Üst Header Banner Reklam
KILIÇDAROĞLU'NUN KOALİSYON AÇIKLAMASI
Başarısızlıkla sona eren koalisyon görüşmelerinin ardın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu açıklamalarda bulundu.
13.08.2015 17:48:16
Bu haber 541 kez okundu
KILIÇDAROĞLU'NUN KOALİSYON AÇIKLAMASI

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: "Tarihi bir fırsat kaçtı"
CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı yapan Kılıçdaroğlu, "Bize koalisyon önerisi gelmedi" dedi.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu ile Ankara Palas Devlet Konukevi’nde yaptığı görüşmenin ardından CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Genel Başkan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Değerli basın mensupları, bizleri televizyon başında izleyen saygıdeğer yurttaşlarım, bugün aslında Türk Demokrasi tarihi açısından önemli bir gün. 7 Haziran’da seçimler yapıldı. Ortaya çıkan tabloyu hepimiz biliyoruz. Seçimlerde milli irade bir partinin tek başına iktidar olmasına imkan vermedi. Geriye ne kalıyor? Koalisyon.
Biz sorumluluğumuzun gereği olarak, 7 Haziran’dan hemen sonra 15 Haziran 2015’te Parti Meclisi’mizi topladık. Türkiye’de nasıl bir koalisyon olmalı, ateş çemberinden çıkan bir Türkiye nasıl huzura kavuşacak bunun çalışmasını yaptık. 14 madde halinde ilkelerimizi belirledik. Hukukun üstünlüğü, yeni bir anayasa, emekliye ikramiye, asgari ücret, Sayın Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlar içine çekilmesi, örtülü ödeneğin sadece Başbakan tarafından kullanılması gibi 14 temel ilkemizi saptadık ve bu ilkeleri kamuoyu ile paylaştık. Dedik ki bu ilkeler aslında evrensel ilkelerdir. Bu ilkelere itirazı olan varsa çıksın şu ilke yanlıştır desin. Bugüne kadar bize şu ilke yanlıştır diye yöneltilen hiçbir soru olmadı.
Değerli basın mensupları, teamüllerinde gereği olarak Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Davutoğlu’na görev verdi yeni hükümeti kurmak üzere. 13 Temmuz’da Sayın Davutoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi’ni ziyarete geldi. Oldukça güzel bir görüşmemiz oldu. Sıcak, entelektüel derinliği de olan güzel bir görüşme oldu. O görüşmede ben arkadaşlarımla beraber Sayın Davutoğlu’na şunları ifade ettim; Eğer Türkiye gerçekten sorunlarını aşabilecek bir hükümet kurmak istiyorsa bizim görüşümüz şudur dedim;

1- Yüksek profilli bir hükümetin kurulması lazım. Yani parlamentoda yeterli ağırlığı olan reform yapabilecek, gerekirse de anayasayı değiştirebilecek bir parlamenter ağırlığının olması lazım. Yüksek profilli bir hükümet.
2- Türkiye ekonomik açıdan, dış politika açısından, sosyal açıdan ciddi sorunlarla karşı karşıya. Ve Türkiye bu sorunları aşmak zorunda. O nedenle kurulacak hükümetin 4 yıllık bir hükümet olması lazım.

3- Ve bize göre çok önemli olduğunu Sayın Davutoğlu’na ifade ettim. Kurulacak koalisyonun ortaklarının samimi ve dürüst olması lazım. Yani kapalı kapılar ardında farklı söylemler, farklı arayışlara girmemeleri lazım. Sayın Davutoğlu bunun üzerine, o zaman biz koalisyon görüşmelerine başlayabiliriz. Hay hay dedik. Çünkü biz açıkça söylüyorum, daha öncede ifade ettim. Bizim için önemli olan CHP değil, bizim için önemli olan Türkiye. Her seferinde söyledik. Biz Türkiye’nin çıkarları için bu ülkenin insanlarının herhangi bir sorunla karşılaşmaması için elimizi taşın altına koymaya hazırız dedik. Bunun için gerekirse oy kaybetmeye de hazırız dedik. Bu kadar açık, bu kadar net düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaştık. Sonra görüşmeler başladı. Görüşmelerin Sayın Davutoğlu’nun da belirttiği gibi çok güzel bir ortamda geçtiğini ifade etmek isterim. Görüşmelere katılan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin değerli yöneticilerine, üyelerine gerçekten de teşekkür ediyoruz. Hem entelektüel açıdan, hem güncel sorunların tartışılması açısından son derece düzeyli bir tartışma geçti 5 gün. Tartışmalardan sonra Sayın Davutoğlu, ilk görüşmenin devamı olarak Başbakanlık konutuna davet etti. Oraya gittik. Sayın Davutoğlu’yla görüştük. Sayın Davutoğlu’na görüşmelerin bu kadar uzamasının beni de partimizi rahatsız ettiğini ifade ettim. Eğer görüşmelere geçilecekse müzakerelere, biran önce geçilmeli. Bu kadar uzun sürmesi bizi ve tabanımızı rahatsız ediyor diye ifademi de dile getirdim. Sayın Davutoğlu, bize 2 öneri getirdi. Kısa süreli bir seçim hükümeti ki bu beraber oluşturulabilir ve ya siz, biz bir azınlık hükümeti kurarsak, bizi dışardan destekler misiniz? Kendisine bütün iyi niyetimle şunu ifade ettim. Önerilerinizi aldım. Partimizin yetkili organlarına götüreceğim. Çünkü bizim içtüzüğümüze göre, yetkili organların karar alması gerekiyor. Ondan sonra da görüşme size beyan edeceğim. MYK’da 2 öneriyi de görüştük. Merkez Yönetim Kurulumuz bir karar aldı. İlk başta Sayın Davutoğlu’na söylediğimiz kararı yine tekrarladık. Türkiye’nin çok ciddi sorunları var, bu sorunları aşması gerekiyor. Yüksek profilli bir hükümetin olması gerekiyor. En az 4 yıllık bir seçim döneminde bu koalisyonun görev yapması gerekiyor. Ve koalisyon ortaklarının samimi ve dürüst olarak birbirleriyle kenetlenmeleri gerekiyor. Bu görüşümüzü kamuoyuyla da paylaştık.
Bugün Sayın Davutoğlu’yla yine bir araya geldik. Yine son derece rahat, güzel bir atmosferde sohbetimiz oldu. Sayın Davutoğlu’na kendi konutunda yaptığımız görüşmeyi Merkez Yönetim Kurulu’na götürdüğümüzü, orada görüştüğümüzü, bu görüşmeyi tıpkı 14 ilkeyi nasıl kamuoyuyla paylaştıysak, bu görüşmenin sonuçlarını da kamuoyuyla paylaştığımızı ifade ettim. Umarım sizde görmüşsünüzdür ve değerlendirmişsinizdir dedim. Sayın Davutoğlu gördük ve değerlendirdik dedi.
Değerli arkadaşlar, bize şuana kadar bir koalisyon önerisi gelmiş değildir. Bir seçim hükümeti önerisi gelmiştir. 3 aylık bir süre içinde belli konuları yapalım, gündemimizi oluşturalım, 3 ay içerisinde bunları yaptıktan sonra parlamentoda sonra da seçime gidelim. Bu bizim Merkez Yönetim Kurulunun aldığı karara uygun değildi. Şahsi kanaatimi bütün yurttaşlarımla paylaşmak isterim. Milli irade diyoruz. Milli iradeye saygı şudur değerli arkadaşlar. Milli irade, siyasal partiler arasında bir oy bölüşümü yapmış ise ve bir siyasal partiyi tek başına iktidara getirmemişse, liderlere düşen milli iradeye saygının gereği olarak bir koalisyon oluşturmaktır. Eğer siz ben koalisyonu oluşturamıyorum, seçime gideceğim derseniz, o zaman siz milli iradeden nasıl söz edeceksiniz. Bunun denenmesi gerekiyordu. Ve Türkiye’nin tarihi bir fırsatı kaçırdığını düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye’nin bir ateş çemberinden geçtiğini söyledim. Terör bir tarafta, ekonomideki sorunlar bir tarafta, dış politikadaki sorunlar bir tarafta, bütün bu sorunların kalıcı hale gelmesi ya da derinleşmesi bizde büyük bir rahatsızlık yaratıyor. Biz milli iradenin gereği olarak, bir koalisyon müzakeresi sonucunda bir iyi niyetle bir hükümetin kurulması ve sorunların çözülmesinden yanaydık bunu ifade edeyim. Ama şunu da açık yüreklilikle ifade etmek isterim. Bu gerçekleşmedi ama AKP ile CHP arasında yapılan bu görüşmeler bana göre çok önemli. Şu açıdan önemli; en azından Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin her konuda görüşünü öğrenmiş oldu. Biz hangi konuyu başlık olarak seçtilerse, o konudaki görüşlerimizi bütün açık yürekliliğimizle ifade ettik. Dolayısıyla bunun demokrasimize bir katkı sağladığını yürekten inanıyorum. Sözlerimizi noktalarken şunu da ifade edeyim. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Türkiye büyük bir ülkedir, Türkiye güçlü bir ülkedir. Türkiye kendi sorunlarını aşabilecek kapasiteye sahip bir ülkedir. Kendi ülkemize güvenelim. Biz kendi ülkemize güveniyoruz. Sorunları çözebiliriz. Sorunları çözümsüz hale getiren üzülerek ifade edeyim, siyaset kurumunun başındaki yöneticilerdir. Biz halkımıza da güveniyoruz. Halkın verdiği oyları da başımızın üzerinde taşıyoruz. Milli iradeye saygı olarak görüyoruz bütün davranışlarımızı. Bu çerçevede yola çıktık, bu çerçevede geldiğimiz nokta bu. Bundan sonraki takdir, tümüyle yüce milletimize ait. Nasıl takdir ederse, bizde o taktire her zaman saygı duyacağız. Teşekkür ediyorum değerli basın mensupları.

Muhabir – Sayın Genel Başkan, Başbakan konuşurken koalisyonun olmamasına dönük, 2 başlığı anlattı. Eğitim ve dış politika. Hatta AKP kaynakları, imam hatipler konusunu gündeme getirdiler. Öncelikle bu konular gündeme geldi mi bir? İkincisi siz şuandan itibaren teamül gereği, hükümeti kurma görevini Sayın Cumhurbaşkanı’ndan bekliyor musunuz? Çünkü Sayın Davutoğlu, 23’üne kadar yine kendisinin temaslarda bulunmasını işaret etti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ve çok açık bir şekilde erken seçim telaffuz etti Sayın Davutoğlu. Hatta Kasım ayını ifade etti. Siz nasıl bakıyorsunuz bu konularda?
Kemal Kılıçdaroğlu – Son sorudan başlayayım. Bizim teamüllere göre Sayın Cumhurbaşkanı, anayasa gereği en çok oyu alan partinin liderine görev verdikten sonra kendisi parlamentoda güvenoyu alacak bir hükümet kuramıyorsa, görevini götürüp iade edecektir. Aksi halde buna biz yetki gaspı deriz. Bu demokrasiyi ve bizim teamüllerimizi zedeler. Çoğunluğu sağlayacak, güvenoyu alacak hükümet kuruyorsa elbette buna söyleyeceğimiz hiçbir şey yok. Ama hem çoğunluğu sağlayamıyorum, güvenoyu alacak bir hükümet kuramıyorum ama götürüp de iade etmeyeceğim derseniz, bu ahlaki değil.

Eğitim konusuna gelince, az öncede söylediğim değerli arkadaşlarım, bir müzakere olmadı ki. Hangi alanda bir müzakere oldu? Görüşlerimizi sordular, görüşlerimizi ifade ettik. Ama ben ve arkadaşlarım, şunu açık yüreklilikle ifade ettik. Doğrudan doğruya ben Sayın Davutoğlu’na ifade ettim. İmam hatipte okuyan çocuklarımız bizim çocuklarımızdır. O çocuklarımızın çok iyi eğitim almasını isteriz. İmam hatip okullarıyla ilgili hiçbir sorunumuz yoktur. Ama eğitim sistemiyle bizim sorunumuz vardır. Hiçbir veli bu eğitim sisteminden memnun değildir. Türkiye bilgi toplumunu yakalayacaksa, eğitim sistemiyle yakalayacaktır. Türkiye orta gelir tuzağından ve orta teknoloji tuzağından kurtulacaksa eğitimle olur bu. Biz bunu ifade ettik. Onun dışında imam hatip okullarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz ne düşünmüyorsunuz diye herhangi bir sorun bize gelmedi ama size söylediğim bu konuları doğrudan doğruya CHP’nin Genel Başkanı olarak, Sayın Davutoğlu’na kendim Başbakanlık konutunda aktardım.

Muhabir – Kemal Bey, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yönlendirmesinin olduğunu düşünüyor musunuz? 45 gün boyunca, anayasal süreç için Türkiye’nin oyalandığını düşünüyor musunuz? Ve son olarak şunu sormak istiyorum; müzakere olarak koalisyon hükümetini müzakere etmedik dediniz ama karşılıklı görüşlerinizi aktardığınızı ifade ettiniz. Özellikle hangi başlıklarda anlaşamayacağınızı gördünüz? Teşekkürler.
Kemal Kılıçdaroğlu – Biz anlaşamayacağımız bir başlık görmedik. Onu açıkça ifade edeyim. Sayın Cumhurbaşkanı’nın etkisi olmuş mudur? E buna yanıtı kamuoyunun ve Sayın Davutoğlu’nun vermesi lazım.

Muhabir – Efendim, Sayın Davutoğlu’nun açıklamalarında ben görev aldığımda bütün formüller tüketilmişti yönünde bir açıklamaları var. Yani %60’lık blok önerisini dahil ederek. Bu açıklamayla ilgili ne düşünüyorsunuz? Yani siz o görüşmeye gittiğinizde aslında belli sınırlarınız, belli çizgileriniz var mıydı da buna yönelik bir adım atıldı?
Kemal Kılıçdaroğlu – Çizgi diye bir şey gündeme gelmedi. Sadece ana başlıklar itibariyle, örneğin anayasa konusunda CHP ne düşünüyor? Anlattık. Eğitim konusunda CHP ne düşünüyor? Onu da anlattık. Dış politika konusunda CHP ne düşünüyor? Onu da anlattık. Onlarda kendi düşüncelerini bize aktardılar. Dolayısıyla bir müzakere, bir koalisyon müzakeresi söz konusu olmadı. Birbirimizi dinledik karşılıklı. O kadar. Ve ben bu rahatsızlığımı dediğim gibi sürenin uzaması dolayısıyla Sayın Davutoğlu’na ifade ettim. Onun üzerine Perşembe günü görüşüp bu işi noktalamamız gerektiği konusunda bir mutabakat sağladık.

Muhabir – Efendim, AKP’yle yapılan görüşmelerin çok önemli ve değerli olduğunu söylediniz. Eğer sandıktan erken seçimde yine benzer bir sonuç çıkarsa, AKP ile yeniden bir koalisyon görüşmelerine başlamaya kapınız açık mı acaba?
Kemal Kılıçdaroğlu – Önce bir erken seçim olacak mı, olmayacak mı bir onu göreceğiz. Çıkan sonuçlar nasıl olacak onu göreceğiz. Az öncede söyledim. Bizim ülke yönetiminde esas aldığımız bir nokta var. Türkiye’nin çıkarları. Türkiye’nin çıkarları neyi gerektiriyorsa, bizim insanımızın çıkarları neyi gerektiriyorsa, bu milletin çıkarları neyi gerektiriyorsa biz o çıkarların yanında olacağız.
Muhabir – Efendim, Sayın Başbakan’ın ifadesiyle tek seçenek erken seçim. Sizin içinde böylemi ve bununla birlikte bu erken seçime nasıl gidilebilir? Meclisten bir karar için tekrar Başbakan Ahmet Davutoğlu partilerle temasım olabilir dedi. MHP’yle aynı zamanda sizinle. Size meclisten bir erken seçim kararı çıkartmak için gelirlerse yanıtınız ne olur? Yoksa bu kararı Cumhurbaşkanı mı almalı?
Kemal Kılıçdaroğlu – Bir gerçeği unutmayalım. Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir. Demokrasi, kendi sorunlarını çözebilecek bir kurumdur aynı zamanda. Demokrasiyi çözümsüz, belli sorunlar karşısında çözümsüz görmek doğru değil. O zaman demokrasiye inanmamak demektir. Hele hele bugünden erken seçimi tek seçenek olarak ifade etmeyi de doğru bulmuyorum.

Muhabir – Sayın Genel Başkan. Deniz Baykal görüşmeler esnasında bir tiyatro sahnesi sergileniyor demişti. Sizde aynı fikirde misiniz?
Kemal Kılıçdaroğlu – Bu sorunun bu ortam için çok uygun bir soru olmadığını ifade edeyim bir...
İki, gerçekten de konuşmamın başında da ifade ettim; yapılan görüşmeler karşılıklı saygı esası çerçevesinde olmuştur ve gelişmiştir. Ve sonunda da noktalanmıştır.
Hepinize teşekkür ediyorum değerli arkadaşlar.”

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR