Üst Header Banner Reklam
Omuz Omuza Olmak Zorundayız
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Her kim terörist ise teröristtir. Hiçbir dini, kültürel veya ulusal farklılık, terörist faaliyeti meşrulaştırmaz. Her türlü terörizme karşı omuz omuza olmak zorundayız" dedi.
13.09.2015 16:21:56
Bu haber 724 kez okundu
Omuz Omuza Olmak Zorundayız

 Omuz omuza olmak zorundayız

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Her kim terörist ise teröristtir. Hiçbir dini, kültürel veya ulusal farklılık, terörist faaliyeti meşrulaştırmaz. Her türlü terörizme karşı omuz omuza olmak zorundayız" dedi.

Davutoğlu, NATO Askeri Komite Genelkurmay Başkanları Konferansı'nda yaptığı konuşmada, dünya politikasında ve ekonomisinde genel anlamda krizler ve değişimler döngüsünün meydana geldiği bir dönemden geçildiğini ifade etti.

NATO'nun tarihi analiz edildiğinde üç aşamadan söz edilebileceğini belirten Davutoğlu, bloklar arası çatışmanın var olduğu bir dönemde, en etkili güvenlik ittifakı olarak ortaya çıkan NATO'nun, ikinci aşamada, bloklar arasında değil devletler arası çatışmaların görüldüğü bir dönemle karşı karşıya kaldığını söyledi.

Başbakan Davutoğlu, üçüncü aşamanın yaşandığı günümüzde ise çok daha karmaşık bir zorlukla karşı karşıya olunduğunu vurgulayarak, günümüzde topluluklar arasında ya da ülke içinde çatışmaların söz konusu olduğunu belirtti. Suriye, Yemen, Libya, Ukrayna, Irak ve Lübnan örneklerinde, iki tarafın ya da ülkenin birbiriyle savaşmadığını, öte yandan arka plandaki güçlerin, bazı çıkarlar için çatışma ortamı yarattığını anlattı.

Ahmet Davutoğlu, "Soğuk Savaş" sonrasındaki dönemde üç büyük depremin yaşandığını, bunlardan ilkinin 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla yaşanan jeopolitik deprem olduğunu belirterek, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının etkisinin, Balkanlar'dan Orta Asya, Karadeniz ve Kafkasya'ya geniş bir coğrafyaya yansıdığını, Doğu Avrupa'da birçok değişimi ve dönüşümü beraberinde getirdiğini dile getirdi.

Davutoğlu, bu depremden sonra ortaya çıkan çatışmaların artçı şoklarının hala Ukrayna, Gürcistan, Bosna Hersek ve Makedonya'da hissedilebildiğini kaydetti.

İkinci büyük sarsıntının "güvenlik depremi" olarak nitelendirilebilecek 11 Eylül saldırıları olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu saldırının, başka bir ülkeden değil ülke içinde terör amaçlı belli başlı organize örgütlerden geldiğini ifade etti.

Başbakan Davutoğlu, üçüncü büyük depremin 2008 yılında başlayan küresel ekonomik kriz olduğunu kaydederek, bu krizde dünyanın farklı ülkelerinde insanların kitleler halinde işsiz kaldığını, göç dalgalarının ve kaosun yaşandığını vurguladı.

Küresel ekonomik krizin, bir diğer büyük deprem olan Arap Baharı ile aynı döneme denk geldiğine dikkati çeken Ahmet Davutoğlu, Arap Baharı'nın, demokratik talepleri nedeniyle başta umut vadetttiğini, ancak bugün bu demokratik taleplerin Ortadoğu'da demokrasi için ciddi manada desteğin var olmaması nedeniyle yitirildiğini, gelecek ümidinin yok olduğunu dile getirdi.

Şu anda jeopolitik, ekonomik, sosyo-politik açıdan kaotik bir dönemden geçildiğini ifade eden Davutoğlu, özellikle Türkiye'nin bu jeopolitik dönüşümün merkezinde yer aldığını vurguladı.

Balkanlar'dan 1990'larda milyonlarca sığınmacıyı kabul eden Türkiye'nin, Irak'taki savaş sırasında yine bir diğer krizin merkezinde yer aldığını hatırlatan Davutoğlu, Saddam Hüseyin'in katliamları nedeniyle 500 bin Iraklı Kürt'ün 1991 yılında Türkiye'ye kaçtığını anımsattı.

Başbakan Davutoğlu, Irak'ın aynı zamanda 1990'larda terör örgütü PKK'nın varlığı nedeniyle Türkiye açısından zorluklar yaşanan bir bölge olduğunu dile getirdi.

Davutoğlu, Saddam'dan sonra da kuzeyindeki zorlukların yanı sıra Irak'ın genelinde yönetim kabiliyetinin kaybedildiğini, bugün DAEŞ, PKK, Şii ve yasadışı örgütlerin Irak'ta varlığını sürdürdüğüne, her türlü mezhep savaşının bu ülkede yaşandığına, Irak'ın neredeyse tüm şehirlerinin ayrılmış durumda olduğuna dikkati çekti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yine Türkiye'nin yanıbaşındaki Suriye'de son dört yıldır yaşanan gelişmelere işaret ederek, iki milyon sığınmacının Suriye'den Türkiye'ye geldiğini ve Kilis'te yaşayanların yüzde 44'ünü Suriyeli sığınmacıların oluşturduğunu bildirdi.

Daha önce Türkiye'yi ilgilendiren bir mesele olarak görülen sığınmacı konusunun artık Avrupa'nın sorunu haline geldiğini söyleyen Davutoğlu, telefonla görüştüğü bazı Avrupa ülkelerinin liderlerinin sığınmacı akınını hissetmeye başladığını ve tehditin farkına vardığını anlattı.

Ahmet Davutoğlu, "Suriye'de kriz çözülmezse, emin olun önümüzdeki yıllarda dünya çapında bir sorun haline gelecektir" diye konuştu.

Konuşmasında, Bodrum'da cansız bedeni sahile vuran üç yaşındaki Suriyeli Aylan'a da atıfta bulunanDavutoğlu, "Suriye ve Irak'taki çatışmaları bitirmeden, ülkeler arasında Berlin duvarı gibi duvarlar örerek, sığınmacı sorununu çözmek mümkün değil" şeklinde konuştu.

Türkiye'de son aylarda meydana gelen terör olaylarına da değinen Başbakan Davutoğlu, 113 güvenlik mensubuyla 58 vatandaşın yaşamını yitirdiğini, yüzlerce kişinin yaralandığını bildirdi.

Davutoğlu, DAEŞ ve PKK'ya düzenlenen hava saldırılarının, bu terörist örgütlere ait yapıların ortadan kaldırılmasında çok etkili olduğunu belirterek, "Bu mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi.

Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'de yüzünüzü güneye döndüğünüzde Suriye ve Irak'ı, kuzeyde Ukrayna'yı, Kafkasya'da Gürcistan'daki potansiyel kriz ile Balkanlar'da çok sayıda riski görürsünüz. Bu nedenle daima tetikte olmanız gereklidir" ifadelerini kullandı.

Tüm bunların sadece NATO müttefiki olan Türkiye için değil, NATO'nun kendisi ve Avrupa için tehdit oluşturduğuna işaret eden Davutoğlu, Türkiye'nin Afganistan örneğinde olduğu gibi sorumluluklarını yerine getirdiğini, bu tutumu bundan sonra da istikrarı bozucu herhangi bir faktöre veya terörist faaliyetlere karşı sürdüreceğini belirtti. Davutoğlu, Türkiye'nin DAEŞ yönelik koalisyona katıldığını da vurguladı.

Başbakan Davutoğlu, farklı terörist örgütler arasında ayrım yapılamayacağına dikkati çekerek, bazen bazı müttefiklerin DAEŞ ve PKK terörizmi arasında böyle ayrımlar yaptığını, bundan üzüntü duyduklarını ifade etti.

Terörist örgütlerle mücadelede müttefiklerden destek isteyen Davutoğlu, "Her kim terörist ise teröristtir. Hiçbir dini, kültürel veya ulusal farklılık terörist faaliyeti meşrulaştırmaz. Her türlü terörizme karşı omuz omuza olmak zorundayız" değerlendirmesinde bulundu.

NATO'nun 28 Temmuz'daki toplantısında tüm müttefiklerin, terörist saldırılar nedeniyle Türkiye'ye destek verdiğini hatırlatan AhmetDavutoğlu, bu koordinasyon ve işbirliğinin sürmesini yönündeki ümidini de dile getirdi.

 

 

 

kaynak:akparti.org.tr

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR