TUTTURMUŞ “İLLA BAŞKANLIK OLACAK”, OLMAYACAK ARKADAŞ!
Ne istiyorsunuz? Bizim bir adamımız var, biz ona başkanlık istiyoruz, illa o başkan olacak. Niye kardeşim, niye başkan olacak? Bizim aklımız yok, sadece onun aklı var, biz ona üst akıl diyoruz, o bize diyor ki şöyle yapacaksın. Aklını kiraya verenler ülkeyi yönetemezler, aklını kiraya verenler ülkeyi felaketlere sürüklerler, herkes bunu böyle bilsin.
15.11.2016 16:29:22
Bu haber
819 kez okundu
TUTTURMUŞ “İLLA BAŞKANLIK OLACAK”, OLMAYACAK ARKADAŞ!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM CHP Grup Toplantısında yaptığı konuşmada ''dedi
Türkiye ateş yerine dönmüş, bunların bir derdi var, illa başkanlık olacak. Ya, olmayacak arkadaş. Tutturmuş illa başkanlık olacak. Ya, bak, çiftçinin sorunu var, sanayicinin sorunu var, esnafın sorunu var, memurun sorunu var, herkesin derdi var, hapishaneler tıka basa dolu, mağdur 1 milyon aile var; bunların derdiyle uğraşalım, gel bunları çözelim, ekonomiyi düzeltelim, vallahi destek oluruz, ekonomiyi düzeltmek için getir kardeşim, ne istiyorsan getir. Asla ve asla sen ekonomiyi düzelttin diye karşı mı çıktık, ne istiyorsan getir. “Hayır, biz onları unuttuk” diyorlar. Ne istiyorsunuz? Bizim bir adamımız var, biz ona başkanlık istiyoruz, illa o başkan olacak. Niye kardeşim, niye başkan olacak? Bizim aklımız yok, sadece onun aklı var, biz ona üst akıl diyoruz, o bize diyor ki şöyle yapacaksın. Aklını kiraya verenler ülkeyi yönetemezler, aklını kiraya verenler ülkeyi felaketlere sürüklerler, herkes bunu böyle bilsin.
Başkanlık… Başkanlık, rejim tartışmasıdır. Sen, Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimini değiştiriyorsun. Efendim, 1923’te cumhuriyeti ilan ettik, rejim tartışmaları orada kaldı. Hayır kardeşim, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırırsan rejimi güçlendirmiş hâle gelirsin. Cumhuriyeti diktaya dönüştürürsen orada rejimi değiştirmiş olursun, söylemek istediğimiz budur. Sen, cumhuriyeti diktaya dönüştürmek istiyorsun. Oysa bu cumhuriyeti kuranlar, 1923’te bu cumhuriyeti kuranların temel hedefi cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak; bizim de amacımız zaten budur.
3 TERÖR ÖRGÜTÜNÜ SİZ BAŞIMIZA BELA ETTİNİZ
Bunların bir Genel Başkan Yardımcısı var –ismini vermek istemiyorum ama kendisi profesör aynı zamanda, nasıl bir hoca aklım almadı ama- Anadolu Ajansına şu açıklamayı yapıyor Fetullah Gülen terör örgütüyle ilgili: “Haydi biz saftık bilmiyorduk… “Ama sen biliyordun –bana söylüyor- onların terör örgütü olduğunu, Kılıçdaroğlu yargılanmalı” diyor. Arkadaşlar, yargılanmaktan korkmayız biz ama Allah aşkına şu lafa bakın, Genel Başkan Yardımcısı, akademisyen. Bu, öğrencileri nasıl yetiştirmiş acaba, merak ediyorum, gerçekten merak ediyorum yani öğrencileri nasıl yetiştiriyorlar? Sevgili Yasin Aktay, senin önüne yani senin partinin önüne 2004 yılının 25 Ağustos’unda bir belge koydular, orada brifing verdiler, hem MİT Müsteşarlığı verdi hem de Genelkurmay Başkanlığı verdi “Bu örgüt tehlikeli bir örgüttür” dedi, bu açıklama yapıldı. “Bak bunlar himmet paraları topluyorlar” dendi. Bugün Meclise gelenler de bunu aynen açıklıyorlar “Söyledik tamamını” diyorlar. “Amma da büyütmüşsünüz” demişler. “Biz kandırıldık, saftık” diyor. Sayın Aktay’a soruyorum: Herkesin gelip kandırdığı bir adam, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetebilir mi? Yarın birilerinin gelip sizi başka türlü kandırma gücü olursa ne yapacağız? Türkiye’yi felakete sürüklerse ne olacağız? 3 terör örgütünü zaten siz başımıza bela ettiniz, her gelen sizi kandırdı yetmedi mi artık? Siz kandırılacaksınız biz yargılanacağız; siz kandırılacaksınız biz yargılanacağız. Şu mantığa bakın Allah aşkına, şu akla bakın.
TÜRKİYE’Yİ BU HÂLE KİM GETİRDİYSE, ONLARIN YARGILANMASI LAZIM
Efendim, CHP bunlara ses çıkarmamış. Bakın değerli arkadaşlar, ben diğer gazetelerden değil de AKP’yi koşulsuz destekleyen bir gazeteden örnek vereceğim. “CHP’den Gülen’i bitirin önergesi.” Evet, bu önerge. Biz 2013’te önerge vermişiz, bununla ilgili araştırma komisyonu kurmamız lazım demişiz. Bu, Türkiye’nin felaketi demişiz; yargıya sızdı, orduya sızdı, her tarafa, valisi, kaymakamı, gelin bunu araştıralım demişiz. Bize kızıyorlar, “CHP Gülen’i bitirmek istiyor” diye manşet atmış o tarihte. Sonra, aradan zaman geçiyor, “Gülen’i AK PARTİ kurtardı” diyor, bu onların gazetesi. “Terörle Mücadele Yasası’nda yaptığı bir değişiklikle Fetullah Gülen’i kurtardı” diyor. Kim yaptı bunu? Bunlar yaptılar. “Safız” diyorlar. Siz saf değilsiniz, bir şey söyleyeceğim de burada söylenmesi ayıp. Şimdi bunun faturasını kime çıkarıyorlar? Bunun faturasını askerî öğrencilere çıkarıyorlar. Ya, öğrencinin ne günahı var? Bunun faturasını er ve erbaşlara çıkarıyorlar. Ya, onların ne günahı var? Bunun faturasını iş adamlarına çıkarıyorlar. Ya, onların ne günahı var? Kardeşim, talimatı veren belli, darbe girişiminde bulunan belli, gidersin yakalarsın. Birileri yargılanmalı, Türkiye’yi bu hâle kim getirdiyse evet, onların yargılanması lazım.
DEVLETE KİN VE ÖFKE YAKIŞMAZ
Devlet yönetiminde kinin ve öfkenin olmadığını söylemiştim, kin ve öfke yakışmaz devlete; devlet hukuk içinde çalışır kim olursa olsun, hukuka saygı göstermek zorundadır. Devlet, mağdurlar yaratmaz arkadaşlar, hele hele iktidar olanların yani devleti yönetenlerin mağdur ailelere dönüp de “Ağacın kökünü yesinler” demez arkadaşlar. Bizde, Anadolu’da bir söz vardır, o zaman “sen de zıkkımın kökünü ye” derler, değil mi? Mağdur ailelere bu söylenir mi? Gariban aileye bu söylenir mi? Biz mağdurlara sahip çıkınca bağırıyorlar koro hâlinde “Siz, işte FETÖ örgütüne sahip çıkıyorsunuz.” Yok kardeşim, bizim tavrımız, duruşumuz açıktır; biz, haksızlığa uğrayan herkesin yanındayız. Geçmişte bizi Ergenekoncu diye suçluyorlardı değil mi? Bakın, bugün haklı çıktık. Bugün hapiste yüzlerce er, erbaş, askerî öğrenci, iş adamı var, bunların hepsine sahip çıkacağız. Linç edilen erlerimiz var, erin ne günahı var da linç ediyorsunuz? Kim sahip çıkıyor ona? Biz sahip çıkıyoruz. Onların ayağına milletvekili arkadaşlarımı gönderdim, İzmir’deki aileye de bizzat kendim gittim. Kim mağdursa mağdurun yanında olmak benim inancımın da, benim siyaset anlayışımın da, benim ahlakımın da bir gereğidir. Ona, bana oy verdin mi, vermedin mi diye bakmam; ona sahip çıkmak en klasik deyimiyle benim ailemin bana öğrettiği bir terbiyedir.
BÜTÜN MAĞDURLARA SAHİP ÇIKACAĞIM
Size bir mağdur hikâyesi daha anlatayım. Barış Değirmenci, gencecik bir çocuk. İyi İngilizce biliyor, çalışıyor ve bu, Karen Lim diye Filipinli bir kızla tanışıyor bir gemide ve evleniyorlar. Karen Lim’in 1 yaşında bir çocuğu var. İngilizcesi güzel, 1611’de Filipinler’de kurulan bir üniversiteden mezun. Türkiye’de pek çok okulda İngilizce okutmanlığı yapıyor. Turgut Özal Üniversitesi kurulduktan sonra 2014’te üniversiteye başvuruyor “Ben burada İngilizce okutmanı olabilir miyim?” diye ve İngilizce okutmanı oluyor. Daha sonra kanun hükmünde kararnameyle Turgut Özal Üniversitesi kapatılıyor, kapatılınca bunlar açıkta kalıyorlar. YÖK’te çalışma izni var. Ankara Göç İdaresine başvuruyor “Eşim Türk, kızım var, ben Türkiye’de oturma izni istiyorum” diyor. Kızı var, kızının ismi de Huma. Huma türküsünü hepimiz biliriz, ne kadar içli ve güzel bir uzun havadır “Huma Kuşu” diye başlar. Çocuklarının ismini de Huma koymuşlar. Başvuruyor, diyorlar ki “7 Kasım 2016’da Göç İdaresine gel.” 7 Kasım 2016’da Göç İdaresine gidiyor “Eşim Türk, çocuğum var, Türkiye’de oturma izni için başvurdum” diyor. Diyorlar ki “Senin hakkında kamu güvenliğini tehlikeye sokmaktan sınır dışı edilme kararı var” diyorlar. “Ya, ben nerede kamu güvenliğini tehlikeye soktum? İngilizce ders verdim, o kadar.” 6 gün karakolda tutuyorlar; 1 yaşında çocuğu var, 6 gün karakolda tutuyorlar. Şimdi ben, vicdan sahibi olan herkese soruyorum: 1 yaşında çocuğu olan bir anneyi 6 gün karakolda tutmak hangi vicdanın işidir, hangi kültürün işidir, hangi inancın işidir, hangi ahlakın işidir 1 yaşında çocuğu anneden ayırmak? Sonra ne yapıyorlar? 1 yaşında çocuğu olan bu anneyi alıyorlar doğruca İzmit’teki toplama kampına gönderiyorlar. Bakın, çocuğun haberi yok, ailenin haberi yok. Ya, insanda biraz vicdan olur, insanda biraz ahlak olur. Ya bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı zaten, neden bunu yapıyorsunuz? Ben bunu söylediğim zaman itiraz ediyorlar koro hâlinde “Kılıçdaroğlu mağdurlara sahip çıkıyor” sanki suçmuş gibi. Eğer o suçsa ben o suçu işliyorum, bütün mağdurlara da sahip çıkacağım.
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2