail'in engellemesinden dolayı elde edememesidir. Bu hususta uzun uzun görüşmeler yapıldı ve nihayet burada bir karara varılmış durumda. Bu amaca yönelik önümüzdeki cuma günü ilk gemimiz İsrail'in Aşdod Limanı'na 10 bin tonu aşkın insani yardım ile hareket edecektir. Dolayısıyla oradaki ambargo da Türkiye'nin öncülüğünde ortadan kalkmış oluyor."
Yıldırım, yapılacak işlerin bunlarla sınırlı olmadığını, Gazze bölgesi başta olmak üzere elektrik ve su ihtiyacının karşılanması için hemen çalışmalara başlanacağını, Gazze'de kaba inşaatı tamamlanan 200 yataklı Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesinin de iç donanımlarının yapılarak bir an önce hizmete alınmasının da bu mutabakatta anlaşılan diğer bir husus olduğunu vurguladı.
FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE HAYIRLI UĞURLU OLSUN
TOKİ'nin Gazze'de bir konut projesi olduğunu aktaran Yıldırım, bunun da önünü bu şekilde açmış olduklarını, Cenin Bölgesi'ndeki Eraz Sanayi Bölgesinin yapımına hız verilmesinin de yine bu mutabakat çerçevesinde mümkün hale geldiğini aktardı.
"Varılan mutabakatın ülkemize, Filistinli kardeşlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" ifadesini kullanan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Gazze'de Filistinli kardeşlerimiz çok sıkıntı çektiler. Böylece onlara bir nefes alma imkanını bu mutabakatla sağlamış oluyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi Türkiye, Filistin'in haklı davasının arkasında olacak ve her platformda Filistinlilerin devlet olma hakları dahil haklarını savunmaya devam edecek. Bunun bilinmesinde fayda var. Bu mutabakatla birlikte İsrail ile ilişkiler normalleşmiş oluyor. Mavi Marmara ile Gazze bölgesi başta olmak üzere Filistin'e uygulanan ambargo Türkiye'nin öncülüğünde büyük ölçüde kalkmış oluyor. En önemlisi de İsrail'in 2010'da gerçekleşen bu baskından dolayı Türkiye'den özür dilemesi."
Başbakan Yıldırım, anlaşmanın bugüne gelmesinde emek veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ekibi ile büyük iradeyi ortaya koyan, bu konudaki kararlılığından asla geri adım atmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da şükranlarını sundu.
Yıldırım, İsrail ile yürütülen müzakerelerin ardından varılan mutabakata ilişkin Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Gazze'ye gidecek 10 bin tonluk yardımın hangi kurum tarafından koordine edileceğine yönelik soru üzerine Başbakan Yıldırım, "Yardım AFAD koordinasyonunda olacak, tabii buna katılan özel, kamu birçok kurum var." yanıtını verdi.
Yıldırım, aynı gazetecinin mutabakatın hayata geçirilmesine yönelik takvime ilişkin sorusu üzerine, "Meclis süreci, anlaşma yarın imzalanacak ondan sonra Bakanlar Kurulu Meclise havale edecek, Meclis onayı da hemen onun arkasından gerçekleyecek." dedi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine öncelikle hangi alanlardan başlanacağı sorusuna Başbakan Yıldırım, "Normalleşme her alanı kapsıyor ama öncelik konusuna bakarsak tabii ekonomik ilişkiler ve bölgesel işbirlikleri önde geliyor, diğerleri de tabiatıyla onu izleyecek." karşılığını verdi.
Başbakan Yıldırım, büyükelçilerin atanmasına yönelik takvime ilişkin soru üzerine de "En kısa sürede. Mutabakat metinlerinin iki tarafça onay sürecinin tamamlanmasıyla takvim başlar ve ondan sonraki süre artık haftalar anlamına gelir." ifadesini kullandı.
Aynı gazetecinin büyükelçilik için belirlenen bir isim olup olmadığını sorması üzerine Yıldırım, "İsim çok, Dışişleri Bakanlığı en uygun ismi atar." dedi.
BU ÖNEMLİ BİR ADIMDIR
İsrailli bir gazetecinin, "Sizce ilişkiler gerçekten normale dönecek mi? Yoksa kağıt üzerinde mi kalacak" sorusuna Başbakan Yıldırım, şu yanıtı verdi:
"Anladığım kadarıyla sen bu mutabakattan tam emin değilsin. 'Bu mutabakat çalışmaz' demek istiyorsun. Yıllar aldı, bunu yapmak için, bu mutabakata, bu noktaya gelmek için. Bu önemli bir adımdır, bundan sonrası tabii gelişmelere göre değerlendirilecek husustur. O bakımdan burada İsrail hükümetine de Türk hükümetine de görevler düşmektedir. Bu mutabakatı en iyi şekilde işletmek bölgede ilişkileri normalleştirmek hem Türk halkının hem de İsrail halkının yararınadır. Bu konuda gereken gayretin gösterileceğine inanıyorum. Diğer konular karşılıklı görüşmelerle bir noktaya getirilebilir."
Aynı gazetecinin "Hamas'ın Gazze'de iki yıl önce öldürülen askerlerin cenazelerini iadesi konusunda zorlayacak mısınız" sorusuna Başbakan Yıldırım, "Bütün detaylara girersek...Filistin tarafının da talepleri var. Onları hep beraber konuşmak lazım. Münferit olayları şu anda burada değerlendirmek çok sağlıklı olmaz." diye konuştu.
Türkiye'de Hamas ofisinin olup olmadığının sorulması üzerine Yıldırım, "Tabii ki Türkiye'de, Filistin ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ilişkilerinin takip edilmesi için gerekli diplomatik mekanizmalar eskiden olduğu gibi bundan böyle de olmaya devam edecek." dedi.
Süreçte hayatını kaybedenlerin aileleriyle görüşülüp görüşülmediğinin ve tazminatın nasıl verileceğine ilişkin soruya Yıldırım, tazminatın anlaşma yürürlüğe girdikten sonra İsrail tarafının toptan yatıracağını ve bunların hak sahiplerine ulaştırılmasının ise Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin teminatı altında olacağını belirtti.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu ikili bir anlaşmadır, uluslararası ikili anlaşmadır. İkili anlaşmanın diğer anlaşmaların üzerinde bir statüsü vardır. O bakımdan geçerli olan anlaşma bu olacaktır. Şehit olan vatandaşlarımızın yakınlarıyla da görüşmeler çok öncesinden yapılmıştır, gerekirse tekrar bu görüşmeler yapılabilecektir."
BU MUTABAKATI ÖNEMSİYORUZ
Bir gazetecinin "Böyle bir normalleşme süreci Rusya ile de olur mu" sorusuna Başbakan Yıldırım, "Niye olmasın? Türk milleti de Rus milleti de bu krizin artık ortadan kalkmasını istiyor, bunun çok anlamlı olmadığını düşünüyor. Bize düşen de irade sahiplerine düşen de bir an önce milletimizin, vatandaşlarımızın bu beklentilerini karşılamak olmalıdır. Bu yönde de güzel gelişmeler var, yakın zamanda bunları da milletimizle paylaşacağız." dedi.
"Elektrik ve su konusunda Türkiye ve Almanya'nın ortak çalışması olacağı belirtiliyor bu ne kadar gerçeği yansıtıyor" denilmesi üzerine Yıldırım, "Elektrik ve su konusu acil konu, bunun için gereken her türlü çalışma yapılacak. Burada biz de yapacağız bu konuda katılmak isteyenler varsa tabii ki memnuniyetle bunu da kabul edeceğiz." karşılığını verdi.
Bir gazetecinin "Mutabakat, Türkiye'nin Gazze'ye ambargoyu kısmen de olsa tanıdığı anlamına gelir" yönündeki bazı eleştirileri hatırlatılması üzerine, şunları ifade etti:
"Ben bu görüşe katılmıyorum. Orada bir fiili durum var, fiili durum da oradaki insanların dünyayla ilişkisi yok. Gayri insani şartlarda ölüm kalım mücadelesi veriyorlar. Biz bir insani ve milli bir görev yapıyoruz. O insanları dünyaya açmak, en temel ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamaktır. Türkiye, burada bir kez daha bölgede mazlum, mağdur, ezilen halkların hamisi olduğunu ortaya koymuştur. O bakımdan bu mutabakatı önemsiyoruz kim ne derse desin."
Almanya Savunma Bakanı'nın İncirlik üssüne ziyaret talebine yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Türkiye izin verecek. Almanya Savunma Bakanı İncirlik'i rahatlıkla ziyaret edebilir, herhangi bir sorun yok." dedi.
AMAÇ İNSANİ YARDIMIN YAPILMASI
"Gazze'nin yeniden inşası için götürülecek olan malzemeler nasıl bir prosedüre tabi tutulacak? Su konusunda sadece bir arıtma tesisi mi kurulacak, yoksa alt yapının yeniden inşası da söz konusu mu?" sorusu üzerine Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:
"Her şey Türkiye'nin gözetiminde ve kontrolünde. Amaç her türlü insani yardımın ve orada tahrip, yok olmuş alt yapının yeniden yapılması, oradaki insanların nefes almasının, hayata dönmesinin sağlanmasıdır. Bu amaca yönelik her türlü faaliyet tarafımızdan koordine edilecek, İsrail Hükümetinin de işbirliğiyle kolaylaştırılacak. İşin özü budur."
"İsrail'le varılan anlaşma içinde 'Türkiye üzerinden İsrail doğalgazının satışı' da var mı? İsrail Başbakanı Netanyahu, 'Gazze'ye denizden abluka devam edecek.' dedi. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz?" sorusuna Yıldırım, "Biz, ilişkilerin normale dönüştürülmesini konuşuyoruz. Diplomatik ilişkilerin iki ülke arasında normale dönüştürülmesi... Bir kere normalleşme başlasın, ondan sonra hangi konuda ne kadar işbirliği yapacağımız, iki ülkenin gayretleriyle doğru orantılı." yanıtını verdi.
Yıldırım, detayları şimdiden konuşmanın bir anlamı olmadığını belirterek, "Mutabakatın içeriği bellidir. Söylenen ne olursa olsun, sonuç Filistin'de, Gazze'de sıkıntı yaşayan, temel ihtiyaçlarını dahi karşılama imkanı olmayan kardeşlerimize erişimin sağlanmasıdır. Olayı böyle görmemiz lazım." ifadesini kullandı.
"Mutabakata göre, Filistin'e gönderilecek 10 bin tonluk yardım malzemesi içinde herhangi bir sınırlama var mı?" sorusuna, Yıldırım, "10 bin ton az bir miktar mı? İlk seferde 10 bin ton gidiyor, Mavi Marmara'dakinin kat kat fazlası." karşılığını verdi.
ATEŞKES ANTLAŞMASI İMZALAMIYORUZ
"Anlaşma kapsamında, 'Türkiye'nin, Hamas'ın İsrail'e saldırmayacağını taahhüt ettiği' iddiası var. Böyle bir madde var mı? İsrail'den de Hamas'a, Gazze'ye, Filistin'e yönelik bir saldırı gerçekleştirilmeyeceği yönünde bir taahhüt istendi mi?" sorusunu, Yıldırım, "Biz bir ateşkes anlaşması imzalamıyoruz. Biz, Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin normale dönüştürülmesi konusunda bir mutabakata vardık. Burada savaşı tetikleyen, savaşı durduran, konumuzla ilgisi olmayan hiçbir hüküm yok." diye yanıtladı.
Başbakan Yıldırım, Türkiye'den özür dilenmesinin, Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlere tazminat ödenmesinin gerçekleştiğini anımsatarak, uzun süredir üzerinde çalışılan, zaman alan konunun Filistin'e, Gazze'ye erişimdeki zorlukların ortadan kaldırılması olduğunu, bunda da mutabakata varıldığını bildirdi.
"Filistin'e yardım nereden gidecek? Bir tören olacak mı? Törene katılacak mısınız?" sorusu üzerine Yıldırım, "Mersin'den hareket edecek. Katılması gereken arkadaşlar katılırlar. Koordinasyonu yapacak arkadaşlar mutlaka katılacak." dedi.