Üst Header Banner Reklam
 
Türk, Kürt, Sünni, Alevi Hep Beraber, Dimdik Ayağa Kalkacağız
Davutoğlu, ISS Dome Spor Salonunda UETD tarafından düzenlenen "Düsseldorf Buluşması"nda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının her birini aziz, bütün özgürlüklerinin korunması gereken, eşit vatandaşlar olarak gördüklerini belirtti.
4.10.2015 08:47:01
Bu haber 655 kez okundu
Türk, Kürt, Sünni, Alevi Hep Beraber, Dimdik Ayağa Kalkacağız

 Bir daha kimse bize karşı blok siyaseti oluşturmaya kalkmasın

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Blok siyasetinin bir faydası yok. Bir daha kimse bize karşı blok siyaseti oluşturmaya kalkmasın" dedi.

Davutoğlu, ISS Dome Spor Salonunda UETD tarafından düzenlenen "Düsseldorf Buluşması"nda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının her birini aziz, bütün özgürlüklerinin korunması gereken, eşit vatandaşlar olarak gördüklerini belirtti.

Huzur ve demokrasi gerçekleştirmek için yapılan operasyonlarda muhatap alınan kitlelerin, Türkiye vatandaşı ya da masum vatandaş olmadığına vurgu yapan Davutoğlu, terörle mücadeleyi; Çözüm Süreci, Milli Birlik Kardeşlik Projesi ve demokratikleşme çabalarıyla bir bütün içerisinde gördüklerinin altını çizdi.

Davutoğlu, demokratik kazanımlardan bir santim dahi geri adım atılmayacağını belirterek, herkesin bunu bilmesini istedi. Davutoğlu, "Türkiye'de herkes, hangi etnik kökene, hangi mezhebe, hangi dini geçmişe sahip olursa olsun, kendi örfünü, kültürünü, anlayışını, yaklaşımını, lehçesini, dilini özgürce koruyacak, kullanabilecek. Ama bu temeller üzerinde, ülkemizi bölmeye kalkışanlar olursa, o zaman da Türk, Kürt, Sünni, Alevi hep beraber, dimdik ayağa kalkacağız, 'Bu ülke bölünmez', 'Bu millet parçalanmaz' diyeceğiz. 'Çanakkale'ye yürüyen ecdadın torunları arasına nifak sokulamaz' diyeceğiz" diye konuştu.

"12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın, bütün antidemokratik uygulamaları ayağımızın altındadır. Ama aynı şekilde terör odaklarının bütün uygulamaları da ayaklarımızın altında kesin bir mağlubiyete muhatap olacaktır" diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

"1 Kasım'a giderken, bu terör örgütlerinin başlattığı mücadele ortadayken, Türkiye'de bir kriz ortamı gerçekleştirmek isteyenler varken, dünyada küresel ekonomik kriz varken, 'Gelin bu ülkenin sorunlarını birlikte tartışalım' dediğimiz muhalefet partilerinden, umduğumuz cevabı alamadık. Evet, CHP ile son derece medeni koalisyon görüşmeleri yaptık. Bu görüşmelerin en büyük faydası, seçimlerden sonra 'blok siyaseti' deyip, kutuplaştırıcı bir dil kullanan CHP'nin, bu dilden uzaklaşması oldu. Ümit ederim, bir daha dönüp de bize karşı blok oluşturmaya kalkmazlar. Bilsinler ki ne blok oluşursa oluşsun, o bloku aşar, milletle buluşur, geleceğe yürürüz."

"Demek ki blok siyasetinin bir faydası yok"

Başbakan Davutoğlu, "blok siyaset" diyenlerin, AK Parti'nin dışından bir Meclis Başkanı seçmek istediğini ancak partisinin 258 milletvekilinden bir tek fire vermeden üçüncü turda, AK Parti'li İsmet Yılmaz'ı, Meclis Başkanı seçtiğini anlattı.

"Demek ki blok siyasetinin bir faydası yok. Bir daha kimse bize karşı blok siyaseti oluşturmaya kalkmasın" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, "Yine aynı şekilde, bu gelişmeler içinde MHP, Sayın Bahçeli, götürdüğümüz her teklife 'hayır' dedi. 'Gelin koalisyon kuralım.' 'Hayır.' 'Gelin erken seçime birlikte gidelim.' 'Hayır.' 'Gelin geniş bir reform hükümeti kuralım.' 'Hayır.' Her şeye 'hayır' dedi. Çünkü sorumluluk almaktan çekindiler" dedi.

Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerin yenilenmesi kararından sonra kurulan seçim hükümetine CHP ve MHP'nin bakan vermediğini hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Şunu da ifade edeyim, CHP ile hükümet kurmamamızın temel gerekçesi, özellikle eğitim ve dış politikada. Eğitim ve dış politikada, politikalarımızın yüzde 100 zıt olduğunun kendilerince ifade edilmesidir. Ama sevindiğim bir husus şu var: Sayın Kılıçdaroğlu geçen seçim kampanyasında mültecileri, Avrupa'daki bazı ırkçı tepkilere benzer şekilde, Suriye'ye geri göndermekten bahsediyordu. Şimdi Suriyeli kardeşlerimize insani yaşamdan bahsediyor. Bu ilerlemeyi de herhalde koalisyon görüşmelerine borçlular. Takdir ediyoruz. Bu insani tutumu takdir ediyoruz. Ümit ederiz bir daha böyle mağdur, mazlumlara kapı gösterilmez de gönül, yürek açılır. Ne bedel olursa olsun yürek açanların yanında, Allah'ın nusreti, bereketi vardır. Yüreğini kapatanların karşısında ise bu tarihin hesap sorması var."

CHP ile medeni bir şekilde yürüyen koalisyon çalışmalarının netice vermediğini, çünkü yeni hükümeti, "onarım hükümeti" gibi tanımlamaya kalktıklarını anlatan Davutoğlu, AK Parti'nin 13 yıllık dönemin sonunda onarım değil, "hamle hükümeti" kurmak istediğini dile getirdi.

"Bunlar sorumluluk almaktan korkarlar"

Anayasal bir zorunluluk olan, "anayasa hükümetine" CHP ve MHP tarafından bakan verilmediğini anımsatan Davutoğlu, milletvekillerine bu konuda neden baskı yapıldığını sordu.

MHP'den bu anayasal görevi kabul eden, gönderilen mektuba 'Evet, ben hazırım. Ben bu görevi üstlenirim' diyen tek kişinin Tuğrul Türkeş olduğunu hatırlatan Davutoğlu, şu ifadelere yer verdi:

"Teklifimiz çok açıktı. Gelin beraber 1 Kasım'a yürüyelim. Dediler ki, 'Hayır.' Neden biliyor musunuz? Bunlar sorumluluk almaktan korkarlar. Bunlar muhalefet yapmaya alışkanlar da iktidar olup herhangi bir karar almaya cesaretleri yok. Terörle mücadele yürürken onlar genel merkezlerine kapandılar. Biz bir gün Diyarbakır'da bayram namazı kıldık, öğleden sonra Yüksekova'daydık, askerlerimizle, halkımızla beraberdik. Diyarbakırlı yiğitlerle beraberdik. Allah onlardan razı olsun. Teröre karşı dimdik duran, Diyarbakır'daki bayram namazında bizimle buluşanlardan Allah razı olsun. Sonra Dağlıca şehitlerinin arkadaşlarının yanına gittim. Dediler ki, 'Sayın Başbakanım risklidir, oralarda çatışmalar var, gitmemiz riskli olabilir.' 'Askerimizin olduğu yere, bir başbakan olarak ben gitmezsem, bu makam bana haram olsun' dedim. Onlar ülke sorumluluğu almak için bakan koltuğuna bile oturmaktan kaçarken, biz gecemizi gündüzümüze kattık, hem terörle mücadeleyi yürüttük hem terör örgütlerinin baskısı altındaki, doğudaki, güneydoğudaki kardeşlerimizle buluştuk. İşte size söz veriyorum. Kim ne derse desin, ne baskı yaparsa yapsın, 7-8 Haziran akşamı AK Parti'nin o şerefli, Cumhurbaşkanımız tarafından demokrasi platformu haline getirilmiş balkon konuşmasının gereğini bir daha söylüyorum, bu ülkeyi bir dakika dahi hükümetsiz bırakmamaya kararlıyız. Onlar kaçacaklar, biz ise meydana çıkacağız. Hem siyaset meydanına hem de miting meydanlarına, halkla buluşmaya, kardeşlerimizle buluşmaya geliyoruz."

"Mahallesinden korkan, dağdan korkan, milletle yol yürüyebilir mi?"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçici hükümete HDP'nin ise iki bakan verdiğini, bu bakanların da takriben bir ay sonra istifa ettiğini anımsattı.

"CHP ile MHP'de mahalle baskısı vardı, bakan olmamak için. HDP'de ise dağ baskısı vardı. Mahallesinden korkan, dağdan korkan, milletle yol yürüyebilir mi?" diyen Davutoğlu, "İşte biz, Allah'tan başka kimseden korkmadık. Milletten başka kimseye güvenmedik. Onun için en zor şartlarda, her zaman millet bize destek verdi. 1 Kasım'a şimdi AK Parti bakanlarının da olduğu ama içinde Beril Hanım gibi bağımsız bakanlarımızın da olduğu hükümetle gidiyoruz" ifadesine yer verdi.

Gurbetçilerin Türkiye'deki gelişmeleri yakından takip ettiğini çok iyi bildiğini söyleyen Davutoğlu, "Yürümekte olan huzur ve demokrasi operasyonu, bütün hedeflerine birer birer ulaşıyor ve terör odakları bulundukları yerlerde yaptıkları hesaplarla birlikte birer birer bertaraf ediliyor" dedi.

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR