KUZEYFIRTINASI.COM KUZEYİN SESİ

“Musul’daki Askerlerimizin Geri Çekilmesi Söz Konusu Değil”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Dragan Çoviç ve Konsey Üyesi Bakir İzzetbegoviç ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Türk askerlerinin muharip olarak değil, eğitimci olarak Musul’a gittiğini vurgulayarak, “Bu eğitimi veren askerlerimizin sayısı, eğitim verdikleri Peşmerge sayısına, miktarına göre çoğaltılır veya azaltılır. Bunu geri çekmek gibi bir şey şu anda söz konusu değil. Biz Türkiye olarak şu anda dünyada, özellikle bölgedeki gelişmelerde koalisyon güçleriyle müşterek hareket alanını kendimize seçmiş bulunuyoruz ve talep edilmediğimiz bir yerde yokuz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, davetlisi olarak Türkiye’ye resmî bir ziyarette bulunan Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Çoviç ve Konsey Üyesi İzetbegoviç ile birlikte, yaptıkları baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bosna-Hersek’in liderleri basın mensuplarının sorularını cevaplayarak, yaptıkları görüşmeye ve gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

“BOSNA-HERSEK’TEKİ HUZUR VE İSTİKRAR, AVRUPA’NIN BARIŞI, İSTİKRARI VE GÜVENLİĞİ BAKIMINDAN DA ÖNEMLİDİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Balkanların kalbi Bosna-Hersek’ten gelen misafirlerimizi bugün Ankara’da ağırlamaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum’ sözleriyle başladığı açıklamasında, ziyaretin, Türkiye’nin Bosna-Hersek’le ilişkilerini ve iş birliğini çok daha ileri taşıyacağını söyledi. Bosna-Hersek’teki huzur ve istikrarın, yalnızca Balkanların değil, tüm Avrupa’nın barışı, istikrarı ve güvenliği bakımından önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüzden Bosna-Hersek halklarının, ülkenin menfaatlerini ön plana çıkararak hareket etmesinin büyük önem arz ettiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptıkları görüşmelerde Türkiye’nin her alanda Bosna-Hersek’in yanında olduğunu vurguladıklarını ve Avrupa kurumlarıyla bütünleşmesine ve Avrupa-Atlantik yönelimine verdiği desteğin altını çizdiklerini ifade etti.

Bosna-Hersek’te üç lider arasındaki ortak akıl oluşturma ve müşterek çalışma gayretlerinin örnek teşkil ettiğini söyleyen ve bundan dolayı kendilerini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi'nin dış politika alanındaki yol gösterici ve kararlı tutumunun, ülkenin diğer kurumlarına da örnek olduğunu vurguladı. Türkiye olarak bundan sonra Bosna-Hersek’in iyi ve kötü günlerinde, ihtiyaç duyacakları her an yanında olacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek siyasi, gerek iktisadi, ticari, askerî alanda, her alanda Bosna-Hersek ile müşterek çalışmalarımızı sürdürmekte kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Terörün, iki ülkenin yanı sıra Balkanlar ve Avrupa’nın da huzuruna kast ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörün amacının, sosyal dokuyu tahrip etmek, farklı toplum kesimleri arasındaki kader birliğini dinamitlemek olduğunu gayet iyi biliyoruz” dedi ve terör eylemlerine karşı Bosna-Hersek halkının gösterdiği birlik ve beraberliğin, önümüzdeki dönemde de sürdürüleceğinden emin olduklarını söyledi. Türkiye’nin de, terörle mücadelesinde de her zaman Bosna-Hersek’in ve dostlarının yanında olacağını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Bosna-Hersek ile olan dayanışmasını, özellikle serbest ticaret anlaşmasıyla çok daha ileriye taşımanın gayreti içerisinde olduğunu açıkladı.

“TÜRK ASKERİ, EĞİTİM İÇİN MUSUL’A GİTMİŞTİR”

Bir basın mensubunun, Irak’tan gelen talep üzerine eğitim amacıyla Musul’da bulunan Türk askerinin orada bulunması ile ilgili olarak uluslararası belli çevrelerce yapılan tartışmaları ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın bugün ülkedeki temaslarını hatırlatarak, “Dün Barzani ile görüşmenizde konu gündeme geldi mi? Irak Merkezi Yönetimiyle bu konuda bir temasınız oldu mu? Türk askeri orada kalmaya, Musul’da kalmaya devam edecek mi? Konuyu BM Güvenlik Konseyine taşıyan ve olumsuz yanıt alan Rusya’nın tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle cevapladı:

“Öncelikle Musul meselesinde bildiğiniz gibi buraya Türk askerinin gitmesi aslında 2002 yılında olan bir harekettir ve bu hareketten sonra da 2014’te merkezi yönetim Haydar Abadi’nin bizi ziyaretlerinde kendilerinin bizden eğitim noktasında talepleri olmuştur. Gerek asker, gerekse polis olarak bu tür talebi olmuştur. Bizim oraya giden askerlerimiz muharip olarak gitmemiştir, eğitimci olarak gitmiştir ve şu anda orada gerek Başika’da, gerek diğer kamp yerindeki yaptıkları iş eğitimdir. Tabi bu eğitimi veren askerlerimizin sayısı, eğitim verdikleri Peşmerge sayısına, miktarına göre çoğaltılır veya azaltılır. Bunu geri çekmek gibi bir şey şu anda söz konusu değil. Ve bu ayın 21’inde de zaten gerek Kuzey Irak, gerek Türkiye, gerekse Amerikalı dostlarımızla üçlü bir toplantı, bir çalışma da ayrıca yapılacaktır. Bu çalışmalarla da Kuzey Irak’taki, hatta Irak’ın genelindeki gelişmeleri de değerlendirme fırsatı olacaktır.

“TALEP EDİLMEDİĞİMİZ BİR YERDE YOKUZ”

Bir gerçeğin altını çizmem lazım, o da şudur: Rusya Federasyonu’nun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne gitmesi ne adına; o ayrı bir sorundur. Bir defa, Rusya Federasyonu burada taraf değildir, ne adına oraya gidiyor, o da ayrı bir konu. Ve Türkiye olarak bizler oradan verilen cevabı da şu anda gördük. Nitekim Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu müracaatı bildiğiniz gibi reddetti. Bundan sonraki süreçte ne olur, onu da izlemeye devam ederiz. Ama biz Türkiye olarak şu anda dünyada özellikle bölgedeki gelişmelerde koalisyon güçleriyle müşterek hareket alanını kendimize seçmiş bulunuyoruz ve talep edilmediğimiz bir yerde yokuz. Her talep edilen veya eden ülkeye de olumlu cevap vermeye kimse mecbur değildir.

Ama bizim bir özelliğimiz var; nedir bu? Bizim bir tarafta 911 kilometre Suriye’yle sınırımız var, bu bizim için hayati önem ifade etmektedir, öbür tarafta yaklaşık 390 kilometre Irak’la sınırımız var, bu da bizim için bir hayati önem arz etmektedir. Peki, Rusya Federasyonu’nun bu ülkelerle bir sınırı mı var? Tartus’da zaten zamanında kendisine orada malum bir üs gibi bir yer kurmuşlardı. Şimdi o yetmedi, bir de daha kuzeyde, Lazkiye’nin kuzeyinde yeni bir üs kurmak suretiyle oraya şu anda uçaklarıyla, füzeleriyle yerleşmiş durumda. Önce onu dünyaya izah etmesi lazım; ‘ben burada niye varım, niçin varım?’ Bunları gayet güzel karşılıklı konuştuğumuz zamanlarda hiç gündeme gelmiyordu. Ama şimdi bunların hepsi gündeme geldi ve çok farklı bir yaklaşım içerisindeyken şimdi artık duygusal yaklaşımları görüyoruz. Ve biz Türkiye olarak yine gerilimden yana olmayacağız, sabırlı olacağız. Ve bu sabırla yaklaşım inanıyorum ki diplomatik ilişkilerimizi güçlü hale getirecektir, belki yeniden inşasına vesile olacaktır.”

KONSEY BAŞKANI ÇOVİÇ: “TÜRKİYE’NİN, BOSNA-HERSEK’İN İSTİKRARI İÇİN VERDİĞİ DESTEĞE TEŞEKKÜR EDERİZ”

Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Dragan Çoviç de yaptığı açıklamada, iki ülke arasında çok dostane ilişkilerin devam ettiğini ve gün geçtikçe ilerlediğini belirtti. Çoviç, Türk halkına ve Türkiye’nin son 20 yılda, sosyal ve ekonomik istikrarın sağlanması için Bosna-Hersek’te gerçekleştirdiği hizmetler için teşekkür ederek, “Sayenizde Bosna-Hersek Avrupa’nın ortasında güzel bir ritim tutturabildi ve gençlerimizin ülkemizi terk etmelerini engelleyebildik. Biz bunu tek başımıza başarmamız mümkün olmazdı, o yüzden dostane iş birliğiniz ve yardımınız için tekrar teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Bosna-Hersek’in bir NATO ülkesi olması yolunda, Türkiye’nin verdiği destek için de teşekkür eden Çoviç, “Sizin gibi dostlar olmadan ve bu NATO Birliği’ndeki temsilciliğiniz olmadan bizim bu konuda ilerlememiz mümkün olmazdı” ifadelerini kullandı.

Ortak basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konsey Başkanı Çoviç ve Konsey Üyesi İzetbegoviç’in onuruna Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde resmî akşam yemeği verdi.

YORUMLAR

*

*

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.

Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...