Üst Header Banner Reklam
 
Yeni Eğitim-Öğretim Yılının İlk Ders Zilini Çaldı
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde düzenlenen törende, öğrenci ve öğretmenlerle birlikte ilk ders zilini çalarak 2015-2016 eğitim-öğretim yılını başlattı.
28.09.2015 20:19:28
Bu haber 714 kez okundu
Yeni Eğitim-Öğretim Yılının İlk Ders Zilini Çaldı

 Bakan Avcı, yeni eğitim-öğretim yılının ilk ders zilini çaldı

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara’da düzenlen törende öğrenci ve öğretmenlerle birlikte ilk ders zilini çalarak 2015-2016 eğitim-öğretim yılını başlattı. Bakan Avcı, düzenlenen törende yaptığı konuşmada lisede öğrenim gören öğrencilerin yaklaşık yarısının mesleki ve teknik ortaöğretim okullarında eğitim gördüğüne işaret ederek, bu oranın, OECD ortalamasının üzerinde olduğunu söyledi.

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde düzenlenen törende, öğrenci ve öğretmenlerle birlikte ilk ders zilini çalarak 2015-2016 eğitim-öğretim yılını başlattı.

Bakan Avcı, törendeki konuşmasında, her yeni eğitim-öğretim yılının eğitim camiası için yeni hayaller ve taze ümitler anlamına geldiğini ifade ederek, yeni eğitim-öğretim yılının hayırlı olması temennisinde bulundu.

Yeni bir eğitim-öğretim yılına başlama heyecanını yaklaşık 18 milyon öğrencinin ve 900 bine yaklaşan öğretmenin yaşadığını ifade eden Bakan Avcı, 1 milyon 200 bin öğrencinin okul öncesi eğitime, 1 milyon 136 bin öğrencinin de ilkokula başladığını belirtti.

Bakan Avcı: "Asıl görevimiz, mutlu olmayı bilen, başkalarını mutlu edebilen bireyler yetiştirmek”

Eğitimin, hükümetin en öncelikli konuları arasında bulunduğunu, gençleri hayata, yükseköğretime ve bir mesleğe en iyi şekilde hazırlamanın da en önemli görevleri arasında olduğuna dikkati çeken Bakan Avcı, "Ama asıl görevimiz, mutlu olmayı bilen, başkalarını mutlu edebilen bireyler yetiştirmek. Ülkemizin insan kaynaklarını en iyi şekilde yetiştirmenin uluslararası rekabet konusunda en anahtar faktör olduğunun da farkındayız" diye konuştu. Okulların eğitim ortamlarını, fiziki ve teknolojik alt yapılarını, insan kaynaklarını, eğitim-öğretim programlarını geliştirdiklerinin altını çizen Avcı, eğitim çalışanlarının da hizmet öncesi ve hizmet içinde daha iyi yetişmeleri için gerekenleri yaptıklarını söyledi.

“EBA dünyanın en büyük eğitim portalı”

FATİH Projesi kapsamında sınıflara etkileşimli tahtaların kurulduğunu, öğrencilere tablet bilgisayar dağıtıldığını, okullara genişbant internet erişimini sağladıklarını anlatan Bakan Avcı, şöyle konuştu: "Ancak FATİH Projesi bazılarının zannettiği gibi sadece bir donanım projesi, tablet bilgisayar dağıtım projesi değildir. Bu kapsamda bu yıl Eğitim Bilişim Ağını (EBA) yeniden ve yeni bir mimari ile tasarladık ve internet üzerinden başta öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz olmak üzere bütün milletimizin hizmetine soktuk. EBA bugün dünyanın en büyük eğitim erişim portalı haline gelmiştir. Bu nedenle FATİH projesi sadece bir donanım değildir, aynı zamanda çok köklü bir içerik projesidir."

Türkiye, mesleki eğitimde OECD ortalamasının üzerinde

Bakan Avcı, konuşmasında ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması, taşımalı eğitim, bursluluk, yatılılık, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması, sosyal taraflarla yürütülen ortak çalışmalar, bilişim teknolojileri sınıfları gibi çok sayıda projeyi hayata geçirdiklerini hatırlattı.

Geçen yıl olduğu gibi  bu yıl da bir mesleki ve teknik Anadolu lisesinde eğitim-öğretim yılı açılışını yaptıklarını hatırlatan Bakan Avcı, "Mesleki ve teknik eğitime çok büyük bir önem ve öncelik veriyoruz. Şunu övünerek söylemek isterim ki, lisedeki öğrencilerimizin yaklaşık yarısı, mesleki ve teknik ortaöğretim okullarında eğitim görüyor. Bu oran, OECD ortalamasının üzerindedir" değerlendirmesini yaptı. Sayısal gelişmenin yanı sıra mesleki ve teknik ortaöğretimde niteliği artırmak için yapılan çalışmalara değinen Bakan Avcı, şöyle devam etti: "Mesleki ve teknik eğitimde 2002-2003 ders yılında öğrenci sayısının 1 milyonun altındaydı. Bu yıl 2 milyonun üzerinde öğrencimiz mesleki ve eğitimde. Mesleki ve teknik eğitimin, ortaöğretim içindeki payını yüzde 30’dan yüzde 50’ye çıkardık. Mesleki ve teknik eğitimde 2002-2003 ders yılında 60 bin civarında olan öğretmen sayımızı, geçen yıl 130 bine, iki kattan fazla arttırdık. Aynı dönemde bin 920 olan mesleki ve teknik lise sayısının da geçen yıl itibarıyla iki kattan fazla bir artışla 4 bin 89´a yükseltildi."

Millî Eğitim Bakanlığının bütçesinin geçen yılki bütçenin 2002´ye göre 8 kat artarak 62 milyar liraya yükseltildiğini kaydeden Bakan Avcı, mesleki ve teknik eğitimde daha da göz kamaştırıcı bir artış yaşandığını belirterek, 2002´de bu alandaki 750 milyon lira olan bütçenin, bugün itibarıyla 11 kat artışla 8 milyar 230 milyon liraya yükseldiğini aktararak, "Bu yılki mesleki ve teknik eğitim için 8 milyar liralık bütçemiz, bakanlığımızın 2002 yılındaki bütün bütçesinden daha fazla" diye konuştu.

Mesleki ve teknik lisesi mezunlarının yükseköğretime geçişteki katsayı uygulamasını kaldırıldıklarını dile getiren Avcı, törendeki öğrencilere, "Siz bunu bilmiyorsunuz, sizin ağabeyleriniz ablalarınız bunu çok acı bir şekilde hatırlıyorlar. Üniversiteye girişte puanlarınız belli bir yüzdeyle çarpılıp kazandığınız halde pek çok fakülteye girmeniz bu katsayı engeli yüzünden engelleniyordu" ifadeleriyle seslendi.

OSB´lerdeki liselere müjde

Türkiye Mesleki ve Teknik Eğitim Strateji Eylem Planı´nı Yüksek Planlama Kurulu kararıyla yürürlüğe koyduklarını anımsatan Avcı, organize sanayi bölgelerindeki 19 mesleki ve teknik eğitim okulunda eğitim gören 10 binden fazla öğrenci için öğrenci başına destek sağlandığını belirterek, "19 olan bu sayıyı inşallah en kısa vadede 100’e çıkaracağız" bilgisini paylaştı.

Mesleki ve teknik liselerdeki eğitim programlarını geliştirdiklerini, hala modüler yapıda 62 alanda öğretim programı uygulandığını anlatan Avcı, 6 bin çeşit bireysel öğretim materyale hazırlanarak öğretmen, öğrenci, kamu ve özel kuruluşlarının hizmetine sunduklarını anlattı. Mesleki Yeterlilik Kurumu´nu kurduklarını, eğitimle sektör arasında iş birliğini geliştirmek amacıyla 61 kuruluşla protokoller imzaladıklarını, bu protokollerin 70 öğrenci ile 1 milyon 750 bin arasındaki öğrenciyi ilgilendirdiğini söyledi. Mesleki eğitimde yürütülen projeler hakkında bilgiler veren Bakan Avcı, "Mesleki ve teknik eğitim, eğitim sistemimizin geçmişte en çok ihmal edilen ve ihmal edilmesi de en çok eleştirilen yol açan alanıydı. Bu konuda kısa süre içinde onlarca yıldır birikmiş problemlerin çok büyük bir bölümünü çözdük. Mesleki ve teknik eğitimi hızla değişen iş hayatının gereklerine uygun olarak geliştirmeye, dönüştürmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

"Bileklerinde altın bilezik var"

Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi hakkında da bilgiler aktaran Bakan Avcı, okulda bin 159 kız öğrencinin, 159 erkek öğrencinin eğitim aldığını anlattı. Okulda 27 derslik, 10 laboratuvar ve 30 atölyede uygulamalı eğitimlerin verildiğini aktaran Avcı, "Öğrencilerimiz, katsayı engeli kalktığı için üniversiteye de devam edebiliyorlar ama halkımızın tabiriyle bu okulu bitirdiklerinde her birinin bileğinde altın bir bilezik var" dedi.

Konuşmasının ardından Bakan Avcı, öğrenci, öğretmen ve diğer katılımcılarla ilk ders zilini çaldı. Bakan Avcı, daha sonra okulu gezerek, yetkililerden bilgi aldı.

Tören sonrasında okulun laboratuvar ve atölyelerinde incelemelerde bulunan Bakan Avcı, daha sonra sınıfları gezerek öğrencilere, kitap, kalem ve silgiden oluşan hediyeler dağıttı. Bakan Avcı, bu sırada kitapların internet dışında güzel dünyalar meydana getirdiğini, kitap, kağıt ve kalemin her şeye rağmen işin esası olduğunu söyledi.

Bakan Avcı, gazetecilerin sosyal medyayla ilgili öğrencilerin dikkate alması gerekenlerin ne olduğunu sorması üzerine, bilişim teknolojileri ve internete bağlı cep telefonları gibi donanımların ufku açtığını, erişim alanını genişlettiğini, ancak çok bilinçli kullanılması gerektiğini vurguladı. Aşırı kullanımın fiziksel olarak da sıkıntılar doğurduğuna işaret eden Bakan Avcı, zaman zaman göz problemlerine ve ilgi dağılmasına sebep olabildiğini belirtti.

"Odaklanma süresi 3 dakikaya düştü"

Bakan Avcı, son yapılan araştırmaların, özellikle internette çok fazla vakit geçiren gençlerin, çocukların bir konuya verimli bir şekilde odaklanma süresinin gittikçe düştüğünü ortaya koyduğunu aktardı. Kendi öğrenciliği döneminde bir konuya odaklanma süresinin 15 dakika dolayında olduğunu ancak şimdi bu sürenin 3 dakikaya kadar düştüğünü bildiren Avcı, şöyle devam etti: "Lise ya da üniversite çağındaki öğrencilerimizin bir konuya odaklanma süresi 3 dakikayla sınırlı, 3 dakikadan sonra ilgi dağılıyor. Niye? Çünkü süreç çok hızlı akıyor. Televizyonlarda reklamlar 20-26 saniye. Dolayısıyla belli izleme ve odaklanma alışkanlıkları oluşuyor. Dolayısıyla kendi kendinizi denetleyebilecek yaşa geldiğiniz için yapabilirsiniz. Çocuklar yapamıyorlar ama siz kendi ilgilerinizi daha bilinçli bir hale getirebilirsiniz. Televizyon izleme sürelerinizi de internette kalma sürelerinizi de. Kitap okuma alışkanlığı da odaklanma yeteneğini artırıyor. Kitap, dikkati kendinde topluyor ama televizyon, internet öyle değil. Dağılıyorsunuz. O da zihinsel başarıları etkiliyor."

Bakan Avcı, görüntü alınan sınıfın özel hazırlanmış bir tanıtım sınıfı olmadığını belirterek, Türkiye’deki bütün okullarda bu sınıfta olduğu gibi ilk derste öğrencilerin kitaplarının sıraların üzerinde olduğunu vurguladı. "Bu petrolü, doğalgazı olmayan Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitime verdiği önemi gösteriyor" ifadesini kullanan Bakan Avcı, kitapların da bunu sembolik olarak gösterdiğini söyledi.

"Cep telefonunun beyinsel etkilerini henüz bilmiyoruz"

"Yönetmelikte, cep telefonu disiplin cezasına neden oluyor. Bu konuda ailelere, öğrencilere bir tavsiyeniz olacak mı" sorusu üzerine Bakan Avcı, Türkiye´nin cep telefonu kullanımında İngiltere’yi ikiye katladığı yönündeki haberleri gördüğünü aktardı.

Telefonlarda, çok uzun konuşulduğunun altını çizen Avcı, şu değerlendirmelerde bulundu: "Henüz cep telefonlarının bu kadar yakından kulağımıza dayanıp kullanılmasının ne tür beyinsel etkiler yaptığını bilmiyoruz. O bakımdan bu konularda çok ihtiyatlı olmakta fayda var. Çok zorunlu haller dışında telefonları uzun uzun kullanmamak gerekiyor. Sözü çok uzatarak, karşımızdakini meşgul ediyor olabiliriz. Karşımızdaki insan nezaketinden bir şey söylemiyor olabilir. Onun için telefonda en kısa sürede meramımızı anlatıp kapatmakta, çok fazla dedikodu için muhabbet için kullanmamakta fayda var. SMS’ler de aynı şekilde. Oralarda da yazma yeteneğimiz büyük ölçüde köreliyor. Belli karakter sayısıyla yazmak zorunda olunduğu için kelimeleri olur olmaz kısaltıyoruz. Bunu yapmayalım. Bu bir süre sonra kelimenin gerçek yazımını unutmamız, imlanın bozulması anlamına gelebilir. SMS gönderdiğimiz zaman da Türkçe’nin kurallarına uygun yazımlara dikkat etmekte yarar var." "Cep telefonu da olsa, tablet bilgisayar da olsa başka bilgisayar da olsa bunlar bir tür alettir. Adı üstünde araçtır. Bazı işleri daha kolay ve hızlı yapmak için işimize yarar ama çok aşırı kullanımda bazı yeteneklerimizin körelmesine yol açabilir" uyarısını yapan Bakan Avcı, bunun için bu cihazların çok dikkatli ve tutumlu kullanılması gerektiğini vurguladı.

"Model değiştireceğiz, her yeni modelden alacağız gibi şeylere de kapılmayın. Bu marka düşkünlüğü çok iyi bir şey değil" ifadelerini kullanan Avcı, bazı durumlarda yeni modellerin cazip hale getirilmesi için kullanılmayacak pek çok uygulama yüklendiğini, eski modellerin, yeni çıkan modellerden çok daha fonksiyonel olabildiğini söyledi.

Pek çok cep telefonunun fotoğraf çekme özelliğinin bulunduğuna işaret eden Bakan Avcı, tanımadığınız birinin fotoğrafını çekerken izin almanın temel bir nezaket kuralı olduğunu vurguladı. Bakan Avcı şöyle konuştu: "Öyle, olur olmaz yolda, sokakta, parkta, vapurda, otobüste trende belli bir toplulukta tanımadığınız kişilerin iyi ya da kötü, gülünç veya ciddi görüntülerini izin almadan çekmek, hem nezakete aykırıdır, hem de gerektiğinde yargı konusu bile olabilecek bir suç olabilir. Mahremiyete tecavüz anlamına gelir. Onun için yakın arkadaşlar arasında bunları çok dikkatli kullanmak gerekir. Birbirinizin hoşlanmayacağı görüntülerini hem çekmeyin, hem de başkalarıyla paylaşmayın."

Bakan Avcı, yönetmelikte sınıfta cep telefonu kullanımına ve sosyal medya paylaşımlarına ilişkin yapılan değişikliklere değinerek, "Yaptığımız değişiklikte başkalarının özel hayatına müdahale anlamına gelebilecek çekimler veya paylaşımlar konusu var. ´Ben çekmedim, arkadaşımdan aldım paylaştım´ bu da kurtarmıyor. Sakın bu tür şeylere girmeyin. Kimsenin hoşlanmayacağı görüntülerini en yakın arkadaşınız da olsa çekmeyin, çektirmeyin ve paylaşmayın. Yani bu aletlerin sadece birer araç olduklarını bilerek bilinçli bir şekilde kullanmaya gayret edin" diye konuştu.

Ayşenur isimli bir kız öğrenci, çizdiği karakalem portresini Bakan Avcı’ya hediye etti. Bakan Avcı, gazetecilerin “gözlüğünüzün detaylarını bile atlamamış” sözleri üzerine, “Evet, hakikaten çok güzel olmuş” değerlendirmesini yaptı.

Yeni eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla düzenlenen törende öğrenciler, Türk Bayrakları taşıdı.

Bakan Avcı, törenin ardından okulun yanında bulunan Tarihi Roma Hamamı´nı gezdi.

Törene, Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

  

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR