Üst Header Banner Reklam
TÜRKİYE’YE KARŞI İRAN’IN SAFINDA OLURUM’ DİYEN BİR HAİN
Türkiye’nin 12 ilinden gelen mahalle ve köy muhtarı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi. Amasya, Ardahan, Bingöl, Isparta, Karaman, Kilis, Manisa, Muş, Rize, Sivas, Kütahya ve Uşak’tan gelen 400’e yakın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri
23.12.2015 23:55:13
Bu haber 837 kez okundu
TÜRKİYE’YE KARŞI İRAN’IN SAFINDA OLURUM’ DİYEN BİR HAİN

  “Bürokratik Oligarşi Ülkelerin Felaketidir”

 CUMHURBAŞKANI MUHTARLARLA-VİDEO

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen 17’nci Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran – 1 Kasım arasındaki dönemde yaşanan gelişmelere değinerek, “Eğer iktidarlar güçlü olmazsa bürokratik oligarşi iktidar olma gayreti içine girer ve ülkede her şey adeta durur. Ondan sonra siz o ülkede sıçramayı, gelişmeyi bekleyemezsiniz. Bütün bakanlıklarda işler durur. O ona pas atar, o da bir başkasına. Futbolda olduğu gibi orta sahada top çevirirler” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin 12 ilinden gelen mahalle ve köy muhtarı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi. Amasya, Ardahan, Bingöl, Isparta, Karaman, Kilis, Manisa, Muş, Rize, Sivas, Kütahya ve Uşak’tan gelen 400’e yakın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen öğle yemeğinde ağırlandı.

Muhtarlar Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemek öncesinde muhtarlara hitaben bir konuşma yaptı. ‘Demokrasi piramidinin tabanıyla tavanının buluşması ve kucaklaşması’ olarak nitelediği Muhtarlar Toplantısı’nın Türkiye’de yeni ve hayırlı bir geleneğin tesisine vesile olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin doğrudan oylarıyla iş başına gelen her kademedeki sorumlunun, çok daha yakın bir istişare ve güçlü bir iş birliği içinde olacağını söyledi.

“KENDİ MAHALLE HALKININ DESTEĞİNİ ARKASINA ALAMAYAN BİR MUHTARI, MEMUR DA DİKKATE ALMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuda atamayla gelenlerin lâ-yüs-el, hesap sorulamaz olmaması gibi seçilmişlerin de sorumlu olduğu bir makamın bulunduğunu ifade etti ve “Önce biz seçilmiş olanlar vazifelerimizi en iyi şekilde yapacağız ki, atanmışlardan da aynı şeyi talep etme hakkımız olsun. Kendi mahalle halkının desteğini arkasına alamayan bir muhtarı, kimse kusura bakmasın, memur da dikkate almaz” diye konuştu.

Türkiye’de mevcut yönetim sisteminin, bu bakımdan oldukça sorunlu, sıkıntılı ve tartışmalı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, işaret ettiği duruma örnek olarak 7 Haziran – 1 Kasım arasındaki dönemde yaşanan kimi gelişmeleri gösterdi ve şöyle konuştu: “Ne oldu o arada. Adeta bürokratik oligarşi, seçilmişe karşı tavır koydu. Niye? ‘Ortada güçlü bir hükumet yok, ne olacağı belli değil, gitti gidiyor’ havasıyla bakıyorsunuz birçok yerde dirseklerin farklı bir şekilde dönmeye başladığını bizzat ben de gördüm buna şahit oldum. Bu bürokratik oligarşi, ülkelerin felaketidir. Bu sadece Türkiye için geçerli değildir. Bunları yaşadık. Eğer iktidarlar güçlü olmazsa bürokratik oligarşi iktidar olma gayreti içine girer. Ve ülkede her şey adeta durur. Ondan sonra siz o ülkede sıçramayı, gelişmeyi bekleyemezsiniz. İşler durur. Bütün bakanlıklarda durur. O ona pas atar, o ona pas atar; futbolda olduğu gibi orta sahada top çevirirler. Gol atmaya gelince, gol yok.”

YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çarpıklıkları düzeltebilmek, millete daha iyi hizmet verecek bir sistemi kurmak için yeni Anayasayı gündeme getirip başkanlık sisteminin tartışılmasını istediklerini aktardı. Bu konuda karar merciinin önce TBMM, sonra millet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili olarak muhtarlara da tavsiyede bulundu: “Siz muhtarlarımızdan da bu meseleyi, hem milletimiz, hem de tüm partilerden siyasetçiler nezdinde gündeme getirmenizi, düşüncelerinizi kendileriyle paylaşmanızı bekliyorum. Türkiye’de demokrasi ne kadar güçlü olursa, muhtarlarımız da o derece güçlü olur. Siz sıradan bir güç değilsiniz. Bakın şu anda ülkemizde 50 bini aşkın muhtarımız var. Muhtarımızın tamamı veya çok büyük bir çoğunluğu bu meseleye sahip çıkarsa, bu dönemde, Yeni Anayasa konusunda somut bir ilerleme kaydedilebileceğine ben inanıyorum.”

Başbakanlığı döneminde yapılan yeni Anayasa çalışmalarını özetleyen, Meclis’te 326 milletvekiline sahipken Anayasa Komisyonu’nda parti olarak, diğer partilerle eşit sayıda yer alarak 9 üyeye karşı 3 üyeyle temsil edildiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim derdimiz üzüm yemekti, bağcıyı dövmek değildi” dedi. Çalışmalar neticesinde çıkan 47 maddenin, iktidar ve ana muhalefet partisi tarafından değiştirilebilecekken, ana muhalefet partisinin dürüst davranmaması yüzünden değiştirilemeyip kaldığını da hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 60 maddeye gelindiğinde de yine aynı şekilde dürüst davranılmadığını aktardı.

“RUSYA, DÜŞÜRÜLEN UÇAĞIN KARA KUTUSU ÜZERİNDEN PROPAGANDA YAPIP BUNU BİR ŞOVA DÖNÜŞTÜRDÜ”

Rusya’nın, sınırımızı ihlal ettiği için düşürülen uçağın kara kutusu üzerinden bir propaganda yapıp bunu bir şova dönüştürdüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rus yetkililer tarafından kara kutunun kayıtlarının tahribat sebebiyle deşifre edilemediği yönündeki açıklamalarını hatırlattı ve şöyle dedi: “Rusya, belki düşen uçağının kara kutusunun içindekileri deşifre edemedi ama bu olay ülkemizde pek çok şeyi deşifre etti. Yüz yıl önce, Balkan Harbi sırasında, ‘Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin’ diyen zihniyetin bugünkü temsilcileri, ‘Erdoğan haklı çıkacağına Putin haklı çıksın’ mantığı ile ortaya döküldüler. Biz eskiden Sovyetler Birliği yanlısı olanların, sırf ideolojik tutumları sebebiyle böyle davrandıklarını sanıyorduk. Bugün, eski tüfek sosyalistlerin, güya bir takım liberallerin, bir takım ulusalcı ve hatta güya milliyetçi bir takım isimlerin Rusya safında yer aldığını görünce, asıl gerçeğin farkına vardık. Meğer bunlar, ‘şucu” veya ‘bucu’ değil, sadece ve sadece bu ülkenin, bu milletin düşmanıymışlar. Diğer tüm sıfatları, bu düşmanlığı sürdürebilmek için birer kılıf olarak, birer araç olarak kullanıyorlarmış.”

“YEDİRMEM DEDİĞİ VEKİL, ‘TÜRKİYE’YE KARŞI İRAN’IN SAFINDA OLURUM’ DİYEN BİR HAİN”

Bunlardan birinin de ana muhalefet partisinin bir milletvekili olduğunu ve ‘ülkesinin karşısında olan ülkelerin yanında olmaktan başka bir vasfı bulunmayan’ milletvekiline, ana muhalefet partisi genel başkanı tarafından sıkı sıkıya sahip çıkıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu eleştirilere yer verdi: “Ne diyor? ‘Milletvekilimi yedirmem’ diyor. Yedirmem dediği milletvekili kim? Dün, ‘Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye’ye karşı, İran’ın safında olurum’ diyen bir hain. Aynı kişi, Gezi Olaylarında en başta yer alıyordu. Milletimizin, paralel ihanet çetesine karşı verdiği mücadelede de yine karşımızda bu ismin olduğunu görmüştük. Bugün de, kendi ülkesinin teröristlere sarin gazı sattığı iftirasını bulduğu her mecrada dile getirerek, ihanetini katmerleyen bir karanlık adam. Gırtlağına kadar böyle bir ihanet çukuruna gömülmüş bu karanlık adamı milletvekili yapan, şimdi de arkasında duran bir genel başkan, bana göre aynı yolun yolcusudur. Elbette yoldaşını yedirmeyecek. Ama bu millet onlara, kustukları tüm kinleri, yaptıkları tüm iftiraları birer birer yedirecek, bundan kimsenin şüphesi olmasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu parti liderinin her seçimden önce ‘Başarısız olursam burada oturmam’ deyip her seferinde sözünü tutmadığını hatırlatarak, böylesine bir pişkinlik içinde olan birine, ne dense faydası dokunmayacağının farkında olduğunu ifade etti ve  “Hiç şüphesiz, milletimiz kendisine haddini seçim sandıklarına bildirmeye devam edecektir” dedi.

“DEMOKRASİ, GÜÇLÜ MUHALEFETLE GÜÇ KAZANIR”

İlgili parti liderinin esnaftan sorunlarını kendisine mektup yazarak bildirmesini talep ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çağrıyı yerinde bulduğunu dile getirdi ve milletten bu kişiye mektup yazmasını isteyerek şunları söyledi:  “Milletimin bu mektuplarda; bu zatın, başında bulunduğu partinin her iktidar olduğunda ülkemizi nasıl felaketlere sürüklediğini, milletimizi nasıl sefalete mahkum ettiğini anlatmaya çağırmasını istiyorum. Hatta babanızdan dedenizden kalma, karneyle ekmek alınan dönemlerdeki nüfus kağıtlarının fotokopilerini de gönderirseniz çok isabetli olur. Bu zatın, 1992-1999 yılları arasında SSK’yı nasıl batırdığının, nasıl bir çıkmaza soktuğunun hesabını sormasını istiyorum. Bu zatın, kendi kabiliyetiyle, kendi birikimiyle, kendi mücadelesiyle değil, nasıl bir kaset kumpasıyla CHP’nin başına getirildiğinin yüzüne vurulmasını istiyorum. Bu zatın, niçin kendi doğduğu topraklardan, kendi kültüründen, kendi meşrebinden utandığının, niçin bunları ağzına dahi alamadığının sorulmasını istiyorum. Bu zatın, partisine terör örgütü mensuplarını nasıl milletvekili adayı yaptığının izahını vermesinin talep edilmesini istiyorum. Bu zatın, Suriye’de 400 bin kişinin katili zalim Esed’le nasıl kol kola girebildiğinin hesabını vermeye davet edilmesini istiyorum. Bu zatın, düne kadar demediğini bırakmadığı paralel devlet yapılanması adındaki ihanet şebekesinin kuklası hale gelmeyi nasıl içine sindirebildiğinin sorulmasını istiyorum. Bu zatın, devletin güvenlik güçlerinin fedakârlıkla ve kahramanca mücadele ettiği bölücü terör örgütü mensuplarıyla kurduğu “arkadaşlığın” mahiyetini açıklamaya çağrılmasını istiyorum. Bu zatın, ağzını her açtığında “hesap uzmanıyım” demesine rağmen, bırakın ülkenin hesabını, kendi partisinin hesabının içinden dahi nasıl çıkamadığının izahını yapmasının talep edilmesini istiyorum.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç ümidim yok; ama ola ki bu mektuplar o zata, kendi gerçek durumunu anlama, algılama, sorgulama fırsatı verir” diye de ekledi.

Türkiye’nin böyle bir siyaset tarzını ve böyle bir siyasetçi profilini hak etmediğine, demokrasinin güçlü muhalefetle güç kazanacağına; ancak bu tür muhalefetle zafiyet göreceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hz. Mevlana’nın, ‘Testinin içinde ne varsa dışına da o sızar’ sözüne atıfta bulunarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “İşte bunların ağızlarından dökülenler de, kalplerinde, ruhlarında, bedenlerinde olandır. Buna rağmen, ülkemin ve milletimin duçar olduğu bu manzara karşısındaki üzüntümü ifade etmekten geri duramam. Suriye merkezli küresel bir mücadelenin tam merkezinde, ülkemize ve umudunu bize bağlayanlara yol açma çabası içindeyken, bu sürece katkı vermek şöyle dursun, çelme takanlara elbette söyleyecek sözümüz vardır” ifadelerini kullandı.

“MİLLETİMİZE HİZMET ETMENİN ÇABASI İÇİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin egemenlik haklarını ilgilendiren bir mesele yüzünden Rusya gibi bir ülkeyle karşı karşıya gelindiğinde, karşı tarafa sufle verenlere hak ettikleri cevabı vereceklerini; ülke tarihinin en kritik sınamalarından birinden geçerken, ‘içlerinde bulundukları geminin dibini delmeye çalışanlar’a karşı gerekli tavrı koyacaklarını açıkladı. İstikrar ve güven ortamını tehlikeye atmaya dönük her çabanın karşısında, ülkenin ve milletin hakkını, hukukunu ve çıkarlarını savunacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Asıl bunları yapmaz isek, “namus ve şeref” sorgulamasını hak etmiş oluruz. Bizim abdestimizden şüphemiz olmadığı için namazımızla ilgili de bir tereddüdümüz yok. Bunun için biz, her fırsatta milletimize gidip hesabımızı veriyor, meramımızı anlatıyor, desteğimizi tazeliyoruz. Siyaset yapmakla istismar yapmak arasındaki en büyük fark, işte budur. Birisinde 78 milyon vatandaşımızın her birinin gönlünü kazanmaya çalışır, tamamına hizmet edersiniz, diğerinde varlığınızı borçlu olduğunuz bir lobinin, bir avuç militanın oyuncağı haline dönüşürsünüz. Şu anda Doğu’da Güneydoğu’da olanlar bu değil mi? Bunlar Kandil’den gelen talimatların gereğidir. Bunların tüm hayatları iplerini ellerinde tutanlara hizmet etmekle geçti, geçiyor. Biz ise 40 yıldır siyaset yapıyoruz, milletimize hizmet etmenin çabası içindeyiz.”

“BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELE SONUNA KADAR TAVİZSİZ SÜRDÜRÜLECEKTİR”

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı ilçelerde ve mahallelerde yaşanan güvenlik sorunlarını yakından takip ettiğini bu olaylarda en büyük zararı bölgede ikamet eden vatandaşların gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan bölge insanının; tüm tehditlere, tüm provokasyonlara rağmen, terör örgütünün oyunlarına alet olmayı reddettiğini ve bu onurlu duruşundan dolayı bölgede yaşayan tüm vatandaşları tebrik etti.

Devlet olarak bölgedeki vatandaşın gördüğü zararları gidereceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Güvenlik güçlerimiz, sivillere, masumlara, vatandaşlarımıza zarar vermemek için, gerçekten çok titiz, çok hassas bir çalışmayla, terör örgütünü mensuplarını birer birer etkisiz hale getiriyorlar. Amacına ulaşamayan terör örgütü, okuldan hastaneye, yurttan camiye kadar halkımıza hizmet veren her yere saldırarak, tüm insani ve ahlaki değerlerden yoksun olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bugüne kadar demokrasi, hak, özgürlük, adalet, güvenlik gibi istismar ettikleri tüm değerleri, tüm kavramları ayaklar altına alan örgütün gerçek yüzünü vatandaşlarımız açıkça görmüştür. Burada, sizlerin huzurunda bir kez daha ifade ediyorum. Bölücü terör örgütüyle mücadele sonuna kadar tavizsiz sürdürülecektir. Artık, ne bu örgütün, ne de ipini onun eline teslim eden siyasi partilerin, sivil toplum görünümlü kuruluşların, milletimiz ve devletimiz nezdinde hükmü kalmamıştır. Terör örgütü mensuplarının ilçe ve mahalle merkezlerinden temizlenmesinin ardından, bölge insanıyla birlikte el ele vererek yaraları saracak, yeni bir dönemi hep birlikte inşa edeceğiz. Muhatabımız milletimizin, bölge insanının bizatihi kendisidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu toprakları vatanımız olarak kabul ettiğimiz günden beri, millet olarak kesintisiz bir mücadele ve kesintisiz bir fedakarlık içinde olduğumuza değinerek, konuşmasını “İşte bunun için bugün de, ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diyoruz. Allah ülkemize, milletimize, devletimize zeval vermesin. Rabbim birliğimizi beraberliğimizi daim kılsın” temennileriyle tamamladı.

17’nci Muhtarlar Toplantısı
17’nci Muhtarlar Toplantısı
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR